Alican Alev

Zaten yüzde 50 cepteydi. Toplumun bir kesimiyle, şu an hala yapmakta oldukları gibi, didişmeye harcadıkları enerjiyi anlaşmaya ve kucaklaşmaya harcasalardı, ekonomi de bu duruma gelmezdi, oylarıysa yüzde 70’e çıkardı. O baştaki yüzde 50 sırf diğer cepheyle çatışma var diye yerli yerinde durmadı.

Klavyene sağlık. Hepimize hatırlatarak bir kere daha can verdin o iyi kalpli, akıllı, ince ruhlu adama.

Canavarlarla savaşan kişi, dikkat etmelidir ki kendisi de canavara dönüşmesin. Çünkü uzun süre uçuruma bakarsan, uçurum da sana bakar.

Friedrich Nietzsche

Bıyık büküle büküle olur kaytan, insan s..ile s..ile olur şeytan.

Türk Atasözü

Özledim seni:) nerelerdesin? Maşallah meşhur olmuşsun görmeyeli.

Altuğ!

Herkes aklına gelen başına gelmeden, her ne konuda olursa olsun, önlemini alsın. Şu olmaz bu olmaz da sanmayın, bu ülkede her şey olabilir. Olan da olduğuyla kalır. Vahşi Batı resmen. Kendi başımızın çaresine bakmakla mesulüz. Atlanan, boşverilen hiçbir şeyin sonradan tazmini mümkün değil.

Kendi özgür iradenle düşündüğünü mü düşünüyorsun?O halde düşündüğün şeyi kendi iradenle bir de düşünmemeyi dene bakalım.

Düşüncenin yasaklanması,devlet tarafından pankreasların insülin salgılamasının yasaklanmasına benzer.Yani hem saçmadır hem mümkün değildir.Kimse isteyerek düşünmez.Beyin denen organın gayri ihtiyari yaptığı bir eylemdir düşünmek.Bir düşünce birdenbire kıvrılıverir kafanızda.Elinizde olan bir şey yok

Atatürk köy enstütülerini boşuna kurmadı.Birgün bu iktidar değişirse,ilk ve en yaman kalkınma projemiz,tekrar Atatürk’ün stratejisine dönüp büyük bir milli seferberlikle cehaleti yenmek olmalıdır.Yoksa biri gider diğeri gelir.Doktoru da kimse takmaz,öğretmeni de.Cehalet bir ülkeyi yıkıma götürür.

Eski Türkiye böyle değil miydi?Cahil halk,hastanede doktordan fırça,askerde komutandan dayak yer dururdu.Bu şekilde raptızapt altına alınırdı.Ama kim onu doğrudüzgün cehaletten kurtarabildi?Sonunda dayak yemek bir yana,sırtı sıvazlanmaya başlanınca,kendini ülkenin gerçek sahibi ilan etti.

İlk defa sevildiğini ve önemsendiğini hisseden köpek,fişteklenmenin de etkisiyle etrafa saldırmaya,düzeni bozmaya,insanları sindirmeye başladı.Kullanışlı bir silah haline geldi.O zaten hep oradaydı, hep vardı.Ama kimse onu böyle bir amaç için kullanmayı daha önce akıl edememişti.Amaç bağlı olmasıydı

Türkiye’deki cehalet o kadar tehlikeli ki,dövülerek yetiştirilmiş bir pitbull gibi,tasmasını gevşettiğin anda ortalığı darmadağın eder.Eski Türkiye o tasmayı asla gevşetmezdi ama pitbull’u evcilleştirmeyi de beceremezdi.Sonra biri geldi ve kimsenin umursamadığı o köpeği sahiplenip fiştekledi.

Bugünlerin geçtiğini görmek, eski Türkiye’ye kavuşmak, kimbilir ne kadar güzel olurdu. Ruya gibi..

Güven artar,ekonomi hemen biraz nefes alır,hukuk geri gelir,akılcı kararlar alınmaya başlanır,kucaklayıcı dil kullanılır,insanların halet-i ruhiyesi dinginleşir,çok daha mutlu sabahlara uyanırız.

Türk insanına Atatürk’ü en iyi şekilde kim tanıtmıştır?Kim onun kıymetini hakkıyla bildirmiştir?Bu konuda Atatürk’ün kendisinden ve inşaa ettiği kurumlardan bile daha başarılı birileri var.AKP!

İddia ediyorum:bundan 20 sene önce Türkler ne Atatürk’ü bu kadar iyi tanıyordu ne de böyle sahipleniyordu

İnsan, kendi eliyle yarattığı şeyin kölesi olamaz,olmamalı.Devlet de buna tabi ki dahildir.Çünkü onu da insanlar yaratmıştır ve mütemadiyen yaşatan da onlardır.Devlete tapınmak,putlara tapınmaya benzer ve eşit derecede saçmadır. Zira ikisini de üreten,tapınmakta olan kişinin bizzat kendisidir.

