Onur Özgen's Avatar

Onur Özgen

@onurozgen.bsky.social

Gazeteci, yazar, editör | Evrensel • BirGün Pazar • Vesaire • Ayrım Dergi | Mecra: https://onurozgen.substack.com/

631 Followers  |  191 Following  |  59 Posts  |  Joined: 04.04.2025  |  1.6108

Latest posts by onurozgen.bsky.social on Bluesky

Post image

"Türkiye’de astronomik transferlere göz yumulması bir 'denetimsizlik kazası' değil, siyasî ve ekonomik rasyonaliteye dayanan kasıtlı bir tercih."

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97478/b...

09.08.2025 09:51 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Borçla büyüyen şov: İktidar, kulüpler ve popülist transfer düzeni Türkiye’de gündem çok sık değişiyor olabilir, ama kendi sınıfımız açısından her yaz aynı manzarayla karşılaşıyoruz: Kur şokları, enflasyon, artan işsizlik… Ve tam da bu atmosferde, her yaz “bomba transferler” yeni formalarıyla poz veriyor. Kamuoyunun bir kısmı, “Bu paralar nereden geliyor?​” diye soruyor elbette; ancak 2022’de yürürlüğe giren ve kulüplerini borca sokan yöneticilere hapis cezası dahi öngören Spor Kanunu sessizliğe gömülmüş durumda. Peki siyasi iktidar, ekonomik rasyonalitenin tam zıddı sayılabilecek bu harcama çılgınlığına neden engel olmuyor, hatta açıkça müsaade ediyor? Bunu beş boyutta incelemek gerek: Toplumsal psikoloji, siyasal rıza, ekonomik kontrol, medya ekosistemi ve hukukun seçici uygulanması. Bir kaçış kanalı olarak futbol İlk olarak, futbol iktidar tarafından kitle psikolojisini yönlendirme aracı ya da bir kaçış kanalı olarak görülüyor. Yüksek enflasyon ve alım gücü erozyonu, kitlelerin günlük yaşamını yakıcı biçimde etkilerken, transfer coşkusu, ekonomik sıkıntıların insanlar üzerinde biriktirdiği stres ve öfkeyi kısa süreliğine dışarı atarak toplumsal basıncı düşüren bir emniyet supabı gibi işliyor. Bu, iktidarın çoktan keşfettiği bir sosyo-psikolojik formül. Öte yandan toplumu iki zıt kampa bölen kutuplaştırıcı söylem, Galatasaray–Fenerbahçe rekabetinde yeniden üretiliyor. “Biz–onlar” duygusu, politik gerilimi emen bir tampon hâlini alıyor. İki kulüp arasındaki kıyasıya transfer yarışı da tribünler üzerinden “güç gösterisi” ihtiyacını karşılıyor ve potansiyel öfkeyi sisteme zarar vermeyecek kanallara yönlendiriyor. Türkiye’de büyük kulüpler milyonlara ulaşan taraftar tabanlarıyla seçim dinamiğini doğrudan etkileyen “oy bankaları” olarak görülüyor. Öfkeli tribünler, iktidar açısından kuşkusuz büyük bir risk. Kulüp yöneticileri, astronomik transferler sayesinde bu dengeyi de koruyor; siyasî otorite de bunu bile isteye seyrediyor. Spor Kanunu: Duvarda asılı bir sopa 2022 Spor Kanunu’nun uygulanmaması bir tesadüf değil, stratejik bir “bekletme” olarak görülmeli. Kanun, gerektiğinde kulüp yönetimlerine veya taraftar gruplarına indirilmek üzere duvarda asılı bir sopa olarak tutuluyor. Böylece kulüp yöneticileri, devletten gelen, “Gerekirse borcunuzu biz öderiz, yeter ki kendi kitlenizi siyasetten uzak tutun” mesajını alıyor; kulüpler iktidara ekonomik açıdan bağımlı kalıyor, tribünler de oto-sansüre meylediyor. Diğer yandan UEFA’nın squad cost oranı 2025’te %70 bandına kalıcı olarak inecek. Avrupa’da Barcelona’dan Aston Villa’ya dek birçok kulüp ağır yaptırımlar gördü. Türkiye’den Beşiktaş da 900 bin euro para cezasıyla bu anlamda cezalandırılan ilk kulüp oldu. Bu henüz buzdağının görünen kısmı. Buna karşın Türkiye’de hem TFF lisanslama sistemi hem de siyasetin “şartlı destek” mekanizması, geçişi geciktiriyor. İktidar, UEFA riskini bir “pazarlık fişi” olarak kullanırken, kulüpler de popülist yatırımın faturasını geleceğe iteliyor. Medyanın da bu çarpık işleyişteki rolünü atlamamak lazım. Televizyon kanalları, dijital platformlar ve sosyal medya hesapları, transferler üzerinden etkileşim rekorları kırıyor. “Bomba transfer” haberleri enflasyon, işsizlik ve yolsuzluk tartışmalarını gölgede bırakıyor. Medya bu köpükten para kazandığı için derin finansal analiz veya hukuki takibi geri plana itiyor. İktidar, kulüpler, medya: Üçlü bir suskunluk paktı Kulüp yönetimleri, siyasi desteğin çekilmesinden korkar; medya transfer balonunun patlamasını istemez, iktidar da oy tabanına dokunmak istemez. Böylece üçlü bir suskunluk paktı oluşur: Hiçbir taraf “Bu kadar parayı nasıl harcıyorsunuz?​” sorusunu yüksek sesle sormaz. Kanunlar kâğıt üzerinde “herkese eşit” ama uygulaması siyasi takdire tâbi olunca hukuksuzluk kanıksanır. Peki yasa gerçekten işletilirse ne olur? Elbette futbol ekonomisi çalkalanır, taraftar tepkisinin sokağa taşma riski doğar, böylece iktidarın ödeyeceği siyasi maliyet bir anda fırlayabilir. Bu yüzden iktidar ve onun güdümündeki kulüpler, gelecekteki büyük çöküş riskini bugünkü popülist kazanca tercih ediyor. Sonuç olarak, Türkiye’de astronomik transferlere göz yumulması bir “denetimsizlik kazası” değil, siyasi ve ekonomik rasyonaliteye dayanan kasıtlı bir tercih. Futbol, hem kitlelerin dikkatini ekonomik krizden uzaklaştırmakta hem de tribünleri siyasi protestodan arındırmakta işlevselleştiriliyor. Kanunlar sopaya dönüşmüş durumda; sopanın indirilmeyişi de kulüpleri iktidara muhtaç kılan zinciri kalınlaştırıyor. Bu döngü kırılmadıkça, “borcu borçla çeviren transfer döngüsü” tribünlerde geçici coşku, ülke ekonomisinde kalıcı delik yaratmaya devam edecek. Gerçek çözüm ise denetimin seçici değil kurumsal; medyanın köpürtücü değil sorgulayıcı, kulüp yönetimlerinin popülist değil sürdürülebilir olduğu bir modelden geçiyor.

