Aslı Baykal'ı şuursuzluğuna ne demeli? Babanın kadınla evde görüntüsünü almışlar. RTE zamanında bu görüntüler özel denince, ne özeli, genel genel diyerek her yerde göstermiş. Baban zamanında onun siyasete dönmesini sağlamış üstelik. Ve sen adından sözedilsin diye akpye yanlıyorsun.

Kılıçdaroğlu'na, CB adaylığını destekleyenlere, parti yönetiminden yanında olanlara yatıp kalkıp küfür ediyorum. İmamoğlu adayımız deseydi bitmişti bu iş. Bunlar hiç yaşanmayacaktı.

10 tane skeet, 50 bin takipçi... hmmm 🤔

İmamoğlu’na siyasi darbe yapılırken tek kelime etmeyen Kılıçdaroğlu destekçileri, şimdi çıkıp utanmadan PM adaylığı açıklıyor.
Halkın değil, koltuğun yanında oldular hep.
CHP delegeleri bu sessiz işgalcilere partiyi teslim etmemeli.

Ben bir daha dışarda kahve içmem. Kahve fiyatı birayla eşitlendi. Çok saçma. O kadar vergi var, benzer işletme giderleri ama kıytırık bir kupa kahvenin fiyatı birayla eşitlendi. O da kahve maks 200 ml, bira 500 ml.

Ama yaklaşık 10 yıldır kendi birasını yapan biri olarak diyebilirim ki, hem çok güzel oluyor, hem de maliyet market fiyatının yüzde 10-15'i.

Alkol lafına da ayrı hastayım. İçki içiyor desenize. Alkol tüketiyor ne ya.

Kendi adıma, bir tek emsan'ı tam boykot etmem. Swiss crystal seramik kaplama tavaları çok güzel 🙄

Özel ya da başkası. Saçmalayan, başarısız olan, iktidar olamayan kim varsa gider. Yok oyumuzu bir ouan artırdık, iki belediye daha aldık gibi avuntularla yürümez. Son seçimi akp kazanmadı. KK ve CHP yönetimi hediye etti.

Başkalarını eleştirirken kendimize de bakmalıyız. 9 kez seçim kaybetmiş birinin 10. kez kaybetmesini heyecanla izledik. CB adaylığı o kadar absürtdü ki aday olmayacak aslında, perdeleme yapıyor diye kendimizi kandırdık. Kendi adıma, bu kadar eziyeti biz çekerken kimseye ikinci şans vermem bir daha.

Devletin en yüksek vergi aldığı şeyler bunlar. Ciddi ciddi bunun düşünülüp uygulanması gerekiyor.

Çalışan biz, üreten biz, ama biz zor geçinirken parayı yiyen siz. Nasıl bir düzen bu.

Sizin sevimsiz oyununuzda zorla figüran olmayacağız.

EspressoLab

😁 onun kalamar versiyonu da var. Hem şaraplı, hem de dolma olanı. Veririm tariflerini.

Öncelik artık sevdiklerimle daha çok zaman geçirmek, gezmek, güzel yemekler yapıp paylaşmak, içmek, gülmek...

Materyal şeyler değil anılar unutulmaz derler, çok doğru. En güzel, en mutlu, en unutulmaz anlarımızı düşünelim. Ama o anda ne giyiyorduk, cebimizde kaç lira vardı hatırlamıyoruz.

İnsana bir ferahlık da veriyor. Tüketmeye alıştırmışlar bizi. Eskiden, çocukluğumuzda daha mı az mutluyduk? Neyin eksikliğini hissederdik? Bir çift ayakkabı, birer kıyafet, dünyada bizden mutlusu yoktu. Her şeyden beşer onar var ama en son ne zaman katılarak güldüm hatırlamıyorum. Değişmemiz lazım.

Bize istemediğimiz bir rol biçilmiş. Zorla oynatılıyoruz bu filmde. Film çok başarılı, geliri yüksek, ama bizim payımıza kuru ekmek düşüyor ancak. İtiraz etme oyna deniyor.

