Aydın Kurt

yıllar sonra "supernatural" dizisini yeniden izlemeye başladım. güzel dizi yahu.. sarıyor da sarıyor..

Zaten yazımda da sıkıntı var hocam. Şatel kısmı ayrı vaver kısmı ayrı yazılmış ve "te" harfi osmanlıca yazımda konulmamış. Böyle olunca bu şekilde okumuşlar. Okumakta da haklılar. Ben yaklaşık 10 dk. Aramadan sonra istanbul işgalindeki kumandanlardan birisi olarak gördüm de öyle anladım.

bizimkiler generalin ismini yanlış yazmışlar.. :) Osmanlı Türkçesinin bazı konulardaki acizliği işte..

Türkiye ile dost olabilir ve İktisaden dest-i muaveneti uzatabiliriz..."
Acaba M. Kemal Paşa'ya İngilizlere çalışıyor diye saçmalayan müptezeller utanır mı?

hiç bir zaman muavenet edemeyiz. Çünki bolşevikliği ne hükümetimizin din-i resmisi ve ne de yüzlerce milyonlarlarına malik olduğumuz teba-yı İslamiye'nin vicdanı kabul eder. Evet Türkiye'nin başına halife hazretleri geçer ve hilafetin emr ü fermanı mutâ' olursa işte o zaman
*Neden mağdurlarsa acaba

Çanakkale'yi (Kala-i Sultaniye) teftişe giden İngiliz Generali Shuttleworth Çanakkale mutasarrıfı ile konuşurken altını çizdiğim şeyleri söylüyor.
"Biz bolşeviklerin prensipleri üzerine
müesses olan Mustafa Kemal hükümetiyle kabil değl dost olamayız. Mağduruz* ve böyle bir Türkiye'ye

alsanız iyi olmaz mı...

Hoca kendi bakış açısından iddiasına bir takım kanıtlar sunacaktır. bizler de bazı şeyler söylüyoruz. ancak bu meseleyi ciddi anlamda iki uzmanın karşılıklı tartıştığı bir ortamda bulunmayı isterdim. @candanbadem.bsky.social hocam bir ara Kemal Çiçek hocayla bir youtube kanalında meseleyi ele

her sene bir vesile ile hocayla bu konuda bir ters düşüyoruz..
Ermeni tehciri bir soykırım değil, devletin kendisini korumak için aldığı bir tedbirden ibarettir. keza ülkedeki ermenilerin hepsi tehcir edilmemiştir, tehcir edilenlere sonradan vatanlarına dönme izni verilmiştir.

öyle yorgun ve sıkkın hissediyorum ki.. offf.. resmen şu ülkede bize öl diyorlar yahu..

adamlar onu da atmışlar. Bizimki kendi pikniğini yapmaya başlarken adamlar bakmış bir şey kalmamış, “ulan bu herif bize de söver, biz de mundar oluruz” sonra diyerek oradan kaçmışlar.

diyerek köfteleri suyun karşı kıyısına savurmuşlar.. bu durumu gören bektaşinin aklına bir hinlik gelmiş ve başlamış sövmeye.. “domatesin de anasını”, adamlar domatesleri de atmış.. bizimki sıradan devam etmiş, “ biberin de anasını, karpuzun da anasını.” En son “ekmeğin de anasını…” demiş ve

Kendini alamayan Bektaşi “vay anasını ….ın köftesi” diye küfredince softalar ulan nimete küfredilir mi diye başlamışlar bunu dövmeye.. bu suyun karşı yakasına geçerek kendini zor kurtarmış. Softalar bir taraftan buna kızarlarken diğer yandan “köfteleri de mundar ettin, al sen ye pislik herif”

Neyse bir suyun kenarına gitmişler. Sofralar hazırlanmaya başlanmış. Hepsi bir iş yapıyor.. bizimkine demişler ki, sen de şu köfteleri pişir.. bizimki hayhay demiş.. başlamış köfteleri pişirmeye. Ateşin de etkisiyle sıçrayan yağ damlası bektaşinin canını çok yakmış.