Borçla büyüyen şov: İktidar, kulüpler ve popülist transfer düzeni

✒️ Onur Özgen yazdı https://www.evrensel...

09.08.2025 02:45 — 👍 5    🔁 2    💬 0    📌 0
Post image

"Her seferinde kestirme bir yol aramak, Beşiktaş’ı uçurumun kenarına getirdi. Hâlâ kısa yoldan kurtuluş hesapları yapılıyor. Öyle bir yol yok. Bundan sonra Beşiktaş’ın önündeki bütün yollar sarp, dolambaçlı ve engebeli."

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97435/b...

02.08.2025 11:28 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Ozzy Osbourne'ün ardından...

Bugün, BirGün Pazar'da.

Okumak için: www.birgun.net/makale/ozzyn...

27.07.2025 12:03 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

"Artık karşımızda bir spor kulübünden ziyade inşaat şirketi gibi faaliyet gösteren yapılar var. Peki taraftarlar bu saçmalığa nasıl ikna edilecek? Elbette transferlerle…"

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97389/t...

26.07.2025 09:29 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

"Sporcular sahada işlerini kendilerini izleyenlere saygı duyarak icra etmelidir. Çünkü sahadaki eylemleri kamusaldır. Peki toplum olarak onlardan, mahremiyet alanında da ahlâkî bir örnek olmalarını isteyebilir miyiz?"

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97356/l...

20.07.2025 10:25 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Kulüpler Dünya Kupası'nın ardından turnuvanın genel değerlendirmesi...

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97327/f...

17.07.2025 08:04 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Otuz yıl önce bugün kaybettiğimiz Matti Pellonpää anısına...

Bugün, BirGün Pazar'da.

Okumak için: www.birgun.net/makale/hakik...

