Pekgizli

Anaları kitap falan yazıp bir de üstüne para kazanmış. An fakin bılivıbıl. Suçluya kızamıyorsunuz bile çünkü adam zaten bağıra bağıra ben manyağım diyor, bunlar inatla n’olur gel bizim aileyi sik diyor karı-koca.

Abducted in Plain Sight diye bir belgesel izledim. Bayağı böyle sesli küfretmek zorunda kaldım. Ve çocukları da o aileden almıyorlar sonunda. İnanılmaz.

Standart tarih dersleri arada bir içimden Dandanakan demek dışında bana ne kattı acaba? Zehir gibi çocuklara en verimli çağlarında manyak gibi isim ve tarih ezberletilmesi ne büyük beyin israfı. Nedensiz sonuçsuz analizsiz ezber.

Amazon bir ay sonra ödeme seçeneğini sadece kitaplarda onaylıyor. Yoga matı alamıyorum ama ders çalışabiliyorum. All work and no play makes Jack a dull boy.

I swear, that COVID vaccine I first got in 2021 has ravaged my body; I feel like I've aged four and a half years since then!

Yüzerken hep “Şimdi gemi batmış, okyanusun ortasında kalmışım tamam mı? Arkamda köpek balığı varmış… ya da tam altımda kocaman balina varmış, çotank diye kuyruğunu çarpacak. Ya da uçak düşmüş okyanusa tamam mı?” diye senaryolar yazıyorum kafamda. Beynim rahatlamak için korku filmi izliyor yine.

İki gün zorlayıcı antrenman sonrası çok yorgundum, alarm çalınca “havuzda uyurum” diye kalkıp geldim. İleri seviye yüzme bu, uyurken yüzebiliyorum.

Yoga’da ağlayan vardı. En son 10 yaşında tekvando kursunda hoca bacaklarımızı ayırmaya çalıştığında acıdan ağlayan insan görmüştüm.

Rahatlamak için okulun yoga kursuna başladım, en son götümden bile ter akıyordu ve zangır zangır titriyordum. Eğlenirim diye yüzme kursuna yazıldım, bir saat geçti hâlâ nefesim düzene girmedi. Alman hocalarla rahatlanmıyor ve eğlenilmiyor, yanlışlıkla kendimi askere yazdırdım galiba.

Metres edinen erkekleri anlayamıyorum, bir kadını mutlu edememek iki kadını mutlu edememekten daha kolay.

Araplardan korktukları için de iyi davranıyor olabilirler. Çatır çatır adam vurup doğruyorlar çünkü.

Araplar, PKK üyeleri ve Ukraynalılar göz bebekleri. İlginç bir siyaset.

Psikiyatri kliniğinde iki doktor var, biri Türk diğeri Rus. Doğal olarak hastalar da öyle. Almanya’nın en hazzetmedikleri bir arada. Öbürsüleştirilmişlerin mekânı.

Kız Kuşadasılı. Kuşadası’nda çorba içmeyeyim, aklımda bulunsun.

Arkadaşımı arayıp “mercimek çorbasında olmasın dediğin bir şey var mı” diye sordum, “patlıcan, ceviz ve pırasa” dedi. Şimdi nasıl çorba yapıcam ben, of, malzeme kalmadı.

Üsküdar’a gider iken bulunan mendil ne ara bu kadar sahiplenilip “mendilim” oldu da içine lokum dolduruldu? Bu mendil minimum 60 derecede yıkanmadı mı? İki dize arasında zaman atlaması mı var? Yoksa o lokumlar yenir mi?

Bir ay beklediğim laptop koruyucuyu yanlış modele uygun göndermişler. Ben bu aşka inancımı kaybettim Ela.

Aşı olmadığımı bilmiyordum da, bir gün doktor anneme bir nedenden sorunca doktorla birlikte şok yaşadık.

Neyse ki yaşlı olduğum için her türlü 10 yıl geçti üzerlerinden.

Yeniden aşı karnem oldu çünkü üzerinden çok yıl geçen aşıların yenilenmesini öneriyorlarmış. Küçükken olduğum aşıların bir kısmını bir daha yapacaklarmış. Diyemedim ki benim ailem tarikatçı ve aşı karşıtı olduğu için o aşıları küçükken değil eşek kadarken oldum.

Mesela font seçilebiliyor, dünyanın en kötü fontunu seçmiş. Bin tane desen arasından timsah derisi gibi görüneni ya da leoparı seçmiş. Bunlar beni tiksindirerek eğlendirir. Tikseğdirir diye bir kelime üretebiliriz.

Renk ve model seçeneği çok fazla olan ürünlerin yorumlarına girip insanların zevklerini aşağılamayı çok seviyorum maalesef. Bilmedikleri için sorun yokumsu.

Cips yemek sağlıksız hissettiriyordu, ben de sirkeli deniz tuzlu cips aldım. Salata sayılır.

Cümle içinde kullanımı da şöyle oluyor: “Her yer kapalı, İsa yine bir haltlar yemiş.” ya da “Trenler iptal, İsa yine bir haltlar yemiş.”

Alman tatillerine bakış açım: İsa yine bir haltlar yemiş.

Ben hayatı fazla ciddiye alıyorum, o da laubali, ergen, asap bozucu bir erkek çocuğu gibi el şakaları yapıyor.

Bu 10 euro’luk 500 ml’lik plastik kettle Almanya’ya geldiğimde ilk aldığım şeydi iki plastik bardağıyla. Hiç de bozulmadı 4 yıl çılgınca kullanılmasına rağmen. Duygusal anlar…

Gerçi maaş yatınca 20 euro’luk cam kettle’a geçicem. Biraz da zenginlik.

Kahve makinem 40 euro, sanayi tipi dev tost makinem 20 euro, kettle’im 10 euro. Bıçağın fiyat uçukluğunu bu şekilde anlatabilirim.

50 euro’luk şef bıçağını 6 euro’ya alabiliyordum puanlarımla, yalandır ya dedim ama aldım yine de. Hakikaten 50 euro’ymuş bıçak. Muadili ya da kampanyaya özel hazırlanmış hafif kalitesiz versiyonu falan değil. Some Türkiye güvensizliks.