Kemal Kaan Boran

Akkuyu, insanlık suçunun bütünlüklü halidir. Her adımı, her süreci insanlık suçudur.

Türkiyeli sosyalistler belirleyeni olmadığı, etki alanı olmadığı bir tabloda sürekli “yüksek siyasete” söz üretmek gibi bir derdi olmasa da kendileri için bir süreç inşa edip etki alanı bulsalar daha iyi olmaz mı? Kendi öz gücüyle öz siyasetini üretse mesela? Mücadele “süreçten” ibaret değil sonuçta

Reel politik içerisinde pozisyon almanın getirdiği bir takım esneklikleri görmek, anlamak zorunda herkes. Politik doğruculuğun ne faydası, neye faydası var? Konfor alanı içerisinden parmak sallamak hoş geliyor olsa gerek. Gözümüz ve kulağımız dövüşende, yüreğimiz de dövüşen ile

Enternasyonalist olmanın koşullardan biri iradeyi tanımak değil midir? Şartsız, sömürgecilerin karşısında ezilenle olmak değil mi? KÖH’ün kendi ile çelişen bir tutumu yok aynı zamanda. Hangi bağlama doğru konuşulduğuna ilişkin elbet eleştiriler yapılabilir. Bazı sözler üzerine bir şeyler denebilir.+

Düşünecek, tartacak, görecek öyle konuşacağız. Bugünden, hala bilinmezlerle dolu bir denkleme ilişkin ne övgü ne de yergi dizmenin anlamı yok. Bilmediğinle ilgili yorum yapmak da, biliyor(muş) gibi yapmak da hata. Artık herkes sussun da dövüşenler konuşsun.+

Hiçbir güç dengesinde belirleyici unsur olmadan, belirleyici unsurların attığı adımlar hakkında büyük büyük konuşmamak lazım. Susmayı bilmek, sabretmek, görmek gerekir. Şu analiz işini azaltmak gerek sanırım. Reel politiğin bu kadar dışındayken kurulacak sözlere ilişkin daha dikkatli olmak gerekiyor

Katılmadığım noktalar epey olsa da bu dönem “faşizm”in öyle ya da böyle tartışılması önemli. Ciddi muğlaklık barındıran bu başlık, genel anlamıyla post-marksizmin etkili olduğu bir tartışma ortamının içerisinde. Kavram yerlerde sürükleniyor, içi boşaltılıyor

Sırrı Süreyya Önder: “Uzun bir geleceği düşünüyoruz” Kürt sorununda çözüm tartışmalarının en önemli isimlerinden biri olarak İmralı Heyeti’nde yer alan Sırrı Süreyya Önder ile barış süreçlerinde çoğu zaman göz ardı edilenleri konuştuk.

📜 #bianetArşiv Sırrı Süreyya Önder: "Her kişi hayatını anlamlandırmaya çalışır. Barışla ve özgürlükle anlamlandırmak hoştur. İnsana yakışandır. Bazen bir insan ömrünü aşar. Bizden önce hayatını buna adayanlara da borcumuzdur."

🎙️ Söyleşi: @tucyil.bsky.social

bianet.org/haber/sirri-...

“Üşümekten değil korku, ısınır olmaktan
Yorgun savaşçılarız, sevgiler ürküttü bizi”

▪Amedspor maça Sırrı Süreyya Önder pankartı ile çıktı

“Geçmiş Olsun Sırrı Abi”

Yerine onlarca Selçuk bırakmış belli ki… Çiğnenmek istendiğinde diş kırana saygıyla

Yine omuz omuza, yine kavgada. Hoşgeldin tekrar

Boykot! Ama neyi ve nasıl? AKP’nin 2015 sonrası benimsediği kontrollü kaos yönetim biçimi artık geçici bir strateji değil, kalıcı bir rejim pratiğine dönüşmüş durumda. Her kritik dönemeçte yaratılan krizler, sonrasında gelen…

Tüketim boykotları alternatif üretim pratikleriyle birleştiğinde gerçek dönüşüm kapasitesine ulaşabiliyor. Bu yapıların başarısı, yalnızca bir şeyleri “almamakla” değil, yeni bir yaşam biçimini birlikte üretmekle, paylaşmakla ve örgütlemekle mümkün oluyor.

Bir Vahayı Deniz Sandım Deniz Tekin, Geeva Flava, Dilan Balkay · Mana · Song · 2022

open.spotify.com/track/33MQFJ...

“Toparlanın, yeni baştan oynayacağız”

📌 Günün karikatürü

▪️ Afgan işçi Nourtani'nin yakılarak öldürülmesinde, maden sahibine 5 yıl 8 ay ceza verildi

✍️ 'Horoz' çizdi

Gençlik doğası gereği düzen dışıdır, CHP’nin çapı yetmez bunu kapsamaya. O mızrak o çuvala sığmaz. Yine de bunu açığa çıkarmak ve öğrenci hareketini buradan tekrar kendi öz örgütlenme deneyimleriyle yükseltmek belki de seyir değiştiren bir atılımın önünü açacaktır

İnternet bir örgütlenme aracı olarak nasıl çuvalladı? 1990’ların ortalarına gelindiğinde, çalışmanın istikrarsızlaştırılması, ekonomik eşitsizliğin yoğunlaşması, kamu hizmetlerinin yürürlükten kaldırılması, yapısal olarak borçlanmanın tesis edilmesi v…

Sınıfsal çelişkilerin her zamankinden keskin olduğu tarihsel bir anda, internetin eşitlikçi ve yatay bir “kamusal alanlar” ortamı olarak görülmesi, sınıf temelli söylemleri ve sınıf mücadelesi savunusunu ortadan kaldırdı.

Gençliğin, bir halk hareketinin nasıl kurucu dinamiği olabileceğini bize tekrar tekrar gösteriyorlar. Gözümüz, kulağımız dinamit fitili olanlardadır

Hayatını kaybeden onbinlerce insanın ardından 2 yıl geçti ve hala insanlar konteynerlarda, çadırlarda kalıyor. Kim ne zaman eve çıkacak, o ev için ne ödeyecek bilmiyor. Lütfetmiş gibi verdikleri konteynerden atmakla tehdit ediyorlar bir de.
“Sabahın bir sahibi var
Sorarlar bir gün sorarlar”