13.07.2025 13:13 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0

Luis Enrique övgülerine devam... Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97289/l...

12.07.2025 09:57 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Türkiye'de halk giderek yoksullaşırken, büyük futbol kulüplerinin her geçen yıl daha müsrifleşmesi üzerine...

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97273/t...

09.07.2025 08:54 — 👍 2    🔁 1    💬 0    📌 0

Beşiktaş, çok tuhaf bir şekilde, yıllardır oyunu yönetecek, tempoyu belirleyecek bir 8 numarayı tercih etmiyordu. Neredeyse Oğuzhan ve Sosa'dan beri. Orkun gerçekten geliyorsa, Beşiktaş onunla birlikte yeniden favori takım oyununa geçebilir. Suyun yönü değişir, başka bir deyişle.

08.07.2025 08:55 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Diogo Jota'ya veda...

Bugün, Evrensel'de.

05.07.2025 07:45 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Jota’nın ardından: Ah, onun adı Diogo! Çarşamba gecesi geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren 28 yaşındaki forvet Diogo Jota, Liverpool’un durdurulamaz tırmanışının sembolüydü. Jota, ilk bakışta hiçbir özelliğiyle ayrışmıyordu: İleri uçta görev yapan, atletik üstünlükleri sınırlı, ancak Premier Lig seviyesinde oynamak için asgari teknik donanıma sahip profesyonel bir golcü izlenimi veriyordu. Avrupa liglerindeki “orta–üst” segmentteki yüzlerce forvetten yalnızca biriydi- yine de Jürgen Klopp ve Liverpool’un keşif ekibinin dikkatini çeken ham madde tam da buydu. Kulübün anlattığına göre, böylesi oyuncular yıkıcı hücum hatlarının temel yapı taşlarını oluşturuyordu. Fenway Sports Group, 2010’da Liverpool’u satın aldığında karşısına şöyle bir ikilem çıktı: Kısıtlı bütçeyle bunalım içindeki bir kulübü alıp, büyüleyici futbol oynayan ve en zengin rakipleriyle boy ölçüşebilen bir makineye dönüştürmek. John W. Henry başkanlığındaki Amerikan holdingi, adeta sihirli bir formül aradı. Çeşitli kombinasyonlar denedikten sonra bulduğu çözüm iki ana bileşenden oluşuyordu: Finans endüstrisinden devşirilen nicel analiz -matematikçilerin ve fizikçilerin diliyle “kuantum modelleme”- ve “nitel analiz” diye tarif ettikleri, son otuz yılın büyük futbol olgularını incelemiş uzmanların klinik bakışı. Analistlerin sorduğu soru Katalonya’da da kulağa tanıdık geliyordu: Johan Cruyff ile Rinus Michels, hanedanlarını inşa ederken ne yapmıştı? Yıldız golcülere bütçe yetmediğinde, topu ayağına da, derinliğe de -özellikle boş alana- isteyecek futbolculara yatırım yapmak… Cruyff’a göre model oyuncu, Bulgaristan Ligi’nde gölgede kalmış, durmaksızın koşu yoluna çıkışları tekrar eden Hristo Stoichkov’du. Liverpool’un “Agüero’ya paramız yetmedi” dediği yıllarda Salah, Mané, Luis Díaz ve Jota da aynı mantıkla transfer edildi. Jota, kramponlarını ayağına geçirir geçirmez, yerinde duramayan ateşli bir oyuncuya dönüşürdü. Çok hareket eden oyuncular genellikle bir paradoksa kurban gider: Taraftarlar-hatta kimi teknik direktörler- onların kalitesiz olduğunu düşünme eğilimindedir. Jota’nın top tekniği vardı, ama peş peşe attığı kesintisiz deparlar yüzünden top ayağına geldiğinde yorgunluğun etkisiyle ilk dokunuşu zaman zaman dağınık görünürdü. Atlético onu önce Porto’ya, ardından Wolverhampton’a kiraladı. Championship’teki ilk sezonunda 17 gol, 6 asistle takımı Premier Lig’e taşıdı. Wolves, Jota’yı bonservisiyle aldığında bir sonraki yıl 9 gol, 5 asist üretti; Avrupa Ligi’ne kapı açtı. Bu, Liverpool’un radarına girmesi için yeterliydi: Durmadan ceza sahasına koşu atan, tek dokunuşta ağları bulabilen bir avcı. Rakip kale önünde pozisyon üstüne pozisyon yaratan bir takımın içinde yerini bulduğunda, rakip savunmayı delecek bir zıpkına dönüşecekti. Liverpool, Jota için yaklaşık 50 milyon avro ödedi - Fenway’in katı muhasebesi için neredeyse cömert sayılacak bir rakam. Ama risk- getiri ortalaması fazlasıyla olumluydu. Portekiz Millî Takımında Cristiano Ronaldo’nun gölgesinde kalsa da, dakika başına gol oranı kaptanından yüksekti. Kırmızılılar için 182 maçta 65 gol, 26 asist yaptı; paha biçilmez bir kaynak oldu. Bundan bir yıl önce, Arne Slot’u öyle etkilemişti ki, yeni menajer onu 11’e adeta çivilemişti. Slot, geniş alan bulamadığında zorlanan Darwin Núñez’i kenara çekip, dar koridorlarda da rahat oynayan Jota’ya öncelik vermişti: “Bu tip sıkıştırılmış durumlarda doğallıkla oynayan; ne zaman basit pas verip ne zaman derine koşacağını bilen zeki, kurnaz biri lazım,” diyordu. Darwin o profile uymuyordu. Portekizli forvet, Premier Lig’deki ilk sekiz maçın yedisinde sahaya ilk 11’de çıktı. Ta ki Chelsea’den Tosin Adarabioyo ile çarpışıp iki ay sakat kalana dek. Döndüğünde, Luis Díaz forveti kapmıştı. Yine de kulübenin gücünü gösterip Nottingham Forest ve Everton’a kritik goller atarak şampiyonluk yürüyüşüne katkı verdi. “Şanslı olan benim,” diyordu, eşi Rute Cardoso, 22 Haziran’da Porto’da yaptıkları düğünden fotoğrafları sosyal medyada paylaştığında. Üç çocukları vardı; on yıl önce tanıştıkları şehirde evlenmişlerdi. Perşembe sabahı kulübün resmî sitesinde ise, “Liverpool Futbol Kulübü, Diogo Jota’nın trajik ölümünden dolayı yıkılmıştır,” yazıyordu. Kulüp sahipleri çok iyi biliyor: Yitirdikleri adam, son kırk yıllık düşüşün ardından Liverpool’u dünya futbolunun en güçlüleri arasına tekrar taşıyan sıçramanın anahtar simgesiydi. Liverpool taraftarlarının onun için söyledikleri o harika şarkıdaki gibi: “O, Portekizli bir delikanlı / Figo’dan bile iyi, bilmiyor musun? / Ah, onun adı Diogo!”

