Süleyman Akgül

Presentable sıfatından nefret ediyorum. Ya sen kimsin? Ben niye kendimi sana sunuyorum?

What do you mean I don’t support your system? I go to court when I have to…

Atatürk, bir gün söylediklerim bilime ters düşerse bilimi tercih edin derken aslında eleştiri yapmamız gerektiğini öneriyor. Zaten Atatürk’ü eleştirmezsen onu 1923-1938 yılları arasına sıkıştırıp güncelliğinden koparmış oluyoruz.

Ben Atatürk’ü eleştiriyorum diye ona düşman olduğumu sanan bazı gerizekalı yobazlar var. Yine tekrar edeyim, laikliğe, devrimciliğe, halkçılığa, devletçiliğe ve cumhuriyetçiliğe uzatılan elin tavizsiz karşısındayım. Atatürk dokunulmaz değil, eleştireceğiz ki geliştireceğiz.

Ivan Illich’e göre modern insan radikal düşüncelere karşı tutucu olmayan insandır. Yani sizden farklı düşünenlere karşı lütfen alerjiniz varmış gibi davranmayın.

İnsan bir ötekinin varlığından yoksun yaşayamazlar. Kolektif olmanın ve toplum halinde yaşamanın en önemli unsuru budur. Öteki farklıdır. Farklılıklara saygı duymak zorundayız.

🙏🏻teşekkür ederim iyi okumalar

Yeni yazımı okuyabilirsiniz. Konu felsefe değil, göçmenlik deneyimimi anlatıyorum 🙏🏻

Askere gittik geldik, dünya karışmış. Dikkat edilmesi gereken tek şey hız çağında hızlı bir değişim gelmediğinde sıkılıp umutsuzluğa düşmemektir. Türkiye’deki protestolar benzer bir şekilde sönümlendi. Toplumsal olaylar 1 ayda gerçekleşmezler.

günün sonunda sizi köle gibi itip kakacak insanlara el pençe divan durmak zorunda kalıyorsunuz. Medeni olmakta ısrarcı olun. Beni bilen biliyor, kimseyi kırmak istemiyorum ama bana hakaret, üstten konuşma, tehdit ya da küfür ederseniz karşılığını bulursanız. Bana küfür edene küfür ederim, çok basit

Türkiye’de birilerine yüz verince gerçekten tepene çıkıyor. Takipçilerimin mesajlarına cevap veriyorum, genelde “aa hiç cevap vereceğinizi düşünmemiştim” ile başlayan mesajlar, parmak sallar bir tonda hesap soracak hale geliyor. Haddinizi bilin, sizi insan yerine koyanlara böyle yaptığınız için=>

Bunun insan psikolojisindeki reaksiyonu ise şöyle oluyor: Kürtlerle ilgili bir şey paylaştığımda tepki gösteren ve genelde profilinde 🐺🇹🇷Enver Paşa ya da Özdağ olan kanzilere inat tam da doğru tarafta olduğumuzu gösteriyor. Kürt halkını ezmeye çalışan kim varsa, evet karşısında ben varım.

Ben cidden bu ayrımcılıktan sıkıldım. “Kürtler eşit yurttaşlık hakkına sahip” diyen kanziler hakların var olması uygulandığı anlamına gelmiyor. Artık anlamışsınızdır. Protesto hakkımız var ama engelleniyor. Kürtlere de haksızlık yapılması beni çok yoruyor açıkçası. Taziye bile yaptırmıyor kanziler

Ulusal Egemenliği kutladım, Ramazan Bayramını kutladım, Paskalyayı kutladım, İşçi Bayramını kutladım, Önder’in ölümüne üzüldüm. 200’e yakın insan takibi bıraktı.

Bu demek oluyor ki, herkesi kutlayabilirsin: Müslüman, Hıristiyan, Cumhuriyetçi, solcu ama Kürtlerle ilgili bir şey yazamazsın. Yok ya…

Türkiye’de felsefe yoktur. Türkiye’de din ya da politika tartışmaları vardır. İkisi de fanatik ve temelsiz bir yandan yapılır. Fikir tartışılmaz, sidik yarıştırılır, karşı tarafı alt etmeye çalışılır.

