Doğan Hasol

Atatürk 20.yüzyılın Dünya Lideri'dir. ABD’deki Kentucky Üniversitesi yayını “King of the Mountain" adlı kitap 18 yıl süren ciddi bir araştırmayı kapsıyor. 199 ülkeden belirlenen 1941 ülke yöneticisi arasında yapılan inceleme sonucunda Atatürk "20.Yüzyıl'ın Dünya Lideri" seçilmiş.

Dün akşam İTÜ Ayazağa Kampüsü'nde "Mimar Doğan'lar… Üç Doğan" kitabı üzerine bir söyleşi toplantısı yapıldı. Doğan Tekeli ve ben katıldık, vefat etmiş olan Doğan Kuban'ı andık. Kitabı okumuş olan katılımcılar, Doğan Tekeli ve bana sorular yönelttiler. Verimli bir toplantı oldu.

Mimarlık,bir toplumun geleceğine dair sorumluluktur. Yapıların çevreye,insanlara ve kültüre etkisi yıllarca hissedilir. Doğaya saygı, sosyal eşitlik ve sürdürülebilirlik her tasarımın temel taşları olmalı. Teknolojinin mimarlıkla birleşimi, yapıları sürdürülebilir hale getiriyor.

Kentsel dönüşüm, sadece binaları değil, insanları da dönüştürmeli.
Yeni bir mahalle ya da sokak, sosyal adaletin ve toplumsal uyumun sağlanabileceği bir alan olmalı. Mimarlık sanatı, insanların yaşam kalitesini yükselten bir araçtır.

YAPI Dergisi'nin 498.sayısı çıktı. Bu sayıda benim “Ülkemiz Deprem Kuşağında Doğru Planlama, Doğru Proje, Doğru Uygulama ve Uygulama Denetimi Gerek” başlıklı yazım var. Ayrıca,Celal Abdi Güzer, Mehmet Çubuk, Şengül Öymen Gür ve Vedat Tokyay'ın yazıları var.
YAPI 498'de buluşalım.

Şehirler yalnızca yapılardan oluşmaz; orada yaşayanların anılarını barındırır, niteliklerini yansıtır. Her cadde, park, meydan toplumla bütünleşen mekânlardır. Mimarlık, bütün bu kentsel oluşumları biçimlendirip yansıtan sanattır.

Doğa ile uyumlu yapılar, çevreye zarar vermediği gibi, aynı zamanda insan ruhunu besler. Doğal ışık, yeşil alanlar ve doğal malzemeler, yaşam kalitesini artıran unsurlardır. Mimarlık, insanı doğanın bütünleyici bir parçası yapmalıdır.

İTÜ Vakfı Dergisi'nin Ocak-Mayıs 2025 tarihli, 95'inci sayısı çıktı. Bu sayıda "Kuantum", "İTÜ'de İlkler" ile "İklim ve Sürdürülebilirlik" konularına yer verildi. @ITUVAKIF

YAPI Dergisi'nin 497.sayısı (Mayıs-Haziran) çıktı. Bu sayıda benim “Mimar Sinan Haftasında Kıbrıs TMMOB'nin Konuğu Olduk” başlıklı yazım var. Ayrıca,Celal Abdi Güzer, Mehmet Çubuk, Şengül Öymen Gür ve Nihan Canbakal Ataoğlu'nun da yazılarını bulabilirsiniz.
YAPI 497'de buluşalım.

Mimarlık, toplumsal değişim sürecinin görünür yüzüdür. Her yapı, bir düşüncenin, bir ideolojinin ya da bir devrimin yansıması olabilir. Şehirlerdeki her değişim, sadece fiziksel değil, toplumsal dönüşümü de beraberinde getirir.

Bir şehir ya da bina, sadece bir yapılaşma değil; bir kültürün, bir toplumun göstergesidir. Mimarlık ve kentsel tasarım, bu kültürel birikimi yaşatmanın da bir aracıdır. Her yapı, geçmişi geleceğe taşır, her detay bir kültürün aktarımıdır.

Mimarlık, yalnızca bireyler için değil, toplumlar için de sorumluluk taşır. Her proje, sosyal eşitsizlikleri azaltmak, erişilebilir yaşam alanları yaratmak ve olası çevresel kötü etkiyi en aza indirmek adına bir fırsattır.

Atatürk 20.Yüzyılın Dünya Lideri'dir. ABD’deki Kentucky Üniversitesi yayını “King of the Mountain" adlı kitap 18 yıl süren ciddi bir araştırmayı kapsıyor. 199 ülkeden belirlenen 1941 ülke yöneticisi arasında yapılan inceleme sonucunda Atatürk "20.Yüzyıl'ın Dünya Lideri" seçilmiş.

Doğayla uyumlu yapılar, insan ve çevre için daha sağlıklı bir yaşam sunar. Mimarlık, mekânın ruhunu şekillendiren bir sanattır. Sürdürülebilir mimarlık, geleceğe aktarılan bir mirastır. Doğaya saygılı, insana değer katan yapılar, geleceğin izlerini bugünden bırakır.

