Kenan Kurt

Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun
Bu topraklarda özgürlüğü, eşitliği ve adaleti bize armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.
🇹🇷 Yaşasın Cumhuriyet!

Mevki için yalakalık yapanlar, bunu halka değil torunlarına miras bırakır.
Bugün alkış topladıklarını sananlar, aslında geleceğe utanılacak bir sahne bırakıyorlar. Gücü elinde tutana değil, hakikate ve topluma hizmet edene saygı duyulur.

Bir Yunan Atasözü derki; İflas etmiş bir ülkede, iktidarda kalmaya hevesli bir hükümet varsa, ya hala yiyecek kapasitesi vardır ya da hapse girme korkusu duyar.

Bugün Tuzla Run Fest 10K koşusunu tamamladım.
Genel klasman: 350.
Yaş kategorisi: 54.
Net süre: 58:07

Hedefim derece değil, bitirebilmekti. Bazen en büyük başarı, başlamak ve pes etmemektir.
Bu tecrübeyi yaşamak çok güzeldi.

Şehitlerimizin kanı yerdeyken, 50 bin canımızı alan bir terörist için özgürlük diye haykırmak ne cehaletle açıklanabilir ne de masum bir taleple.
Bu vatana ihanetin ta kendisidir.
Türkiye Cumhuriyeti, milli birliğini koruyacak, teröre asla teslim olmayacaktır.

Vatanını seven insanları küstürdüğünüz yetmedi mi?
Kaygılarını dile getiren herkesi tutuklamaya daha ne kadar devam edeceksiniz?
#OrkunÖzellerYalnızDeğildir

Demokrasi ve Hukuk ayaklar altında, ülke menfi hırsların oyuncağı olmuş...

Menderes döneminde CHP mitingleri engellendi, basın susturuldu, Tahkikat Komisyonu’yla parti neredeyse kilitlendi.
İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanması aynı zihniyetin devamı, Muhalefeti susturma girişimidir. Demokrasi ve hukuk adına bugüne dek edinilen kazanımlar elimizden kayıp gidiyor adeta.

26 Ağustos 1922’de millet topuyla tüfeğiyle değil, yüreğiyle savaştı.
Kağnıyla taşınan mermi, emperyalizme diz çöktürdü.
Büyük Taarruz, Türk’ün yeniden dirilişidir.
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve kahramanlarımızı minnetle anıyoruz 🇹🇷🇹🇷🇹🇷

Güne 5K koşuyla başlamak, sadece adımları değil günü de güzelleştiriyor.
Önümüzdeki ayki 10K koşusu için küçük ama keyifli bir adım daha.
İsteyince deniz kenarında rüzgar bile sana eşlik ediyor.
Sağlıklı yaşam eşiğini aştım artık hedef maraton ruhunu yakalamak 😀

Kuyruğu pis olan, sopayı görünce hizaya gelir…

Akit, gazetecilik değil nefret tüccarlığı yapıyor. Allah’ın adını ağzından düşürmeyip iftirayı meslek haline getirenlerin dini de vicdanı da olmaz. Amin Maalouf’un dediği gibi bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar. Bu artık gazetecilik değil, düpedüz ahlaksızlık.

II. Çözüm Süreci Komisyonu tutanakları 10 yıl gizlenecekmiş.
Milletin geleceğini ilgilendiren kararları milletten saklıyorsan, orada çözüm değil, millete rağmen bir plan var demektir.
Şeffaf olmayan süreç, çözüm değil kriz üretir.

Kuvva bire kadar kırılmadıkça bu memlekette umut tükenmez...
Yorgunuz belki ama vazgeçmedik. Çünkü burası bizim vatanımız...

Sahte diplomayla makam, maaş, unvan elde eden herkesin bugüne kadarki tüm kazancı faiziyle geri alınmalı, tüm malvarlığına el konulmalı ve sahtecilikten hapse atılmalı.
Bu bir bireysel suç değil, devlete, millete, liyakate yapılmış organize bir saldırıdır.
Affı yok! Temizlenmeden adalet olmaz...

Vergi vermeyen ama oy kullanan bir kitle var bu ülkede. Devletin sırtına yük ama siyasetin can simidi. Sonra da ‘neden değişmiyor’ diyoruz...

Bursa yanıyor, ciğerimiz yanıyor ama yönetenler hala seyrediyor.
Yahu her sene aynı şey
Ne yangın uçağı hazır, ne ekipman tam, ne de bir koordinasyon var.
Herkes koltuk derdinde, doğa yansa ne olur?
Sadece yangın değil bizi yakan, beceriksizlik ve ilgisizlik de cabası
Yönetemiyorsanız bırakın gidin.