Daha iyi politika okumak için felsefe bilmek gerektiğini anlamazlar.

Türkiye tam da bu sebeple gelişmiyor işte. Politikayı geliştirmek için politika içeriği tüketmek istiyorlar. Halbuki felsefe öğrenmeleri politikaya da faydalı olur.

Neden Marksist olmamalısınız diye bir video çektim. Ve epey de uzun 3bin izlenmeyi geçmiş, bir önceki Sartre videosu 600’lerde. Cidden üzgünüm ve kırgınım. Zorla politik içerik çektiriyorlar sanki.

Takipçilerim maalesef beni hayal kırıklığına uğrattı. Beni felsefe kanalı olduğum için takip ediyorlar sanmıştım. Meğer mastürbasyon yapıyorlarmış. Meğer “bizim ülkemizde de entelektüel insanlar var” demek içinmiş. Felsefe videolarıma ilgi muazzam düşük. Varsa yoksa politika.

Din ya da metafizik konuşmaktan nefret ediyorum. O kadar şizofrenik bir şey ki; görmediğimiz, göremeyeceğimiz şeyler hakkında tartışma yürütmeye çalışıyoruz.

Durum böyle olunca herkesin de bir fikri oluyor ve fikirlerinin ne kadar saçma olduklarını karşıya anlatamıyorsunuz.

Ramazanı kutladık, paskalyayı kutladık. Senede 1 gün benim bayramım.

Tüm emekçilerin bayramını kutlarım✊🏼

Ben bir düşünce işçiyim. Felsefe dersleri açtığımda “ücretsiz mi?” diye sormaları halkın iş/emek gibi kavramları hiç anlayamadıklarını gösteriyor. Düşünce üretmek muazzam bir emeğin sonucudur. Emeğin karşılığı da bu şekilde verilebilir.

Bir emekçi olarak da 1 Mayıs emekçiler bayramı benim bayramım

YouTube’a “Neden Marksist Olmamalısınız?” diye video çekip attım clickbait bir başlıkla. Millet üşüştü hemen. Önceki videom 2 haftada 600 izlenmiş, bu video 12 saatte 1000 izlenmiş. Bizim toplum cidden şaka gibi ya. Önceki video da Sartre-Egonun Aşkınlığı yani. Sabaha kadar felsefe anlat yok anam…

bsky.app/profile/neal...

Hala takip etmediyseniz takip edin. Neyin boykot olmadığını gösteren bir kanal🙏🏻

Halk, devlet için yapılmamıştır; devlet, halk için yapılmıştır.

İnstagramdan yorumlara cevap yazmayı bırakıyorum. Atılan mesajlara da artık cevap vermeyeceğim. Dayanışma diyerek, takipçilerime değer verme diyerek saçma sapan mesajlar okuyorum. İşime odaklanıyorum artık, daha önceden mesajlaştığımız takipçilerimiz artık kusura bakmasın.

Toplumsal olaylar biraz durulduğunda bu hesabı tamamen felsefe içeriğine boğacağım.

Kolay yoldan para kazanma ve zengin olup annesine ev alma hayali maalesef çok yaygın. Ancak bu basit bir hayalden öteye geçemiyor.

Sovyetler Birliği dağılırken tarihinin en yüksek GDP’sine sahipti. Yapılan oylamadan halkın %70’i birliği dağıtmak istemediklerini söylediler. CIA eliyle 2 darbe ve birlik dağıldı. Patates yiyordu diyenler için de, et tüketimi ve günlük kalori grafiğini de paylaşacağım.

Sağ-sol bitti deniyorsa, bunu diyen sağcıdır. Solu yok sayarak, yok etmeye çalışıyordur. İnsanlar güç almasın, heveslenmesin, umutlanmasın diye.

Tam felsefe kanalı açtım toplumsal olaylar patladı. Politikadan başka bir şey konuşamaz olduk…