Softalar kendi aralarında konuşurken “Yahu Şu Bektaşiyi de bir pikniğe götürelim. Biraz dalgamızı geçer eğleniriz” demişler. Gitmişler bektaşinin yanına. Bektaşi “dostlar bilirsiniz. Ben içerim” demiş.. softalar “olsun sen iç.. biz içmeyiz birlikte yeriz” diyerek ikna etmişler bizimkini.

Ahahaa.. bak aklıma geldi şimdi. Dur tam hatırlayayım da yazayım.

X'e o kadar alışmışız ki.. buraya bakmayı unutuyorum. zamanla buraya da alışacağız.. arada çalışmalar da yaptığımızdan burası bayağı bir geriye kalıyor. arayı kapatabilirim umarım..

Hepsi ayrı kıymetli. Dostlar hepsini dinledim. Ve dönüp dönüp dinliyorum bilgi tazelemek için. Bir saha araştırmacısının gözünden bizzat sahada verilen bilgilerin kıymeti ayrı. Açıkçası bana yeniden bu dönem okumalarını sevdiren kişi @harpcografyasi.bsky.social hoca olmuştur...

sını 1. DS'nda çok çektik. GAzi gerçekçi birisiydi. eldeki kuvveti biliyordu. Bence onun önceliği elimizdekini en mükemmel hale getirmek, daha sonra eksikleri tamamlamaktı. Hatay ve Boğazlar meselesini bu şekilde halletti...
Tabi bunlar benim yorumum. işin uzmanları ne der bilemem.

elbette almayı isterdi orayı. bununla birlikte Batı Trakya girdi mi işin içine, Bulgaristan da giriyor. Bulgaristan girince Rusya giriyor. Zaten Yunanistan ve diğer büyük güçlerle yeni bir savaştan çıkmışız. Belki fırsatı olsa yürürdü ama gereksiz hayalperestliğe kapılmazdı.. o hayalperestliğin ceza

ihtimal veriyor musun.. Gazi'nin şapka giyme meselesini Musul'dan üstün tutacağına.. bir kere kulvarlar farklı. Musul üzerine harekat planlanırken şeyh said isyanı çıktı.. musulu almamak gibi bir hayali olabilir mi.
Batı trakya meselesi ise tam saçmalık. adamın memleketi orada.. kendi memleketi.

Bisan mevkiini işgāl etmiştir.
Ordunun tahlisi şimalden Dördüncü ordudan gönderilecek kuvvetlere mütevakkıftır.
Ben karargâhtaki iki yüz silahla bu geçe Bisan üzerine yürüyeceğim. Karargahım Bisan’ın 25 kilometre cenubundadır.
Fahri Yaver-i Hazret-i Şehriyârî/ 7.nci Ordu Kumandanı Mustafa Kemal.

kumandanlığına
Başkumandanlık Erkân-ı harbiye riyasetine
Bisan’ın 25 kilometre cenubunda geçit mahallinden
22/9/34, saat 2.00 sonra
Evamirim dairesinde
7.nci ordu mevazii müteaddidde düşman taarruzlarını def‘ ederek Vadi-i Fara hattı şimaline çekilmiş ve şimale ricade dvam etmektedir. Ancak düşman

Fesli müptezeller hep derler ya.. M.Kemal 7. Ordu ile kaçmasaydı Filistin düşmezdi. bir mermi atmadı vb..
bakın o sırada paşa ne yapıyormuş.
"Dera’da Grub kumandanlığına
Dördüncü Ordu

Tashih işi boşuna iki kişiyle yapılmıyormuş. Anam ağladı tek başıma. Pilim de bitti.

Hizmet bağımlısı 🥲🥲🥲

Yok. Ama armağanzade paylaştıysa kesin yalandır 🤣🤣
Paylaşıp kaynak göstermemiştir tabi. Çünkü o kaynaklar incelenir. Ardındaki fesatlık çıkar meydana

İyi de olmuş. Ne yaparlarsa yapsınlar sonsuza kadar da öyle olacak....

[1] 10 Nisan 1950
Millî Mücadele'den itibaren kesintisiz 23 sene Türk Ordusu'nun Genelkurmay Başkanı olmuş, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci ve son mareşali MUSTAFA FEVZİ ÇAKMAK'ı bundan 75 sene önce sonsuzluğa uğurlamıştık...