"Kulüp sahipleri çok iyi biliyor ki, yitirdikleri adam, son kırk yıllık düşüşün ardından Liverpool’u dünya futbolunun en güçlüleri arasına tekrar taşıyan sıçramanın anahtar simgesiydi."

Jota’nın ardından: Ah, onun adı Diogo!… https://www.evrensel...

04.07.2025 10:06 — 👍 1    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

Uzun zamandır ortalarda görünmese de gönlümüzdeki yeri bâki olan Messi üzerine...

Bugün, Evrensel'de.

03.07.2025 09:47 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

"Florentino Pérez’in söylediği gibi, Kulüpler Dünya Kupası’nın ilk dozu ücretsiz. Bakalım ikinci dozun bedeli ne olacak? Çünkü biliyoruz ki, partinin bedelini her zaman birileri öder ve bunlar nadiren organizatörlerdir."

Bugün, Evrensel'de.

Okumak için: www.evrensel.net/yazi/97200/o...

28.06.2025 09:01 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Zenginle yoksulun aynı tribünü, aynı heyecanı, aynı kimliği paylaştığı, belki de son gerçek demokratik alanlardan biri olan futbolun bu niteliğini kaybetmesi üzerine...

Bugün Evrensel'de.

21.06.2025 09:14 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Üçüncü yol aldatmacasına hayır: Orta Doğu’da tek yol ABD ve İsrail’in yenilgisi İran rejiminin zâlim, halk ve kadın düşmanı karakterini kimse inkâr etmiyor. Ancak İran'ın demokrasiye kavuşmasının yolu, ABD ve İsrail’in bombalarıyla açılmayacak.

Bir tarafta emperyalist-Siyonist saldırganlık, diğer tarafta ise saldırıya uğrayan bir ülke var. İran rejimi ne kadar zâlim olursa olsun, bu saldırının doğrudan hedefinde İran halkının bağımsızlığı ve özgürlüğü bulunuyor.