Mimarlık, yalnızca mekân yaratmak değil, insana ve doğaya hizmet eden bir denge kurmaktır. İyi bir tasarım, estetik, işlev ve dayanıklılığı buluşturur. Her yapı bir iz bırakır, ama en güçlü iz, zamana ve insanlara değer katandır. İyi mimarlık, geçici değil kalıcı bir etki yaratır.

Cumhuriyet Gazetesi'nin 101'inci yıldönümünü hep birlikte kutlayalım. Daha nice başarılı yıllar dileyelim.

YAPI Dergisi'nin 496. sayısı (Mart-Nisan) çıktı. Bu sayıda benim “Çarpık Ketleşmeden, Çarpık Dönüşüme...” başlıklı yazım var. Prof.Dr. Celal Abdi Güzer, Prof.Dr. Mehmet Çubuk, Prof.Dr. Şengül Öymen Gür ve Dr. Erdem Ceylan'ın yazılarını bulabilirsiniz.
YAPI 496'da buluşalım.

Nisan başında Ayşe, Hayzuran ve benim Kıbrıs TMMOB'nin konuğu olarak 3 günlük bir Kıbrıs ziyaretimiz oldu. İstanbul'dan uçakla Lefkoşa'ya gittik. Kıbrıslı meslektaşlarla deneyimlerimizi paylaştık. Kıbrıs güzel bir Akdeniz adası, Lefkoşa da hoş bir şehir olmuş. Görülmeye değer.

Kitaplarım

Mimar, yalnızca yapı tasarlamaz; insan duygularını, ihtiyaçlarını ve hayallerini biçimlendirir. Her mekân bir deneyimdir. Bu deneyim, tasarımcının vizyonuyla hayata geçer. Şehirler, mimarların imzasıdır. Her yapı, bir dönemin ruhunu yansıtır. Gelecek, geçmişten de esinlenir.

YAPI Dergisi'nin 495. sayısı (Ocak-Şubat) çıktı. Bu sayıda benim “Ne Demiştik?” başlıklı yazım var. Prof.Dr. Celal Abdi Güzer, Prof.Dr. Mehmet Çubuk, Prof.Dr. Şengül Öymen Gür ile Doğan Tekeli'nin de yazılarını bulabilirsiniz.
YAPI 495'te buluşalım. @yapidergisi

Mimarlık, boşlukları, ihtiyaçları anlama ve onları yaşanabilir mekânlara dönüştürme sanatıdır. İyi bir bina ya da yapı, yalnızca estetiği değil, işlevselliği ve insan deneyimini de gözetmelidir.

Mimarlık, hızla değişen dünyamızda çağdaş yaratıcılıkla biçimleniyor. Tarihsel birikimimize sahip çıkarken, geleceğe de ilham verecek, örnek olacak projeler üretmeliyiz. Mimarlık, geçmişi referans alarak geleceği inşa etmektir. Kültürel miras, çağdaş tasarımın ilham kaynağıdır.

Güncel iyi mimarlık örneklerinin azlığından yakınıyoruz. Soralım: Türkiye'nin çağdaş mimarlık ürünleri tarihselci, diriltmeci yapılar mı olmalı?.. Günümüzden geleceğe, yeni kuşaklara miras olarak çağdaş iyi mimarlık örnekleri bırakmalıyız.

Şehirlerler, insanlık tarihinin aynasıdır. Mimarlık, bu aynadaki yansımayı güzelleştirme sanatıdır. İyi yaşanabilir şehirler, bilinçli tasarımın ve sürdürülebilir mimarinin eseri ve göstergesidir.

Mimarlık, yalnızca binalar inşa etmek değildir, kültürü, tarihi ve yaşamı şekillendiren bir sanattır. Çevremizdeki yapıların geçmiş dönemleri ve bugünü nasıl anlattığını düşünelim! Mimarlık, insanlığın geçmişini geleceğe aktaran bir sanat dalıdır.

Mimarlık, sadece binalar inşa etmek değil; insanlara yaşam çevreleri sunmaktır. Malzeme, ışık, mekân ve estetik bir araya geldiğinde insan ruhuna dokunan bir sanat ürünü ortaya çıkar. İyi mimarlık, insanların kendisiyle ve çevresiyle uyum içinde yaşamasını sağlar.

Toplum, Türkiye’nin kendisini dünyaya tanıtabildiği tek sanat dalı olan “mimarlık”ın pek farkında değil. Cumhuriyet’in kuruluşuyla yoğun bir şekilde gündeme gelmişse de, ilerleyen yıllarda, sağlıksız kentleşme, zayıf kentlileşme, arsa spekülasyonu ve rant kıskacında darboğaza girmiştir.

Kentlerin nüfusu hızla artarken, "sürdürülebilir mimarlık" kaçınılmaz bir gerekliliktir. Doğa dostu malzemeler, yenilenebilir enerji ve çevreye duyarlı tasarımlar, geleceğin şehirlerini biçimlendiriyor. Mimarlık, yalnızca estetik değil, aynı zamanda ekolojik bir sorumluluktur.

Yeni yıl, yaratıcı fikirlerin ve ilham veren tasarımların yılı olsun. Her çizginiz geleceği şekillendirsin, her detayınız yaşama değer katsın. 2025’te mimarlığın, insanla, doğayla ve hayal gücüyle buluştuğu yepyeni ufuklara ulaşmasını ve esenlik dolu bir yıl olmasını dileyelim!