Kavel Alpaslan🔻's Avatar

Kavel Alpaslan🔻

@kavelalpaslan.bsky.social

Gazeteci | Bianet Destek için: https://kreosus.com/kavelalpaslan

1,725 Followers  |  155 Following  |  134 Posts  |  Joined: 25.09.2023  |  1.7541

Latest posts by kavelalpaslan.bsky.social on Bluesky

Preview
Bir çocuğun gözünden sosyalizmin çöküşü: Özgür Lea Ypi’nin anılarını kaleme aldığı kitabı "Özgür" bize benzerine az rastlanır bir tanıklık sunuyor.

Bir çocuğun gözünden sosyalizmin çöküşü: Özgür bianet.org/yazi/bir-coc...

09.08.2025 08:11 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Özgürlüklerin ironisi: Çekya’da komünizm yasağı - Kavel Alpaslan - Evrensel Yaklaşık dört ay önce Litvanya hükümeti ilginç bir karara imza atarak rögar kapaklarına savaş açmıştı. Ülkenin dört bir yanındaki kanalizasyon kapaklarından...

Özgürlüklerin ironisi: Çekya’da komünizm yasağı www.evrensel.net/yazi/97464/o...

07.08.2025 08:24 — 👍 5    🔁 1    💬 0    📌 0
Kamçatka’da 8.8’lik deprem: Sovyet mühendisliğinin zaferi mi? - Kavel Alpaslan - Evrensel Son 14 yılın en büyük depremi geçtiğimiz günlerde Rusya’nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası’nda yaşandı. Büyüklüğü 8.8 olarak ölçülen deprem sadece ‘şiddeti’...

Kamçatka’da 8.8’lik deprem: Sovyet mühendisliğinin zaferi mi? www.evrensel.net/yazi/97434/k...

02.08.2025 09:28 — 👍 1    🔁 1    💬 0    📌 0
Uçan bir devrimci ajitasyon merkezi: Maksim Gorki ajit-uçak - Kavel Alpaslan - Evrensel Tarih 1917’de eşsiz bir fırtına ile karşılaştığında Ekim Devrimi’nin getirdiği yenilikler ‘ajit-prop' (ajitasyon-propaganda) trenleri ile ülkenin en uç...

Uçan bir devrimci ajitasyon merkezi: Maksim Gorki ajit-uçak

www.evrensel.net/yazi/97417/u...

31.07.2025 09:45 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Sovyet biliminin kene ile savaşı: Fedakarlıklar ve unutulan dersler - Kavel Alpaslan - Evrensel Artan sıcakların da etkisiyle bu yaz kene popülasyonunda ciddi bir artış gözlemleniyor. Türkiye’nin özellikle belli bölgelerinde yoğunlaşan kene kaynaklı Kırım...

Sovyet biliminin kene ile savaşı: Fedakarlıklar ve unutulan dersler www.evrensel.net/yazi/97379/s...

24.07.2025 08:11 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Varşova Gettosu’nun silahları ve ‘Gazze Felaketi’ Hamas’ın başlattığı hareketi sadece ‘İslami mistisizmin büyüsü’ olarak açıklamak, meseleye indirgemeci yaklaşmak demektir.

Varşova Gettosu’nun silahları ve ‘Gazze Felaketi’ bianet.org/yazi/varsova...

19.07.2025 13:44 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı? "Uluslararası baskı altında bir Filistin devleti kurma hamlesi, etnik temizlik ve Yahudi üstünlüğü doktrinini çökertecektir. İsrail içinde Filistinli komşularımızla adil bir barış ortamında demokrasi ...

İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı? bianet.org/yazi/israili...

19.07.2025 13:44 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Madleen mürettebatından Toribio: Soykırımı görmezden gelenler arasında farkındalık yaratmalıyız - Kavel Alpaslan - Evrensel Gazze’ye yönelik İsrail ablukasını yarmak için çeşitli insani yardım rotaları deneniyor. Kuzey Afrika üzerinden gelen ve Mısır’da durdurulan yürüyüşün yanı...

Madleen mürettebatından Sergio Toribio ile konuştuk:

"Soykırımı görmezden gelenler arasında farkındalık yaratmalıyız" www.evrensel.net/yazi/97329/m...

