AvBarış

Aliağa Belediyesi'nde borçlanma rekoruyla "Lale devri" yaşanıyor Ramis Sağlam ramissaglam@hotmail.com İzmir-Muhalif belediyelere yönelik yürütülen "yolsuzluk" ve algı operasyonları sürerken iktidar belediyelerinde yaşanan borçlanmalar kamuoyunun gözünden kaçırılmaya çalışılıyor. 2024 yılı denetim ve faaliyet raporlarının denetim sonrası borçlanma rakamları da ortaya çıkmaya başladı. Aliağa Belediyesi'nin 2024 yılı Denetim sonuçları çarpıcı rakamları ortaya çıktı. 2023 yılına göre borçlanma rakamlarını ve ihalelerini mercek altına alan Aliağa Belediyesi 2024 Denetim Komisyonu Başkanı Doğanşah Aydın ile belediyenin son bir yıl mali rakamlarını konuştuk. "‘Doğrudan Temin’ yöntemiyle kamu zarara uğratılıyor” 2023 yılı faaliyet raporu görüşmelerinde olduğu gibi 2024 yılında değişen bir yeni bir durum olmadığını belirten Aydın, müdürlükler bazında bakıldığına Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü harcamalarının bir önceki yıla göre yüzde 94 oranında artarken bu artışın araştırma değil tamamının memur maaş ve sosyal güvenlik prim ödemesi olduğunu söyledi. 2024 yılında faaliyete başlayan birimlerden Arşiv Müdürlüğü arşiv yapmak yerine sadece personel giderleri kaynağı olarak kullanıldığını söyleyen Aydın, "Sadece Arşiv Müdürlüğü'nde değil Basın Yayın ve Halkla İlişkiler müdürlüğünde de 2024 yılında bir önceki dönemde 13 milyon 425 bin lira olan harcamanın 19 milyon 485 bin liraya çıkmış. Bu rakamın 17 milyonu billboard, raket ve dijital baskı ve diğer baskılı malzemeler, Sosyal medya takibi ve raporlama, halk memnuniyet anketi, mal ve hizmet alımları için harcanmış. Basın Yayın ve Halkla ilişkiler müdürlüğünün özellikle doğrudan teminlere bölerek aldığı grafik ve editörlük ve fotoğraf restorasyonu işlerinde ihale yöntemini kullanması gerekirken bunun yapılmaması kamu açısından zarar olarak değerlendirilebilir." dedi. 37 ihalede 1 milyar 59 milyon Destek Hizmetleri Müdürlüğü'nün 2024 yılında yapılan ihalelerini değerlendiren Aydın, "2023 yılında 52 adet ihale için 776 milyon 500 bin lira sözleşme imzalanırken, 2024 yılında 37 ihale için 1 milyar 59 milyon lira sözleşme yapılması dikkat çeken bir durum. Yine çarpıcı bir durum Belediyenin Fen işleri Müdürlüğünün faaliyetlerinde göze çarpıyor. Seçim öncesi 16 sayfalık faaliyet raporu 2024 yılında 8 sayfada özetlenirken toplam 14 ihale yapıldığı ve 704 milyon 968 bin TL sözleşme imzalandığı görülmektedir." bilgisini paylaştı. "Yatırımların akıbeti ne olacak?" Seçim öncesi başlayan yatırımların akıbetini "Seçim bitti yatırımlar gitti" anlayışına geçildiği olarak değerlendiren Aydın, "Yatırımların akıbeti ne olacaktır? Örneğin kuzey İzmir havaalanı, Tramvay, Manisa -Aliağa duble yolu, üniversite, Lojistik Köy projesi,150 yataklı devlet hastanesi gibi projeler ne aşamadadır? Aliağa kamuoyu adına sormak isteriz. 