Boykot tek çare...
3 ay kimse araç almasın, devletin vergi geliri çakılsın, ÖTV’yi mecburen indirirler.

Şimdiki ötv artışının bahanesi Cari açık. Ben aynı arabayı Avrupa fiyatının 2 hatta 3 katı fiyatına alıyorum zaten!

Cari açığın sebebi yıllardır yönetenler, vergilere ezilen halk değil...

Bahçelinin çizgisi artık milliyetçilik değil, kimlik siyasetiyle toplumu bölmek. Kurt postu giymiş ama bu millete hep çelme takmış.

Devlet Bahçeli,Türkiyeyi Irak veya Lübnan gibi kimlikler üzerinden ayrışan bir Ortadoğu ülkesi haline getirme zihniyetidir.

Gelişmiş ülkelerde liyakat, yetkinlik ve ehliyet esastır. İngiltere'de Sunak Hint kökenli, Johnson Osmanlı torunuydu ama kimseyi etnik kimliğine göre atamadılar.

FETÖ’yü devlete yerleştirip ülkeyi yıllarca kumpaslarla yönetenler, şimdi de PKK’lıları sorgusuz sualsiz topluma karıştırıyor.
Terör örgütleriyle içli dışlı olan bu zihniyetin Türkiye Cumhuriyeti ve Türklükle ciddi bir sorunu var.
Bu artık güvenlik değil, kimlik meselesidir.

Olmaz kardeşim!
Bir koltuk hırsı uğruna milletin ahlakı, inancı, vatan sevgisi, adalet ve umut duygusu yok oldu.
Eğitim çöktü, ekonomi tükendi, orduya güven kalmadı.
Korku duvarı örüldü, konuşan susturuldu.
Bu millet artık nefes alamıyor!
Daha ne olması gerekiyor?

Ay bugün dolunay, dünyaya yakın ve gökyüzü de açık. Böyle manzaralar her zaman denk gelmez.
Tuzla sahilden görünüm...

Atatürk’e terörist, Cumhuriyet’e çamuriyet, 1923’e darbe diyen bu cahil ve karanlık kafa, sen kimsin de milletin kurucu değerlerine dil uzatıyorsun?

Yeliz lakabıyla sosyal medyada millete maskara olan ahmet hamdi çamlı, şimdi de Türk milletinin destanına hakaret ediyor.
savcıları göreve çağırıyorum

Cumhuriyetin asi çocuğu, kalemi keskin, yüreği memleket sevdasıyla dolu Nihat Genç artık yok.
Ama o son nefesinde bile bize seslendi; Cumhuriyeti yaşatın.
Emrindeyiz hocam.
Unutmayacağız 🇹🇷

Eindhoven’daki markette (Albert Heijn) çektiğimiz güncel fiyatlar;
Domatesin kilosu 2 euro
Kirazın kilosu 7 euro
20 euroluk domates burada yok 😀

Memleket Partisi’ni feshederek CHP’ye katılan Sayın Muharrem İnce’yi tebrik ediyorum. Artık ayrışma değil birleşme zamanı. Safları sıklaştırmak, Cumhuriyet’e, laikliğe ve demokrasiye sahip çıkmak her zamankinden daha önemli. Bu ülke hepimizin. Birlikten kuvvet doğar.

Cem Küçük “Almanya’da domates 20 Euro olmuş” diyerek ya bilinçli olarak yalan söylüyor ya da gerçekten akıl sağlığı sorgulanmalı. Bu düzeyde bir dezenformasyon, halkı aptal yerine koymaktır. 2 Euro’luk ürünü 20 Euro göstermek, düpedüz algı operasyonudur. Gazetecilik değil, propaganda bu.

Bu topraklarda yaşıyorsak, Çanakkale’de can veren atalarımıza, kula kulluk etmeden demokratik, özgür ve onurlu bir yaşam sürebiliyorsak bunu da Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.
Sinip banane deme lüksümüz yok!
Cumhuriyeti, demokrasiyi ve özgürlüğü korkmadan savunmak boynumuzun borcudur.

Gazetecilerin düşünceleri yüzünden tutuklandığı, eleştirinin suç sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Düşünce ve ifade özgürlüğü ayaklar altında.
Hukuk, korku ve baskı aracı haline getiriliyor.
Ama susamayız!