17.07.2025 05:38 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Aposto | Düşmanlığı öğretmek: İsrail'in okul kitapları ne anlatıyor? İsrail’in Gazze’deki soykırım savaşı ile birlikte pek çok kan dondurucu ifade işittik. Hükümetin en üst kademelerinden sıradan TV yorumcularına, yapılan çoğu açıklama Tel Aviv’in savaş politikasına pa...

Düşmanlığı öğretmek: İsrail'in okul kitapları ne anlatıyor?

aposto.com/s/dusmanligi...

15.07.2025 10:14 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Azınlığın azınlığı, çoğunluktan gelirse: Katalonya’nın İspanyol göçmenleri Katalonya’ya göçen İspanyolların hikayelerinde de Kürtlerin 20. yüzyıl tarihinden izler bulabiliriz. Her ne kadar bir azınlık özerk bölgesi olsa da Katalonya’da yaşanan endüstriyel göçün kültürel/sını...

Azınlığın azınlığı, çoğunluktan gelirse: Katalonya’nın İspanyol göçmenleri bianet.org/yazi/azinlig...

12.07.2025 08:02 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Sovyetlerin dağıldığını inkar eden hareket - Kavel Alpaslan - Evrensel Sovyetler Birliği bundan yaklaşık 34 yıl önce, Moskova’da indirilen kızıl bayrağın ardından resmen yıkıldı. Fakat herkes aynı görüşte değil: SSCB Vatandaşları...

Sovyetlerin dağıldığını inkar eden hareket www.evrensel.net/yazi/97279/s...

10.07.2025 08:21 — 👍 2    🔁 1    💬 0    📌 0
Preview
Aposto | Lübnan’da Hizbullah silah bırakma sürecinde mi? Lübnan’da gündem bir kez daha ülkenin asli askerî gücü olan Hizbullah’ın silahları . Bazı kaynaklar, ABD ve İsrail’in Hizbullah’ı silahsızlandırma baskısının bir ölçüde sonuç verdiğini ve örgütün ger...

Lübnan'da Hizbullah silah bırakma sürecinde mi?

aposto.com/s/lubnanda-h...

07.07.2025 13:08 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
İran’ı suçlayan İsrail neden nükleer denetimlerden muaf? Nükleer denetimdeki bu çifte standardın izlerini sürmek için İsrail’in nükleer politikasını anlamak gerekiyor. Öyle ki İsrail’in tüm anlaşmalara meydan okuyan nükleer silah geçmişi İran’daki 1979 Devr...

İran’ı suçlayan İsrail neden nükleer denetimlerden muaf? bianet.org/yazi/irani-s...

05.07.2025 09:44 — 👍 2    🔁 1    💬 0    📌 0
Kapıları yıkmak: Ladovski’nin Komünal Ev’i - Kavel Alpaslan - Evrensel Üretim araçlarının kolektif mülkiyeti ile birlikte insanlığın ‘yeniye’ doğru attığı en cüretkar adımlardan biri şüphesiz 1917 Ekim Devrimi’dir. Bu sebeple...

Kapıları yıkmak: Ladovski’nin Komünal Ev’i

www.evrensel.net/yazi/97238/k...

03.07.2025 11:53 — 👍 0    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Aposto | Tehlikeli mühendislik: Halkın Mücahitleri Örgütü nasıl parlatıldı? ABD ve İsrail’in İran’a saldırısı ile birlikte "Tahran’da rejim değişikliği" de açık açık konuşulur oldu. Hamaney’in gitmesi hâlinde kimin başa geçirilebileceği manşetleri süsledi. Ülke dışında faaliy...

Tehlikeli mühendislik: Halkın Mücahitleri Örgütü nasıl parlatıldı?

aposto.com/s/tehlikeli-...

26.06.2025 09:11 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Yenilginin diyalektiği: Brezilya’nın komünist ayaklanması - Kavel Alpaslan - Evrensel Toplumsal mücadeleler tarihinde yenilgiler pek dikkat çekmez. Dipnota indirgenen nice deneyim ya unutulur ya da sadece bir trajedi olarak romantik bir şekilde...

Yenilginin diyalektiği: Brezilya’nın komünist ayaklanması

www.evrensel.net/yazi/97193/y...

26.06.2025 08:54 — 👍 2    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

Güzel bir haberim var: Yarından itibaren her Perşembe günü Evrensel Gazetesi'ndeyim!