Halkı,devlete ait olan bir topluluk olarak görmekten,devleti halk için varolan bir aygıt olarak görmeye geçiş yapmak,muhteşem bir zihniyet devrimidir.Devleti isterse seven isterse döven bir ‘baba’ olmaktan çıkarıp ona sınırlar çizmeye başladığımızda, demokrasinin kapısını aralamışız demektir.

Herkes bu kardeşlerim kadar mert olsaydı, ülke Japonya gibi olurdu.

Özgür Özel taktire şayan bir gelişim periyodu izletti. Kırmızı kart gösterdiği günleri hatırladıkça inanamıyorum, o kişi aynı kişi miydi?

Bilhassa siyasi davalarda hukuk namına gerçek anlamıyla hiçbir şey kalmamış.Tamamen laçka.Mahkemeleri ele geçirmişler ve hukuku muhaliflerine karşı silah olarak kullanıyorlar.Hiçbir eşit standart kalmamış,bana serbest,sana yasak.Ülkeyi batırmak demektir bu.Ben iktidarda kalayım,ülke batarsa batsın.

Mansur Yavaş demektir. Eğer bu doğruysa oy patlamasına hazır olun. Cumhuriyet tarihinin bir daha muhtemelen kırılamayacak olan en büyük rekoruna şahit olacağız. Hem Mansur’un zaten çok büyük bir kitlesi var, hem de Eko’dan kaynaklı tepki oyları üzerine eklenecek. Tabi seçim yapılırsa..

Gençlerin peyderpey tahliye edildiklerini görmek memnuniyet verici. Zaten tek yaptıkları anayasal haklarını savunmaktı. Hiç gerek yoktu onlara böyle muamele etmeye. Sergiledikleri cesaretten dolayı hepsini kutlarım!

Annelerin ninnilerinden
Spikerin okuduğu habere kadar
Yürekte,kitapta ve sokakta Yenebilmek yalanı
Anlamak sevgilim,
İşte o bir müthiş bahtiyarlık
Anlamak,gideni ve gelmekte olanı

Nazım Hikmet Ran

Biz halk, ne kadar haklı olursak olalım,ne kadar dürüst ve samimi arzularla bir şeyler yapmaya çalışırsak çalışalım, eğer ekonomi böyle olmasaydı,yine her şey rakibimize artı puan olarak geri dönecekti. Hak hukuk adalet,işler tıkırındayken kimsenin umurunda değil.Anca ekonomi bozuksa insanlar adil.

Koskoca bir muhalif kesim,bunca yıl boyunca,ülke bağıra çağıra diktaya sürüklenirken nasıl bir şey yapamadı?Nasıl birleşemedi?Niye sonuç alamadı?Peki şimdi nasıl Chp anketlerde birinci parti çıkıyor?

Çünkü eskiden ekonomi böyle değildi, artık bozuldu.Eskisi gibi olsaydı,yine çabamız sonuç vermezdi.

Altuğ!

Eski Türkiye’nin kıymetini yaşarken bilemedik.O zamanlar da bir sürü şeyini beğenmezdim,küçük görür,tenkit ederdim.Hepsi bin beterini bilmediğim içinmiş.Şimdi özlüyorum o seneleri.Şimdiye kıyasla İtalya seviyesinde yaşıyormuşuz da farkında değilmişim.Umarım bir gün yine karşılaşırız o Türkiye’yle.

Türkiye’de devletle parti arasındaki sınır çizgisi tamamen silinmiş durumda.Cumhuriyet tarihinin ikinci parti devleti dönemini yaşıyoruz.Bazı cahiller hala devletle hükümetin aynı şey olmadığını/olmaması gerektiğini bilmiyor.Devletimin yanındayım sloganı bu iğrençliğin tezahürüdür.Tek partiye hayır!

Bazıları güçlü gördüğüne tapınmaya,zayıf gördüğünü ezmeye bayılır.Çünkü demokrasi esasında bir rejim değil,bir kültürdür.Eğitimi çocukken ailede başlar.Ebeveynin çocuğa nasıl davrandığı,onun yetişkinlikte otorite figürleriyle kuracağı ilişkiyi belirler.Onun için halkımız öfkeli hükümranları sever.

Çok kıymetli iki gazetecimiz daha gözaltına alındı.Eşit şartlarda yapılacak bir rekabeti kazanamayacaklarının farkındalar.Bunu da her fırsatta belli etmekte sakınca görmüyorlar.Artık ya herro ya merro kafasındalar.Böyle böyle halkın direncinin bir noktada kırılacağını umut ediyorlar.Ters tepebilir.

Her zaman iyi bir insan olmak isteyen kişi, onca kötü insanın arasında kesinlikle yıkıma uğrayacaktır. -Machiavelli-

Buraya dikkat: iyi olmak isteyen değil, HER ZAMAN iyi olmak isteyen kişi..

Her zaman iyi olmak, iyiliğin mağlup edilmesine sebep olmak suretiyle, iyiliğe zarar verir.