Türkiye, eğitimde OECD ülkelerinin gerisinde. Çocukların iyi beslenemediği bir toplumdan sağlıklı, iyi eğitimli bireyler çıkar mı? İnsanın en temel ihtiyacı olan beslenme çözülmeden sorunlar halledilebilir mi?

Saraya ayrılan bütçenin günlük karşılığı 47 milyon TL, Diyanet’e ayrılan bütçenin günlük karşılığı ise 361,4 milyon TL. Hatırlayalım Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İtibardan tasarruf olmaz” demişti. İtibar saraylar inşa etmekle, bir günlük elektrik bedeli 14 bin eve eş değer bir şatafatla olmuyor.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

❓Tayyip Erdoğan ile Özal arasında benzerlikler var mı?
❓1983-2002 yılları arasında merkez sağ partilerdeki iç rekabet ve kopuşlar, partilerin birbirleriyle yaşadığı çekişmeler, merkez sağ ile doktriner sağ arasındaki ilişkiler merkezi nasıl dönüştürdü?

Sorularımızı Güven Gürkan Öztan yanıtladı.

❓Türkiye’de siyasal yaşam merkezden uçlara nasıl evrildi?
❓12 Eylül askeri darbesinin ardından siyaseti şekillendiren Turgut Özal iddia edildiği gibi Türkiye’ye çağ mı atlattı?
❓Özallı yıllar bugünkü siyasetin öncüsü olabilir mi?
❓Neoliberal dalga Türkiye’yi nasıl etkiledi?

Bolu Kartalkaya’daki yangının ardından topluma açık çağrıda bulunan ve herkesi aktif birer yurttaş olmaya davet eden Psikolog, Yazar Gündüz Vassaf sorularımızı yanıtladı.

Aktif yurttaşlık nedir?

Siyasi erkin tüm gücü elinde bulundurduğu bir ortamda aktif yurttaşlık nasıl olur?

Türkiye’de aktif yurttaş olmak mümkün mü?

Kamusal alan daraldıkça yurttaş giderek haklarının farkında olmadığı bir yöne mi gidiyor?

Aktif yurttaş olmak çözüm mü? #gündüzvassaf

ilgi ve bilginize sunarım

Peki yurttaşlık neydi ki bir de önüne aktif sözcüğünü ekledik?
Yurttaş olmayı öğrenebilmiş miydik?

Daha önce iyi birer yurttaşsak bu kadar edilgen hale nasıl geldik?

Bu sorular çerçevesinde hazırladığımız dosyamız bugün Gazete Pencere pazar ekinde

Tüm bu sorular kafamda dolaşırken Psikolog Gündüz Vassaf’ın Bolu Kartalkaya’da 78 cana mal olan yangının ardından yayınladığı açık mektubu geldi. Vassaf mektubunda çocuğunuzun gittiği okulda, hastanede, metroda yeterli tedbirler alınmıyorsa sosyal medya hesaplarınızdan bunu çekip paylaşın dedi.

Kamusal alanın daraldığı neo-liberal düzende yurttaşa ne oldu?

Bireysel çabalar bizi kurtarır mı? Dayanışma olmadan bu düzende sesimizi duyurmak mümkün mü?

Devletin sağlaması gereken sağlık, eğitim, barınma ihtiyacının kâr odaklı işletmelere verildiği, siyasal baskının toplumu nefessiz bıraktığı bir Türkiye gerçeğinde yurttaş nasıl olunur? Dört-beş yılda bir tekrarlanan seçimlerde sandığa gitmek yurttaş olmak için yeterli midir?

Sergiden birkaç fotoğraf daha

Cem Güventürk’ün
Müze Gazhane’de açılan sergisinden

Sofya’da basılan Sabahattin Ali kitapları

Sabiha Sertel’in çevirisiyle Demokrasi Ne Demektir? Tan Matbaası baskısı, 1939. #sabihasertel

Sinematek Sinema Evi tarafından restore edilen Hakkari’de Bir Mevsim filmi yakın zamanda kaybettiğimiz Ferit Edgü ve Genco Erkal anısına Onat Kutlar'ın doğum gününde gösterildi.

Çok şaşırmıştım. Bu söz bana çok dokundu. Çok güzel bir söz. Bu romanı yazarken bu olaylara en yakışan sözün bu olduğuna karar verdim.

Attila Ağabey de İstanbul’a taşınmıştı. Soğuk bir kış günü birlikte otururken Çolpan’ın evi çok güzel ısınmıştı. Bizde de kalorifer iyi yanıyor ama her zaman soğuk dedim. Atilla Bey durdu, dinledi, baktı “Yalnız evler soğuk olur çocuğum” dedi.

Söyleşiden bir bölüm:

Atilla İlhan’la olan bir diyaloğunuz sebebiyle kitabınıza Yalnız Evler Soğuk Olur adını veriyorsunuz. Onu anlatır mısınız?

Sadri Alışık’ı kaybetmiştik hafta sonları her şeye rağmen hep birlikte toplanıyorduk. Ben onların hayatında adeta ailenin bir ferdi gibiydim.

Gecenin en güzel sürprizi ise bana kendi çizdiği ortanca resmini hediye etmesiydi. Şimdi evimizin en güzel yerinde

Söyleşimizin ardından Ankara’dan gelen kuzeni ve yazar Başak Baysallı da bize katılmıştı

Selim İleri ile Koço Restoran’da

Selim İleri’yi kaybettik. Son kitabı için buluşmuş uzun uzun sohbet etmiştik.

Tütün Reji İdaresi ve rejideki yöneticinin masası

Fabrikanın denizden görünümü

Anlatacağım fabrika 1884’te borçlarını ödeyemeyen Osmanlı İmpartorluğu’nda kurulan Cibali Tütün Fabrikası. Fabrika bugün Kadir Has Üniversitesi olarak kullanılıyor. Tütün fabrikasına ait bir müze oluşturulmuş. Müzeden çektiğim birkaç fotoğrafı ekliyorum

Gazeteden okumak isteyenler için link 👇🏻

egazete.gazetepencere.com/1224/oz3b/sa...

İşte bugün bu yoksulluğun izini bir fabrika hikâyesinden yola çıkarak edebiyatımızda arayacağız. Mahmut Yesari’nin Çulluk, Orhan Kemal’in Cibali’de yaşadığı dönemde kaleme aldığı Evlerden Biri romanına bakacağız. Ayrıca Suat Derviş’in veremlilerle yaptığı röportajlar kaynağımız olacak

İstanbul Planlama Ajansı’nın son verilerine göre İstanbul’da dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 75.717 liraya çıktı. Biz asgari ücreti tartışaduralım İstanbul’da yaşamak neredeyse imkânsız hale geldi.

Fabrikalardan atılan işçiler, grev yaparak haklarını arayan, seslerini duyurmaya çalışan emekçiler. Asgari ücretin ne olacağı tartışmaları sürerken her gün artan fiyatlar karşısında eriyen maaşlar, yoksullaşan koca bir toplum.