taşeron! fransızca'dan. sığ bir anlamı var. lakin coğrafyayı ve yaşam şeklini göz önünde bulundurduğumuzda, bence kesinlikle türkçe'de bu kelimeye "'taşören'" demeliyiz. ilmek ilmek ören, ördükçe sökülen, bitmeyen bir örmek eylemi, emek eylemi, süresiz bir adaletsizlik eylemi...

görünenin ardına bakmayı akletmeyen kimse muhafazakâr değildir. nedir? benim haznemde böyle bir kelime yok. bilmiyorum.

yaşamını ona göre şekillendirip sınırlar koyan, kimi zaman esneten ama aynı zamanda da koruyan herkes muhafazakârdır. lâkin hiçbir çizgisini zorlamamış, kendini rahatsız etmemiş, bir başkasının muhafaza ettiğini sorgusuz sualsiz eleştiren,

yönetim biçimlerine göre ülkelerde kullanım yeri değişiyor. biz osmanlı zamanında din'i muhafaza etmişiz. hâlbuki kendi değerlerini koruyan, bu dünyayı kendi anladığı, kendi akıl ve vicdan süzgecinden geçirip bir değerler toplamı oluşturan ve

muhafazakâr ahlak diye bir tanım var. toplum mühendisleri için muhteşem bir yönetme biçimidir. muhafazakâr: korunma, koruyan korunan anlamlarına gelen bir kelimemiz. siyasi bağlarını ingilizlerden almış.

Gündemi değiştirme!

Umutsuzluk Hapishanesinde Umut ressam Evelyn De Morgan 1887 tarihli
Umut sol planda elinde bir kandil ile umutsuzluğun hapishanesinde acı çeken bir kadın figürünün yanına gelir.
Umutsuzluk bir hapishanedir