Göktürk Tüysüzoğlu

Karadağ, Sırbistan’ın oldukça kalabalık olan bagajından kurtulmak isteyenlerin ‘bağımsızlık’ tercihinin yansımasıdır. Bu tercih, Batı’ya daha hızlı yolculuk için gerekliydi. Bugünlerde yaşananlar bu bagajın Karadağ’da hala etkili olduğunu gösterir niteliktedir.

Yani, en azından basına bu yönde bir haber düşmedi. Bu arada Trump, iki Rus petrol şirketine (Rosneft ve Lukoil) bugün itibarıyla yaptırım uygulamaya başladı. Böylece ABD, Trump döneminde ilk kez Rusya’ya yeni bir yaptırım uygulamış oldu.

Rus petrolünün alımında büyük bir azaltmaya gideceği Reuters tarafından haberleştirildi. Türkiye ise, Beyaz Saray’daki zirvede de konuşulan bu hususla ilgili henüz bir adım atmış değil. +

Rusya’nın petrol ihracatı konusunda en önemli üç pazarı sırasıyla Çin, Hindistan ve Türkiye. Trump’ın Rusya’dan petrol ithalatını kesme tehdidine Çin açıkça karşı çıkarken, Hindistan’ın ise Washington’un kendisine uyguladığı yüksek tarife nedeniyle (%50) +

Etnik kimliğini ulus kimliğinin önüne koyanların Atatürk’ün düşünceleriyle olumlu yönde bir bağı yoktur.

Akademi ‘para kazanılan’ bir iş dalı olsaydı zaten bize bırakırlar mıydı..

“Beklemek utandırır, beklemenin utancı bekleyenin üstünde kalır.”
Zygmunt Bauman (Iskarta Hayatlar)

Elmanın içi çürüyünce dışını parlatırsınız. Şık görünmek ‘zihnen modernleşmiş olmak’ anlamına gelmez.

Güney Kıbrıs lideri NATO’ya üye olmak istediklerini ve ‘evet’ yanıtı alacakları bir anda bunu yapacaklarını belirtmiş. KKTC’de ise Kıbrıs’ın federal temelde birleşmesinden yana olan CTP lideri Erhürman, anketlere göre başkanlık seçimlerinin favorisi.

“Sanki yanan bir şehirden, herkes yalnız kendi dünya malını mahvolmaktan kurtarmaya çalışıyor.”
Johann Christoph Friedrich von Schiller (Estetik Üzerine, s. 24)

Fransa’nın ‘yeni’ başbakanı Lecornu ancak 26 gün dayanabildi. Bugün istifa etti.

Açıkçası Fransa’nın artık yeni bir seçime ihtiyacı olduğu ortada.Üstelik bu seçim, ‘aşırı’ sağ veya sol aktörlerin iktidarıyla da sonuçlanabilir. Le Pen ve Melenchon, Macron’u kaçınılmaza doğru itiyor.

“İnsan hayalleriyle ve bir diğerine uzattığı el ile var oluyor.”
Zülfü Livaneli (Bekle Beni, s. 42)

Çekya’da Trump’ın Çekya şubesi olarak görülen işadamı Andrej Babis ve partisi ANO iktidara geri dönüyor. Popülist liderin en önemli özelliklerinden biri Ukrayna’ya silah ve maddi destek hususunda da Trump’ın ikircikli çizgisini takip ediyor olması. Çekya da Slovakya’nın yolundan gidiyor.

Bavyera içlerine dek sızan drone filosu..

Kalitenin ‘yerlisi’, ‘yabancısı’ veya ‘yaşlısı’ ya da ‘genci’ olmaz. Kalite kökenden ve zamandan bağımsızdır.

Siyasal çoğulculuk görünümlü çift kutuplu siyasal sistem. Kutuplardan birinin görüntüsü çeşitlilik anlamında çok parçalı, diğerinin ise daha homojen. Halk nezdinde ise kurumsal çeşitliliğin pek bir anlamı kaldığı söylenemez. Bu yönüyle çift kutupluluk içselleşmiş gibi.