Tarihten toplumsal hareketlere çeşitli konularda konuşmak üzere🔻

25.06.2025 20:12 — 👍 6    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
İki taraf da kötü ise hangi taraftayız? İsrail’in İran’a yönelik saldırısı ile birlikte ilginç bir yaklaşım tartışması ortaya çıktı. Kimileri “Molla rejimi ile İsrail arasında bir tercih yapmak zorunda değiliz” diyerek İsrail saldırganlığına karşı çıkmayı ‘Molla rejimine destek’ olarak formüle etti. Peki mesele bu kadar kolay açıklanabilir mi? Son iki yılda beş ülkeye saldıran, bunlardan üçünü işgal eden, bir tanesinde ise korkunç bir soykırım düzenleyen ABD ve Batı destekli İsrail’in saçtığı savaşa karşı durmak şu ya da bu yönetimle bizi aynı safa mı getiriyor? “İki taraf da kötü, o zaman biz taraf tutmayacağız” dediğimiz zaman, konu başlı başına saldırganlık değilmiş gibi odak taraf seçme mecburiyetine kayıyor. ‘İsrail’, ‘Molla rejimi’ ve ‘tarafsızlık’ gibi üç yol varmış gibi bir yanılgı yaratılıyor. Oysa gerçek gündemin önümüze koyduğu seçenekler, iki yönetim arasında daha az kötüyü bulmak üzerinden değil; hikayenin başrolünü oynayan tarafın saldırganlığı üzerinden şekilleniyor. Yani üç değil iki seçenek var: İsrail’in açık saldırganlığı ekseninde şekillenen mevcut barbarlıkta antiemperyalist tutum, sadece bu saldırganlığa karşı durmamakla ölçülebilir. İsrail’in saldırganlığına karşı duruşu ön plana çıkartmayı İran’daki ya da başka herhangi bir yerdeki yönetimle bir olmak gibi değerlendirenler ise diyalektik yerine Aristo mantığını tercih ediyor. Çünkü bugün yaşanan savaşın merkezinde ne İran’daki ne de başka bir yerdeki yönetimlerin defoları var. Bu sebeple denklemin gövdesi doğru görünse de temeli hatalı bir formülasyona dayanıyor ve bizi bir açmaza sürüklüyor. Yine de tartışmayı derinleştirmek antiemperyalizmin kapsamına dair ufkumuzu açacaktır. Gelin önce İsrail’in neden bugünkü gerilimde başrolü oynadığını konuşalım. Ardından bu saldırılara karşı çıkmak ile ‘molla rejimini desteklemek’ arasındaki farkı birbirinden ayırmaya çalışalım. Birkaç yıldır dış haberler gündemini sindirerek takip edebilmek hiç de kolay bir iş değil. Son dakika haberlerinin baş döndürücü parıltısı olayları soğukkanlı değerlendirmeyi zorlaştırıyor. Yine de bir saniyeliğine soluklanıp şöyle bir uzaktan bakıp yaşanan olayların boyutunu düşünelim: İsrail Gazze’de, akla hayale gelebilecek her türlü savaş suçunu işleyerek korkunç bir soykırım savaşı başlattı. Aç ve susuz kalan milyonlar, 55 bini aşkın hayatını kaybeden Filistinli, parçalanmış on binlerce çocuk bedeni... Tüm bunlar yüksek çözünürlükle ekranlarımıza yansıdı. ABD ve küçük ortakları ‘kendini savunma hakkı’ adı altında Tel Aviv yönetimine tarihin görüp görebileceği en ciddiyetsiz soykırım vizesini tanıdı. Sonrasında beklendiği üzere İsrail saldırısı kuzeye sıçradı: Lübnan’daki Hizbullah’a karşı başladığı söylenilen saldırıyı kara işgali takip etti. Tüm egemenlik hakları hiçe sayılan Lübnan, İsrail ordusunun saldırıları ile birlikte binlerce insanını kaybetti. Yüz binlerce Lübnanlı ise yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Güney Lübnan’da köyler ‘stratejik’ gerekçelerle havaya uçuruldu, haritalardan silindi. Ardından Suriye’de Beşar Esad yönetimi bir çırpıda sona erdi. ABD ve müttefiklerince desteklenen HTŞ güçleri Şam’ı ele geçirdi. Eski El Kaide-IŞİD lideri Colani Şam’daki iktidar koltuğuna oturdu. İsrail ise pastadan kendi payını almak isteyerek, 1967’den beri işgal ettiği Golan Tepeleri’nin