2023 yılı itibariyle 1.124 olan memur ve şirket çalışan sayısı 2024 Yılı sonu itibariyle 1.151' e yükselmiştir. Memur sayısı 151'e düşmüş şirket çalışan sayısı ise 1.000'e yükselmiştir. Memur personel maaşları 118 milyon 243 bin lira, şirket çalışanlarının ücreti ise 484 milyon 563 bin lira olarak gerçekleşmiştir. Yani personel giderleri toplam harcamanın yüzde 22.75'ni oluşturmaktadır." diye konuştu. Sosyal yardımlar seçim öncesi yapılmış Sosyal ve Kültür İşler Müdürlüğü faaliyetlerinde göze çarpan rakamları seçim öncesine işaret ediyor. Sosyal hizmet yardım birimi tarafından 116 kişiye 548.750 lira nakdi yardım yapıldığı 26 kişiye ise ayni yardım yapıldığı bu yardımların ise 2024 yılının ilk üç ayında yani yerel seçim öncesi yapıldığını gösteriyor. Bir önceki yıla göre yüzde 26,91 oranında yardımların azaldığının altını çizen Aydın, "2023 yılında kolilenmiş gıda ihalesi için 6 milyon 315 bin lira tutarında ihaleye çıkılırken 2024 yılında bu tutarın 16 milyon 432 bin liraya çıktığını görüyoruz. Yani yüzde 260 artmış olduğunu görüyoruz. Eğer başkanın dediği gibi 2.700 kişiye yardım yapıldıysa buna ilişkin bir veriyi faaliyet raporunda göremedik. Erzak yardımı olarak 4.975 kişiye yardım yapıldığı görülmektedir." dedi. Denetim Raporunda ön plana çıkanlar; 2024 yılı bütçe ve gerçekleşme rakamlarına bakıldığında vergi gelirleri gerçekleşmesinin yüzde 50 oranındayken, sermaye gelirleri yani arsa ve arazi satışları gelirler tahmininin yüzde 170 oranında az gerçekleşmiş. 2025 yılına devreden gelir tahakkuk toplamı yani yılı içinde tahsil edilemeyen gelirler 407 milyon 439 bin gibi çok yüksek bir rakamdır. Bu neredeyse 2024 yılı gelir gerçekleşmesi 1 milyon 443 bin TL olduğunu düşünülürse dikkat çekicidir. Aliakent A.Ş belediyeden toplamda 297 milyon 674 bin liralık 4 iş yaptığı görülürken Denetim raporuna sadece 24 milyon 995 bin liralık bakım, onarım tadilat ve İnşaat yapım işi aldığı (Açık ihale) ve 337 bin TL tutarında 6 parça doğrudan temin işi aldığı görülüyor. Arada 272 milyon gibi ciddi bir fark var. Acaba faaliyet raporumu yoksa şirketin ihale tablosu mu doğrudur? Yine şirketin yılsonu itibariyle kar-zarar tablosunu denetim raporuna yansımamış.

