Evrim Ulusan

Muharrem Ayı'nın Temmuz'a denk geldiğini bilmeden koyduğum bir hedef olduğu için kendi kendini lağvetti. Bu sıcakta ocak başında saaatler geçirmek challenge listemde yoktu.

#CanAtalayaÖzgürlük

Şarj oluyoruz.

Dirençli kenti kentsel dönüşümden, kentsel dönüşümü yapısal güçlendirmeden ibaret sanmamak gerektiğini bir kez daha hatırlatmış hoca.

Bu kadar kompleks bir mesele interdisipliner ve uzun soluklu bir hazırlıkla mümkün. Niyet kentsel dirençlilik olmayınca konuştuklarımız kubbede hoş bir sadâ.

Depremden çok, bu iktidarın ellerinde bir afet daha yaşayacak olmaktan ödüm kopuyor. Teknik, idari, politik tüm hazırlığımızı tamamlamadan gelmesin!

Bıhtıq bu adamdan bıhtıq bıhtıq.

Yozgat gücün kime geçtiğini ilan etmiş.

İnşa sırasındaki hafriyatın tahliyesi, yitip giden habitat, artan rantın peşine takılıp gelecek küçük ticaret bu hesapta yok.

Fakat bu kentin ekonomisi ve altyapısı 15milyonluk İstanbul'a bağımlı olacak. Su havzalarını, tarım alanlarını ve rüzgar sirkülasyonunu zaten bitirecekleri ve bu inşaatlar 24bin konutla sınırlı kalmayacağı için İstanbul'un ilave nüfusu karşılayacak kaynağı da kalmamış olacak.

Şu basit matematik için şehirci olmaya gerek yok. 24bin konut neredeyse 100bin nüfus demek. İstanbul'un en verimli, yeşil ve sulak alanlarına, hava koridoruna, su havzalarına Bayburt, Tunceli, Ardahan kuruyorlar.

Deprem yaşamış bir kentte, halkın yaşamla ve kentle yeniden kuracağı tek bağa, toprağına, tarımına göz dikmişler. Bu mu yeniden inşa?

Kadastro geçti diyelim, yılların kullanım hakkından doğan detaylar ve sınırlar dikkate alınmamışsa yine dava ederdiniz. Kamu yararına, toplum vicdanına, rıza üretimine, hakkın korunmasına dayalı bir süreç yürütülmemişse işlem ne meşrudur ne hukuki.

Devletin kanunları ve geleneği özel mülkiyette kamulaştırma sürecinde bile özel mülk sahiplerinin hakkının korunmasına dayalıydı. Bedel düşük tayin edildi diyelim, bedel artırımına giderdiniz. Yol geçti diyelim, yol düzenlemeleri gerekli şekilde yapılmamışsa dava ederdiniz.

Beyin ve kalp cerrahları başta olmak üzere cerrahların yaptığı işi yeterince övmüyoruz. En çok da sabırlarını ve dikkatlerini. Keşke tüm hastalar iyi cerrahlara kolaylıkla ulaşabilse, ellerinden şifa bulabilse. Çalıştığı hastanenin önünde pisi pisine ölmese mesela.

Sırrı Süreyya Önder'i seviyoruz. Sağlığına bir an önce kavuşsun 🙏

Siz birinin diplomasını hukuksuzca iptal edip onu itibarsızlaştırmaya çalışırken geleceksizleştiediğiniz gençler bir telefonla dekan yapılmış profesörlerin itibarını iade ediyor. Hangi umuda sarılacağımızı şaşırdık 🌿

Devletin eğitim sistemine güvenen, sana emanet edilen, nitelikli ve güvenli bir eğitim ortamı sunmakla mesul olduğun öğrenciyi arkadaşlarının gözünün önünde mahçup etmeye, kendini aciz ve borçlu hissettirmeye senin ne hakkın var! Devletin görevi öğrenciye acımak değil sahip çıkmak. Liyakatsizler!

yılları karşılaştırmak önemli.

Tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde "punishment in accordance with social conscience" demekmiş. İngilizcesini anladım.

Fakat bu çocuklar, bu sistemde, bu aydınlık zihinlere, kendiliğinden nasıl ulaştı çok şaşırtıcı. Teknoloji, sosyal medya, ebeveynlik sitilleri, etkileşim, folik asit, hangisi?

Eğitimde eğitmen ve yönetici kadrosu öğrencinin menfaatinden yana değilse, hatta öğrenciyi rejimin kurallarına biat etmesi için azarlıyor ve tehdit ediyorsa orası bir eğitim yuvası değildir, olsa olsa sistemin fabrikasıdır. Okulsuz öğrenmeyi bir ütopya olarak mücadelede bir yerlere koyalım.

Temel haklar ve hukuk konusunda diyalog bile kuramamak adaletsizliğin arşa çıktığı bir ülkede gerçekten çok korkutucu ve bu diyalogu kuramayan iki taraf da aslında adaletsizlikten musdarip muhalefet!

Toplum suçun yaşı konusunda yine ikiye bölündü. Korkutucu olan, suça itilmiş çocukların toplumsal bir olgu olduğunu, talep edilen rövanşist adaletin başka toplumsal sorunlar yaratacağını izah etmeye çalışanlara "inşallah sen de o çocuklarla karşılaşırsın" gibi beddualarla adalet dilenmesi.

Yerel iktidarları neoliberallerin küçük rant kaleleriydi. 2024 yerel seçimiyle çatlayan kalenin duvarları 19 mart'tan beri su sızdırıyor, o suyla akan cerahat bunlar. Şiddet, kıyım, gözdağı. Size bunlardan başka yol kalmadı tabii. Bıyığınıza kuvvet.

An Gelir, Abluka Dağılır - #ayrım Can Soyer yazdı...

“Bu, adlı adınca, iki farklı toplum vizyonunun, iki farklı dünya arzusunun, iki etik-politik perspektifin mücadelesidir.”

Can Soyer - An Gelir, Abluka Dağılır

www.ayrim.org/guncel/an-ge...

Hukuksuzluk sınırı bir kez geçildi mi, kendini doğrulamak için yenilerini üretiyor. Freni patlamış kamyon gibi. Neyse ki çarptığı yerde biz olmayacağız.

Boykot! Ama neyi ve nasıl?

#BirGünEge
Boykot! Ama neyi ve nasıl?
www.birgun.net/makale/boyko...
Şehir Plancısı Engin Bozkurt yazdı

İçeriği ve şekli bakımından hiçbir suç içermeyen herkese açık bir toplanma halinin, bir sohbet ortamının bitiminde gençleri gözaltına almışlar. Gençler anayasal, kamusal ve kentsel bir hakkı kullanmış, ortada bir suç yok ama gözaltı var. Oyun mu bu?

Bi buraya bi X'e yazmak, iki tarafı senkronize etmeye çalışmak da bi noktadan sonra kişilik bölünmesine yol açacak diye korkuyorum. Kapitalist miyim değil miyim? Geçiş sürecinde reel sosyalist bir tutum olarak X'e para kazandırmak meşrudur umarım.

Halkın artık oyun izlememesi mi? Ücreti özel tiyatrolarla eşitleyerek vatandaşın ayırdığı bütçeye göz koyup özel tiyatroları bitirmek mi? Devlete en çok para kazandıran gözde bürokrat olmak mı? Halkın ot gibi yaşaması, düşünmemesi, sorgulamaması mı? Bir taşla beş kuş.