ötesine geçti ve Suriye’de yeni topraklar ele geçirdi. Bir nevi tampon bölgenin de tampon bölgesi... Bu helezonik işgal ile de yetinmedi, beyaz bayrak çeken Suriye ordusunun deniz, hava, kara demeden tüm ekipmanını yerle bir etti. Bugün ise en başından beri savaşın içine çekmek istediği İran’a karşı bir saldırı başlattı. Tahran bombalandıktan sonra, daha İran henüz egemenlik ihlaline karşı misilleme hakkını kullanmadan önce bile Batı başkentlerinden ‘İsrail’in kendini savunma hakkı’ vizesi açık açık dile getirilmeye başlandı. İran’ın İsrail’e füze atışlarıyla yanıt vermesiyle birlikte Washington, daha önce pek çok örnekte olduğu gibi tüm uluslararası hukuku çiğneyerek müdahale sinyalleri verdi. Tüm bu dönemde İsrail savaş makinesine tanınan dokunulmazlık hiç olmadığı kadar aleni hale geldi. Zaten tüyleri yolunmuş uluslararası hukukun son kırıntıları da maskeleme ihtiyacı duyulmadan ABD ve müttefikleri tarafından anlamsızlaştırıldı. Hatta kısa bir süre önce Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İran’a yönelik saldırıları açık açık “İsrail'in hepimiz için yaptığı kirli iş” olarak tanımladı. Sorunun kaynağı bu kadar netken, yakın geçmişte aynı ittifakın giriştiği düzinelerce yıkım ve felaket örneği varken, antiemperyalizmi ‘tarafsızlık’ olarak nitelemek, dolaylı yoldan saldırganlığa meşruiyet tanıyor. Yaklaşık bir yıl önce yaptığımız söyleşide Hindistanlı Marksist tarihçi ve yazar Vijay Prashad tam da bugünkü konumuz hakkında düşündürücü bazı ifadeler kullanıştı[1]. “Çağımızın antiemperyalizmini nasıl tanımlamamız gerekir?​” diye sorduğumuzda ‘içinde bulunduğumuz dönemin çok fazla belirsizlik barındırdığını’ dile getirdi ve ‘böylesi dönemlerde hiperemperyalizme karşı farklı politikalar meydana çıktığını’ söyledi: “Bu politikaları birleştiren bazı şeyler var. Örneğin ülkelerin ve bölgelerin egemenliklerini savunma girişimlerinin tüm hareketleri birleştiren şeyler olduğunu düşünüyorum. Yani örneğin ister solda olun, ister İran hükümetinde olun... genel olarak bir bölgenin egemenliğinin ciddiye alınması konusunda hemfikirsiniz. İster ulusal bir toprak olsun ister bölgesel. İnsanların nasıl yaşayacaklarını belirleme hakları var. Egemenlik kavramı budur. Bu konuda kesin bir mutabakat var.” ‘ABD’ye diğer ülkelere gidip hükümetleri değiştirme hakkını verenin ne olduğunu’ soran Prashad, Afganistan’da ya da Irak’ta başarılı olamadılarsa diğer örneklerde başarılı olacaklarını düşünmemizi sağlayacak bir şey olmadığını vurguladı. Ancak Prashad’ın sözlerini bugünkü tartışmamıza bağladığı kısım ‘egemenlik’ ve ‘haysiyet’ olarak ikiye ayırdığı yaklaşım: “Haysiyet ne anlama geliyor? Mesela ben Batı’nın ya da herhangi birinin İran’a karşı bir savaşına kesinlikle karşıyım. İran’ın egemenlik hakkına sahip olduğuna inanıyorum, ancak İran’ın içinde yaşananlar konusunda aynı fikirde olmayabilirim. Sınıf mücadelesi nerede, kadın haklarının rolü nedir vb… Ayrıca insanlara haysiyet dayatmaya da inanmıyorum. İnsanlar kendi mücadelelerinin içerisinden geçmek zorundalar. Bazen zordur. Onlara dayanışmamızı sunabiliriz. Ancak bir ABD bombardıman uçağının üzerine çıkıp bir ülkeyi bombalayarak bir insana haysiyet veremezsiniz. Hiçbir zaman işe yaramaz, değil mi? (...) Bu anlamda, ‘Biz hepimiz antiemperyalist miyiz değil miyiz?