MHP'li Aliağa Belediyesinin 2023 yılı borcu 1 milyar 175 bin 460 lira artarak 1 Milyar 710 milyon 766 bin liraya ulaştı. Belediye Denetim Kurulu Başkanı Doğanşah Aydın, ekonomik kriz ortamında… https://www.evrensel...

Burdur Mürseller köylüleri biyokütle santraline karşı mücadeleden vazgeçmiyor Özer Akdemir ozerakdemir@gmail.com Burdur İlinin Karamanlı İlçesi Mürseller Köyü yakınlarında yapılmak istenen biyokütle enerji santraline karşı köylülerin mücadelesi sürüyor. Köy evlerine 370 metre yakınında yapılmak istenen Biyokütle enerji santraline verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı açmak istedikleri dava zamanında açılmadığı gerekçesi ile reddedilen köylüler toplu olarak CİMER’e dilekçe vermeye hazırlanıyor. Köylüler ayrıca santralin halk sağlığına olumsuz etkileri olacağı endişesi ile Dünya Sağlık Örgütü’ne de gideceklerini dile getiriyorlar. Köylüler projeyi tesadüfen öğrendi CETA Enerji Sanayi Ticaret Anonim Şirketi tarafından Mürseller köylünün çayır ve mera alanı olarak kullandığı alanda yapılmak istenen Biyokütle enerji santraline Burdur Valiliği tarafından 29.07.2024 tarihinde ÇED Gerekli değildir kararı verildi. Bu durumu ancak 7 ay sonra başka bir dava için gittikleri adliyede öğrenen köylülerden Veli Ercan, “ÇED sürecinin kamuoyunun bilgisi dışında yürütüldüğü, Usulüne uygun muhtarlıkta ilan yapılmaması nedeniyle köy halkı ve yörede taşınmazı bulunan kişilerin bilgi sahibi olamadığı”nı belirterek dava açtı. Ercan’ın avukatı dava dilekçesinde proje alanının Mürseller Köyü köy yerleşimi içerisinde kaldığını belirterek, projenin bölgenin doğal dokusunu bozacak nitelikte olduğu, Anayasa’nın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını düzenleyen maddesine aykırı olduğu, gibi gerekçeler ileri sürdü. “Şiddetli kurallık bölgesiyiz, kıt olan su kaynaklarımızı da kurutur” Kurulacak santralin TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasının verdiği rapora göre; her 1 megavat/saat elektrik üretimi için kömürlü termik santrallerden yüzde 150 daha fazla azot oksit, yüzde 600 daha fazla uçucu organik bileşenler, yüzde 190 daha fazla partikül madde ve yüzde 125 daha fazla karbonmonoksit yaydığının tespit edildiğine dikkat çekilen dilekçede, karbon salımı, su kullanımı, su kirliliğine yol açma potansiyeli, partikül madde kirliliğine yol açması gibi birçok olumsuz özelliği bulunduğunun altı çizildi. Bölgenin MTA Genel Müdürlüğünce “şiddeti kuraklık bölgesi” ilan edildiğine dikkat çekilen dilekçede “kullanılacak her bir m3 suyun dahi çok net bir şekilde hesaplanması gerekmektedir. Her ne kadar günlük 8m3 gibi bir kullanım olacağı belirtilse de bu kullanıma dair bir sayacın olmadığı unutulmamalıdır. Ayrıca su kaynakları açısından tek tehlike suyun azalması değil kirlenmesi halinde halk sağlığı açısından yaratacağı sorunlardır” denildi. Katran Ardıcı, Karaçam, Sedir ağaçları önemsiz mi? Proje Tanıtım Dosyası’nda (PTD) Flora, Fauna açısından verilen bilgilerin yetersiz olduğunun belirtildiği dilekçede alanın endemizm açısından değersiz gibi gösterilmek istendiği, oysa en değerli orman ağaçlarından biri olan Katran Ardıcı ve Karaçam, Sedir ağaçları bölgede bulunduğu ifade edildi. Yöre halkından alınan bilgilere göre bu alanda eskilerden mezarların hatta çocuk mezarlarının bulunduğu bilgisinin bulunduğu yakın çevrede Tümülüs bulgusu olduğunun da belirtildiği dilekçede alana sadece 250 metre mesafede çok yakın su deposu bulunduğunun altı çizildi. Mahkeme davayı ‘süresi geçti’ diye reddetti Dilekçedeki önemli iddialara ve ÇED Gerekli değildir kararının aylar sonra, tesadüfen öğrenildiği bilgisine rağmen mahkeme davayı süresi içinde açılmadığı gerekçesi ile reddetti. Biyokütle tesisine karşı mart ayının sonunda kitlesel bir eylem yapan köylüler ise tesisi köye kurdurmamak için mücadeleye devam edeceklerini dile getiriyorlar. Buradaki eylemde konuşan Mürseller Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Barış Serttaş tesisle ilgili hiç kimsenin kendilerine bir şey sormadığını ve rızalarının alınmadığını belirterek “Burası bizim evimiz. Biz bu köyde sağlıklı yaşamak, temiz gıdamızı üretmek, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak istiyoruz. Bu topraklar bizim geçmişimiz, bugünümüz ve yarınımız. Köyümüzün, doğamızın, sağlığımızın hiçe sayıldığı bir karar çıkarsa bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" demişti. Biyokütle enerji santrali nedir? Proje tanıtım dosyasına göre 10 MWe/10.5MWm/37 MWt kurulu gücü olması planlanan biyokütle tesisinde yılda toplam 75.000.000 kwh elektrik enerjisi üretilecek. Projenin ömrünün 25 yıl olacağı öngörülüyor. Biyokütle enerjisi, ağaç ve ormancılık artıkları, tarımsal ve tarım amaçlı üretilen bitkiler, endüstriyel ya da belediye atık ürünleri gibi ısı ve enerjiye dönüşebilen bitkilerden elde edilen atıkların yakılması sonucu elde edilmesi anlamına geliyor. PTD’de kurulacak tesiste yakacak odun, kesim artıkları ve kökleri ile bahçe atığı olan ve kereste sektöründe değerlendirilemeyen ağaç kökleri (çam, kızıl ağaç, kavak vb.), meyve ağaçlarının (elma vb.) ince dalları, kesim ve budama artıkları tesis bünyesinde yakılarak elektrik enerjisi üretileceği dile getiriliyor.