Mecra'da günün yazısı:

19.06.2025 10:27 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Hayatı, düşünceleri, eylemleri, değerleri bugün her zamankinden daha kıymetli. Dünyadaki tüm ezilenlerin önderi Ernesto Che Guevara 97 yaşında.

Bugün BirGün Pazar'da.

15.06.2025 11:23 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Bundan sonra Evrensel'de her hafta düzenli olarak futbol yazıları yazacağım.

Bugünkü yazı, FIFA'nın son garabeti Kulüpler Dünya Kupası üzerine.

14.06.2025 11:35 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

İnsanlık onuru tek bir gemide. Gözümüz, aklımız, kalbimiz o gemide.

#AllEyesOnMadleen #MadleenToGaza

08.06.2025 23:04 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0

Luis Enrique yazım, bugün İzmir grevinde bir işçiye siperlik olmuş. Şeref duydum.

04.06.2025 18:00 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
İzmir grevinden neler öğrendik? Belediye işçilerinin İzmir'i bir haftadır sarsan grevi, bir yandan da sağcılığın ideolojik hegemonyasının toplumda ne kadar güçlü kök saldığını açıkça gösterdi.

İzmir grevi gösterdi ki, sınıf dayanışmasının yeniden yükseltilmesi için toplumun tüm kesimleriyle güçlü bağlar kurmak ve sınıf mücadelesini günlük siyasetin merkezine yerleştirmek, en acil sorumluluğumuz olarak önümüzde duruyor.

Mecra'da günün yazısı:

04.06.2025 07:53 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Luis Enrique’nin Paris devrimi: Total futbolun en ileri yorumu - Evrensel Rakip yarı sahada savunmayı, cesur paslarla topu istemeyi akılcı gösterebilmek için belli dozda fundamentalizm gerekir. 2023 baharında Luis Enrique tam da öyle biriydi.

Luis Enrique’nin Paris devrimi: Total futbolun en ileri yorumu

Onur Özgen’in (@ozgenonur) yazısı

https://www.evrensel...

03.06.2025 05:45 — 👍 1    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

Evrensel'in bugünkü manşetinde de İzmir grevine dair gerçekler var.

Okuyalım, öğrenelim. İşçi düşmanlarının manipülasyonlarına alet olmayalım.

03.06.2025 08:55 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Luis Enrique'nin hatrına aylar sonra ilk futbol yazısı. İtiraf edeyim ki özlemişim.

Bugün Evrensel'de.

03.06.2025 08:53 — 👍 3    🔁 0    💬 1    📌 2
Post image

Bugün BirGün Pazar'da.

01.06.2025 08:24 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Gün batarken

Gün batarken

Gazeteci Onur Özgen, #BirGünPazar için yazdı
www.birgun.net/makale/gun-b...

01.06.2025 06:40 — 👍 7    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

♥️

31.05.2025 21:03 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Gezi 12 yaşında: Yeni fırtınaların eşiğinde Gezi’nin devrimci mirasını sahiplenmek, onun getirdiği tarihsel sorumluluğun da bilincinde olmayı gerektirir.

Gezi’nin yarım bıraktığı işi tamamlamak için mücadele etmek, kaybettiklerimize, acı çekenlere ve hâlâ esaret altında olanlara borcumuzdur. Bugün, 12 yıl sonra, hâlâ Gezi’de olduğumuzu kanıtlamak, yalnızca geçmişe sadakat değil, geleceğe meşruiyet armağan etmektir.

Mecra'da günün yazısı:

31.05.2025 07:53 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Auschwitz'ten Gazze'ye: Başkalığın imhası ve insanlığın mücadelesi Nazi rejiminin ve günümüz İsrail devletinin en büyük ahlâki başarısızlığı budur: Başka olanın varlığını inkâr etmek, onu yok etmeye çalışmak, dolayısıyla insanlığı inkâr etmek.

Hitler, Yahudilerin imhasının yıllar içinde unutulacağını düşünüyordu. Yanıldı. Filistin halkının bugün uğradığı soykırım da insanlığın kolektif belleğine, Gazze harabelerine gömülmüş Batı medeniyetinin iflâsı olarak kazınacak.

Mecra'da günün yazısı:

22.05.2025 08:01 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0

@onurozgen is following 18 prominent accounts