​’ demenin yararlı olduğunu düşünmüyorum. Farklı türde politikalarımız var. Bazen politikalarımız kesişir bazen kesişmez. İran meselesi güzel bir örnek. Çünkü mesela ben İran hükümetini devirmeye yönelik bir müdahaleye tamamen karşıyım. Ancak bu yüzde yüz İran hükümeti yanlısı olduğum anlamına gelmiyor.” Bu gündemin iki katmanlı olduğunu İranlı komünistlerin yaptıkları açıklamalarda da görüyoruz. Tudeh Partisi Merkez Komitesi’nin yaptığı açıklamada İsrail’in saldırıları ‘kriminal’ ve ‘terörist’ olarak nitelendirildi, dış askeri müdahalelerin, İran halkının iradesine, haklarına ve çıkarlarına tamamen aykırı olduğu vurgulandı. Tudeh, İsrail saldırılarının İran’ın egemenlik haklarını açıkça ihlal ettiğini belirtti. Bununla birlikte parti, İran yönetimine eleştirilerini yine aynı konu başlığı altında belirtmekten geri durmadı. İran’da bugüne kadar güvenlik bütçesinin büyük bir bölümünü, içeride tükettiği, hak ve özgürlükleri baskı altına almak için kullandığı, bu sebeple İsrail ve ABD gibi dış tehditlerle mücadelede açıklar oluştuğu tespiti yapıldı[2]. Burada ifade edilen ‘üçüncü alternatifin sesi’ ile saldırılar karşısında ‘ne o, ne bu’ diyerek sessizliği tercih etmek arasında ciddi bir fark var. Çünkü Tudeh, acil gündemi ‘İsrail’in saldırganlığı’ olarak tespit ediyor ve İran’daki yönetime eleştirilerini de bu çerçevede dile getiriyor. Yani bağlamda bir tutarsızlık yok. Yanlış anlaşılmasın, elbette İran’daki yönetimin uzun uzun sayılabilecek kusurları var. Tam da bu sebeple İran’da halk, çok değil 2022 yılında ayaklandığında o mücadele ile dayanışmanın sesi yükseldi. O dönemde “Sokağa çıkanlar İsrail’in oyununa geliyor” diyerek toplumsal mücadeleleri basite indirgeyenler yok değildi, ancak azınlıktaydı. Çünkü 2022’nin gündemi İran’daki yönetimin baskıcı uygulamalarıydı ve bu söz doğrudan İranlılar tarafından dillendiriliyordu, İsrail’in savaş suçlusu başbakanı tarafından değil. Hiç kuşku yok ki bugün, diplomasi tarihinin en kanunsuz ve en saldırgan dönemlerinden birini yaşıyoruz. Ortadoğu’daki halklar bu ‘hızlı’ ve ‘kanunsuz’ zamanların bedelini kanlarıyla ödüyorlar. İsrail’in casus belli olarak öne sürdüğü nükleer gündem, laubalilik konusunda ABD’nin meşhur ‘Irak’ın kitle imha silahları’ bahanesi bile aşıyor. İşte bugünün sorunu bu. Belki yarının sorunu yine İran’daki yönetim olacak, olmalı da. Ancak İsrail’in başlattığı savaşın en sıcak anında ‘tarafsızlık’ ilan edip köşeye çekilmek, en iyi ihtimalle idealist bir sapma olacaktır. Bu yüzden “Ne o, ne bu” şeklinde dile getirilen denklemin yapısal sorunu, derin bir analiz yapmayı olanaksız kılıyor; ‘ikisi arasında bir tercihe mahkum olmadığımızı’ ve bu yüzden de ‘iki kötü arasındaki bir savaşta tarafsızlığın öncelik olduğunu’ söylüyor. Antiemperyalist bir siyasi yaklaşım iki taraf arasında yapılan ehvenişer tercihleri demek değil. Saldırganlığı açıkça ortada olan tarafa karşı gelmek, sizi diğer yönetimin sadık kulu yapmıyor. Zira bugünün asli gündemi İsrail’in -ve ona örtülü örtüsüz destek veren tüm diğer aktörlerin- an itibariyle işlemekte olduğu suçlardır. Denklemi bu başlık altında kurduğunuz zaman İran’da, Filistin’de, Suriye’de ya da Lübnan’da yaşanan yıkıma karşı gerçek bir lense sahip olmak çok zor olmayacaktır. Yanlış başlıklar ile inşa edilen bir denklemin çürük olduğunu fark ederek sığ tartışmalara saplanmamalıyız. Doğru başlıkları görüp, doğru tavırlar almaya çalışmak gerek. Aksi takdirde bağlama odaklanmadan, sadece taraflara bakarak yapacağımız tespitler arızalı doğar. Çünkü dünya, bizim dilediğimiz başlıklar etrafında dönmüyor; bize dayatılan başlıklarla mücadele edip onlarla başa çıkabilme kabiliyetimizle dönüyor.