Burdur Mürseller köylülerinin biyokütle santraline karşı mücadelesi sürüyor.

“ÇED gerekli değildir” kararına karşı dava geç açıldı diye reddedilirken köylüler CİMER’e toplu dilekçe… https://www.evrensel...

Kocaeli'de KYK yurtlarında kalan öğrencilere soruşturma İzel Gözde Meydan Kocaeli'de KYK yurtlarında kalan öğrencilere disiplin soruşturması açıldı. Şimdiye kadar en az dört öğrenci yurt idareleri tarafından aranarak ifadeye çağrıldı. Öğrencilere yöneltilen soru ise dikkat çekti. Soruşturma kapsamında öğrencilere, 23 Mart 2025’te İzmit Sabri Yalım Parkı’nda yapılan protestoya katılıp katılmadıkları soruldu. Protesto, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını ve ardından tutuklanmasını protesto etmek amacıyla düzenlenmişti. Yurt idaresi tarafından öğrencilere gönderilen ifadeye çağrı metninde şu ifadeler yer aldı: “23.03.2025 tarihinde Sabri Yalım Parkı’nda kanuna aykırı olarak düzenlenen politik amaçlı gösteriye veya toplantıya katıldınız mı? Eğer katıldıysanız neden katıldınız? Konu hakkında ifadenizi rica ederim.” Görüştüğümüz bir öğrenci, soruşturma sürecine tepki göstererek şunları söyledi: “Demokratik hakkımızı kullandığımız için bir başka hakkımızı elimizden almaya yelteniyorlar. Soru yorum içeriyor. Türkiye'de ne zamandır sokağa çıkmak kanuna aykırı oldu? Politik amaçlı bir gösteriye katılmak ne zamandır suç? Ve en önemlisi, tüm bunlar kaldığımız yurt idaresini neden ilgilendiriyor? KYK idareleri önce kendi üstüne düşen sorumluluğu yerine getirsin; bozulan çamaşır makinelerini, öğrencilerin aç kalmasını, bozuk asansörlerde can verilmemesini, yabancıların elini kolunu sallayarak yurda girmesini engellesin. Herkes kendi işini yapsın.”

"Eylemlere neden katıldınız"

Kocaeli’de KYK yurtlarında kalan en az dört öğrenciye, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek için katıldıkları bir eylem gerekçe gösterilerek disiplin soruşturması… https://www.evrensel...