Onlar-biz kıyası ve milliyetçiliğin üzerine inşa edilmeye çalışıldığı yeni kurgu, toplumsal yabancılaştırma eylemi ile kendi karşıtını üretir ve konsolide eder. Böylece çoğunluk gözünde otoriter eğilimler meşrulaşır.

Otoriter eğilime sahip yönetimlerin ‘halk’ söyleminde, sosyo-kültürel seviyesi yüksek ‘elitler’ ile azınlık gruplarının rolü, otoriter eğilimin kendisine bağlı gördüğü (bağlılık yaratmaya çalıştığı) çoğunlukla yapılacak karşılaştırma ekseninde önemlidir. +

Aslında Trump, ABD’yi Alexander Hamilton’un çizgisine çekti. Hamilton’un dış politikayı ekonomik çıkarlar doğrultusunda şekillendirme mantığı (4 temel yönelimden biri),Trump tarafından doğrudan yürürlüğe kondu. Bunu açıkça yapıyor olması yalnızca kişiliğiyle ilgili bir farklılık.

Sol’un kimlik siyasetiyle (gerek cinsiyet, gerekse de etnik/dinsel) zayıflatılması, siyasal düzlemi tamamen bireysel/grup çıkarlarına yönelen ve toplumsal taleplerden kopuk bir bağlama indirgemiştir.

Köy Enstitüleri bilgiyi, görgüyü ve tekniği köylüye aşılamayı, kırsalı kalkınmanın temeline yerleştirmeyi ve mantıklı düşünüp eyleme geçebilen bir toplum yaratmayı hedeflemiş bir girişimin eseriydi. Sürdürülmemiş olması bugün yaşadığımız birçok sorunun temelinde yatar.

Nükleer santral gibi ‘stratejik’ ve ‘pahalı’ bir yatırımı Rusya’ya vermek bölgesel gelişmelere yaklaşım ve Ankara’nın Batı’yla ilişkilerinin gelişimi ekseninde Moskova tarafından Türkiye’nin önüne bir ‘koz’ olarak sunulabilir.

#Didim’de oturup #Milet’i görmeyen, ilçenin ismi nerden gelmiş sorgulamayan, #Thales’in kim olduğunu bilmeyen ve hatta #Apollon Tapınağı’nın restorasyonuna niye para harcanıyor diyen ciddi bir kesim var. Tabi bu yalnızca Didim’e özgü bir durum değil maalesef..

"Hacıanesti! Mağrur komutan, neredesin? Gel de ordularını kurtar!"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk (Dumlupınar, 30 Ağustos 1922)

Maaş zammı toplantısı için yapılan masrafa yazık olmuş.

Yaz sıcağında yapmaktan en fazla nefret ettiğim şey makale revizyonu olsa gerek. Minor veya major fark etmiyor. Yeni bir makaleye başlamak bu sıcakta revizyondan daha az acı verir.
Aslında yazmamak lazım, nasılsa bir anlamı da yok (!) ama ruhumuza işlemiş bir kere..

“Her insan 30’undan sonra kendi yüzünden sorumludur.”
Albert Camus

Bu dönüşüm ise AB’nin öngördüğü siyasal reformlar ekseninde değil (AB de bu süreçte ABD’yle ilişkilerini nasıl tanımlayacağı hususunda kendi içerisinde ciddi bir kriz yaşamaktadır), Trump’ın pragmatik yaklaşımı bağlamında kendisini hissettirmektedir.

Türkiye’de 2016 sonrası özellikle ‘söylem’ düzeyinde görülen Avrasyacı yaklaşım, ABD’de Trump’ın ikinci döneminin başlamasıyla görünürlüğünü yitirmiştir. Bunu hem dış politika (Suriye ve Kafkasya) hem de iç siyasi gelişmeler çerçevesinde görebiliyoruz. +

Rusya 2020 ateşkesinde elde ettiği rolü kaybederek sürecin en açık kaybedeni oldu. Zengezur odaklı uzlaşı, aynı zamanda Çin’in ‘orta koridor’ hamlesinde ve Rusya-İran-Hindistan ekseninde geliştirilmek istenen Kuzey-Güney Koridoru’nun kesişiminde ABD etkinliği anlamına geliyor.