İki taraf da kötü ise hangi taraftayız?

✒️ Kavel Alpaslan yazdı https://www.evrensel...

24.06.2025 12:58 — 👍 4    🔁 2    💬 0    📌 0
İki taraf da kötü ise hangi taraftayız? - Kavel Alpaslan - Evrensel İsrail’in İran’a yönelik saldırısı ile birlikte ilginç bir yaklaşım tartışması ortaya çıktı. Kimileri “Molla rejimi ile İsrail arasında bir tercih yapmak...

İki taraf da kötü ise hangi taraftayız?
www.evrensel.net/yazi/97185/i...

24.06.2025 14:07 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Preview
Aposto | İmparatorluk sözlüğü: 'İstikrar' nasıl tahakkümün parolası oldu? İsrail’in İran’a yönelik saldırısının ardından Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, önce içinde "barış", "diplomatik çözüm" ve "kaygılıyız" gibi ifadelerin geçtiği birkaç cümle kurdu. Ardın...

İmparatorluk sözlüğü: 'İstikrar' nasıl tahakkümün parolası oldu?

aposto.com/s/imparatorl...

24.06.2025 12:59 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0

Hocam çok sağolun nazik yorumunuz için, çok mutlu oldum beğenmenize. Her zaman önerilerinizi eleştirilerinizi duymak isterim. Sevgiler :)

21.06.2025 15:25 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Görselde, harabe haline gelmiş bir yapının içinden dağlık bir manzara görünüyor. Duvarları dökülmüş ve yıpranmış yapının bir duvarında sprey boyayla yazılmış “Barzan”, “Zaxo” ve bir kalp sembolü ile “B ♡ R” harfleri dikkat çekiyor. Boşluğa açılan bir pencere ya da kapı aralığında, kırık dökük bir metal karyola iskeleti dışarıya doğru eğilmiş duruyor. Arka planda sisli dağlar ve uzak vadiler uzanıyor. Sol üstte “Kavel Alpaslan yazdı”, sol altta ise “biamag cumartesi” logosu yer alıyor. Görsel, terk edilmişlik, savaşın izleri ve hafızanın mekâna kazındığı duygusal bir atmosfer taşıyor.

Görselde, harabe haline gelmiş bir yapının içinden dağlık bir manzara görünüyor. Duvarları dökülmüş ve yıpranmış yapının bir duvarında sprey boyayla yazılmış “Barzan”, “Zaxo” ve bir kalp sembolü ile “B ♡ R” harfleri dikkat çekiyor. Boşluğa açılan bir pencere ya da kapı aralığında, kırık dökük bir metal karyola iskeleti dışarıya doğru eğilmiş duruyor. Arka planda sisli dağlar ve uzak vadiler uzanıyor. Sol üstte “Kavel Alpaslan yazdı”, sol altta ise “biamag cumartesi” logosu yer alıyor. Görsel, terk edilmişlik, savaşın izleri ve hafızanın mekâna kazındığı duygusal bir atmosfer taşıyor.

#biamag | Bir ‘sihirli’ kelime: Rejim

✍ Kavel Alpaslan, emperyalist çıkarların şekillendirdiği medya dilinde ‘rejim’ kelimesinin nasıl bir meşruiyet silahına dönüştüğünü yazdı.

bianet.org/yazi/bir-sih...