Bir nevi baş-vücut uyumsuzluğu. Beyin vücuda istemediği şeyler yaptırmak istiyor. Ama beyin de vücuda muhtaç. Tesla ve müşteri kitlesi de bundan muzdarip. Biz de siyasal ve ekonomik olarak hükümle ilişkimizde böyleyiz.

Bu kesimin parası olsa bırakın boykotu, hunharca tüketecek, ama olmadığından tükenmiyor. O nedenle boykot falan tutmaz. Durumu belirleyecek hükümetin tutumu ve yönetimidir. Ama küresel koşullar artık uygun değil. Hükümet de durumu kötü yönetiyor. Bu muhalefetin başarısı değil iktidarın başarısızlığı

Yükü daha ağır ama karışılığı eskisi kadar bile yok. Yurtdışına tatile giden, gezen, yiyen, içen, adaba alan, ev alan kesim alt sınıfa kaydı. Ama durumatiraz etme, rolünü oyna deniyor. Boykot aslında mevcut sistemi çökertecek bir tutum ama orta sınıf aslında tüketmek istiyor.

Eğer eskisi gibi sistemin nimetlerinden kısmen de olsa yararlanabilseler yine pek itirazları olmayacak ve cılız bir muhalefetin kendilerini temsil etmelerine razı olacaklar. Ama bu kez koşullar elvermiyor. Orta sınıf şu anda hem alt sınıfı hem de üst sınıfı sırtında taşıyor. .

Gelrileri arttı, hayat standartları yükseldi. Gezdi, tüketti, yurtdışına gitti, araba aldı, yeniledi, bazıları ucuz faizle ev sahibi bile oldu. O zaman mevcut durumu cılız bir itirazları oldu ama ideolojik ya da sistemik bir itiraz değildi.

Sistemi tehdit etmeyecek kadar muhalif olabiliriz ama fazlasına izin yok. Baykal, Kılıçdaroğlu dönemi böyle okunmalı. Bizim kesim aldığından çok fazlasını veriyor. Ama hep böyle değildi. Akp'nin ilk iki, belki üç dönemi, küresel likidite fazlası ve derviş programının başarısı bu kesime de yaradı.

Orta, belki biraz üzeri maaşlı çalışanlarız, küçük beyaz yakalı işlerimiz, gelirlerimiz var. Ürettiğimiz kadar tüketiyoruz. Doğrudan ve dolaylı verginin çoğu bizden toplanıyor. Dini, siyasi görüşlerimizi kendi aramızda çok duyulmayan şekilde ifade etmemize izin var, ama sesli değil.

Üretime ucuz işgücü sağlıyor, akp'yi koşulsuz destekliyor, muhalif bir toplum kesiminin gelişmemesinin temin ediyorlar.

Orta sınıf, yani bizlere biçilmiş ekonomik rol palazlanmadan sistemi yürütmek. Yüksek gelirli ticaret, turizm, ithalat, ihracat, inşaat, kamu ihaleleri gibi işlerde bize yer yok.

Sağlık hizmetinden yararlanıyor. Alt düzey memuriyet atamalarında kayırılıyorlar. Tokiden ev alıyorlar. Her 4 haneden birinin yardım aldığı grup bu. Rolleri her koşulda, sorgusuz sualsiz hükümeti desteklemek. Bu grup sistemden nemalanıyor, verdiğinden fazlasını alıyorlar.

Akp döneminde toplumu kabaca üç sınıfa ayıralım: alt yoksul kesim, orta sınıf ve sistemin kaymağını yiyen sınıf. Hükümet her birine bir rol biçti. Onlar da, orta sınıf yani bizler dahil hala biçilen bu rolü oynuyoruz. Alt sınıf düşük gelirli, sosyal yardımların çoğunu bunlar alıyor.

İşe evden yemek götürüyorum, kahvem termosta, nadiren sosyalleşmek için çıkıyorum.Giyim kuşam alışverişine ara verdim. Zamanında bundan çok etklenmiştim. almadim.blogspot.com?m=1