21.06.2025 13:01 — 👍 3    🔁 1    💬 0    📌 0
Preview
Bir ‘sihirli’ kelime: Rejim Emperyalist çıkarlarla şekillenen bir dili yeniden düşünmek gerekiyor. Bu terimleri ve o terimleri tekrarlayan burjuva-liberal medyanın hikmetini sorgulamadığımız sürece, yasallık tasdiki belirli merk...

Bir ‘sihirli’ kelime: Rejim

bianet.org/yazi/bir-sih...

21.06.2025 13:20 — 👍 1    🔁 0    💬 1    📌 0
Preview
“Tanrı elinde kalan en pis malzeme ile grev kırıcıyı yaptı” Grev kırıcılığın ne olduğunu en net haliyle çöp toplama günü bizzat Cemil Tugay dile getirdi: “Grev yapan insanlar işyerini terk eder ve evlerine gider. Sizin işinizi ben yapıyorum burada”. Özünde gr...

“Tanrı elinde kalan en pis malzeme ile grev kırıcıyı yaptı” bianet.org/yazi/tanri-e...

15.06.2025 14:47 — 👍 3    🔁 1    💬 0    📌 0
Bir liman işçisinin tasarladığı şehirler - Kavel Alpaslan - Evrensel Hayaller ile gündelik hayatın dayattığı gerçeklik arasındaki fark ne kadar derindir? Ya da bir köşede ‘hayal’, öbür köşede ‘gerçeklik’ durur da hiç mi iç içe...

Bir liman işçisinin tasarladığı şehirler
www.evrensel.net/yazi/97104/b...

13.06.2025 09:47 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Video thumbnail

Evrensel30Yaşında

"Hiç kolay bir iş değil bir gazeteyi otuz yıl boyunca her gün nitelikli bir şekilde çıkartmış olmak. Her gün o gazeteyi hazırlayan, o gazetenin seslendiği gerçek alanlara, sokağa, fabrikalara ulaştıran binlerce kişinin emeğinden söz ediyoruz. Bundan belki daha önemlisi otuz…

08.06.2025 13:13 — 👍 5    🔁 1    💬 1    📌 0
Preview
Bırakılan silahların yankıları: PKK ve ETA’nın karşılaştırmalı analizi Barış Tuğrul, "Silahların bırakılması elbette çok önemli, çok olumlu bir gelişme, ama bu olumlu adım kalemin ele alınmasıyla tamamlanmadığı sürece Kürt meselesinin çözümü çok zor görünmekte" diyor.

Bırakılan silahların yankıları: PKK ve ETA’nın karşılaştırmalı analizi

Barış Tuğrul ile konuştuk:

bianet.org/haber/biraki...

07.06.2025 09:39 — 👍 4    🔁 2    💬 0    📌 0
Preview
La población civil sigue atrapada en el conflicto del este del Congo El M23, la milicia apoyada por Ruanda, mantiene el control en 8.000 kilómetros cuadrados en la RDC; el presidente del país ofrece un acuerdo de minerales a cambio de seguridad a Washington

Hay algo que me gusta más que escribir mis temas y es leer los de los demás. Esta semana he podido echar una mano en estos dos reportajes en @elsaltodiario.com, uno de @kavelalpaslan.bsky.social y otro de @jaumeportell.bsky.social, periodistas todoterreno.

▪️ elsal.to/42616
▪️ elsal.to/42587

03.06.2025 05:40 — 👍 14    🔁 12    💬 0    📌 0
Post image

🇱🇧Hezbolá en Líbano: entre la ocupación israelí y la crisis interna.

✍🏻Kavel Alpaslan.
📷Laurent Perpigna Iban.

https://elsal.to/42587

02.06.2025 08:02 — 👍 6    🔁 4    💬 0    📌 0
Preview
Hezbolá en Líbano: entre la ocupación israelí y la crisis interna Líbano sigue bajo la sombra de la ocupación israelí y un alto el fuego fallido; mientras Hezbolá enfrenta su mayor crisis tras la muerte de Nasralá y es presionado para su desarme.

El Salto için yazdım:

Hezbolá en Líbano: entre la ocupación israelí y la crisis interna

www.elsaltodiario.com/libano/hezbo...

02.06.2025 09:13 — 👍 3    🔁 2    💬 0    📌 0

@kavelalpaslan is following 20 prominent accounts