EMO İzmir Şube Başkanı Gülhan Gürler: Devlet desteği yurttaşa değil şirketlere Ramis Sağlam ramissaglam@hotmail.com İzmir – Elektrik faturaları fahiş fiyat uygulaması vatandaşların tepkisini çekmeye devam ediyor. Fahiş zamlar, artan vergiler, yüksek enflasyon oranları elektrik faturalarına olumsuz yansırken, 1 Şubat itibariyle elektrik faturalarının katlanmasına neden oldu. Gediz AŞ tarafından bir vatandaşa gönderilen mart ayı elektrik faturasında "Değerli müşterimiz, 81000......... sözleşme hesap numaralı aboneliğinizin 14.04.2025 son ödeme tarihli ilgili dönem tüketim bedeli 997,33 TL olup, 547,33 TL'lik devlet desteği sonrasında ödenmesi gereken fatura tutarı 450,00 TL' dir" açıklaması örneğinde olduğu gibi mart ayı faturalarına yansıyan "Devlet Desteği" ibaresini TMMOB'a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gülhan Gürler'e sorduk. "Vatandaşlar fahiş faturalarla karşılaşıyor" Dağıtım şirketleri ve tedarik şirketlerinin ikiz kardeş gibi olduğunu söyleyen Gürler, "Konutlara yönelik olarak temel olarak üç farklı tarife uygulanıyor. Günlük 8 kWh'in altında tüketimi olan abonelere daha düşük bir enerji bedeli uygulanırken, bu limitin üstünde kalan abonelere daha yüksek bir enerji bedeli uygulanmaktadır. Geçtiğimiz yıl toplamda 5000 kwh'ın üstünde tüketimi olan abonelere Son Kaynak Tedarik Tarifesi uygulanıyor. Bu tarifede ise enerji borsasında oluşan Piyasa Takas Fiyatı (PTF) ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) bedelleri temel alınarak değişken ve yüksek bir enerji bedeli uygulanıyor. Spot piyasada oluşan spekülatif maliyetlerin doğrudan yansıtıldığı bu aboneler, fahiş faturalarla karşılaşmaktadır." dedi. “Devlet tarafından ucuza sağlandığı propaganda ediliyor" Yıllık tüketimi 5000 kWh'ın altında kalan tüm meskenlere devlet desteği sağlandığı yanılgısı oluşturulduğuna dikkat çeken Gürler, elektrik perakende şirketlerinin gönderdiği bu kısa mesajlarla, sürekli olarak zamlanmasına rağmen enerjinin devlet tarafından ucuza sağlandığına dair bir propaganda yapıldığına vurgu yaptı. EPDK'nın 9 Kasım 2023 tarihli kararına göre, kamu elektrik üretim şirketi olan EÜAŞ, Kasım 2023'ten bu yana görevli tedarik şirketlerine yapılan satışlarda aktif elektrik enerji bedelini kWh başına 48,2187 kuruş olarak uygulanıyor. Ağustos 2023'te 110 kuruş olan bu rakam, Kasım 2023'te yüzde 56'yı aşacak şekilde indirildiğinin altını çizen Gürler, "Yüksek enflasyona rağmen ülkedeki hiçbir metada örneğine rastlanmayacak şekilde bugüne kadar da artış yapılmamıştır. Yurttaşlardan alınan vergilerle finanse edilen kamu şirketinden 48,2187 kuruştan enerji alan görevli tedarik şirketi, bu enerjiyi Son Kaynak Tedariki kapsamındaki yüksek tüketimli abonelere fahiş rakamlarla satma olanağı elde etmektedir." bilgisini paylaştı. "Devlet desteği sağlanmamaktadır" Tarife yapısı ve Elektrik Üretim AŞ. (EÜAŞ) üzerinden ucuz enerji sağlanması nedeniyle vatandaşa değil, bu şirketlere devlet desteği sağlandığının altını çizen Gürler sözlerini şöyle sürdürdü, "Tedarikçisini seçme hakkının bile kâğıt üzerinde kaldığı bu sözde serbest piyasanın yurttaşlara maliyeti artık sürdürülemez bir noktaya gelmiştir. Görevli tedarik şirketlerine mahkûm edilmek bir yana, bu şirketlere düzenli olarak kamu kaynaklarının aktarılmasının zorunluluk haline gelmesi kabul edilemez. Enerji maliyetlerinin enflasyon üzerindeki etkisini sınırlamak için kamunun bir an önce doğrudan yatırım yapması ve elektrik dağıtım hizmetlerini de maliyetine sunması gerekir." “Fahiş rakamlarla yurttaşlara satılan enerji kamu kurumu EÜAŞ'tan ucuza temin ediliyor” Son Kaynak Tedariki kapsamındaki fahiş rakamlarla yurttaşlara sattığı enerjiyi, kamunun elektrik üretim şirketi olan Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ)'tan ucuza temin edilmektedir. Resmî Gazete'de 22 Mart 2025 tarihinde yayımlanan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) 13400 sayılı kararına göre, görevli tedarik şirketleri, Son Kaynak Tedariki kapsamındaki tüketiciler için temin edecekleri elektrik enerjisinin yüzde 50'sinden az olmayacak miktarını EÜAŞ'tan temin edeceklerdir. Karara göre, görevli tedarik şirketleri 31 Aralık 2029 tarihine kadar takvim yılı bazında enerjilerinin en az yüzde 50'sini EÜAŞ'tan alabileceklerdir.

EMO İzmir Şube Başkanı Gülhan Gürler: Elektrikte devlet desteği sağlandığı yanılgısı oluşturuluyor. Mesajlarla, sürekli zamlanmasına rağmen enerjinin devlet tarafından ucuza… https://www.evrensel...

İzmir'de faaliyet yürüten TPI'da bir yandan sözleşme süreci diğer yandan işçi çıkarılacağı söylemleri devam ediyor https://www.evrensel...

İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi, Saraçhane’de gözaltına alınan ve bir kısmı cezaevinde tutuklu, bir kısmı da ev hapsinde olan 28 kişi hakkında tahliye kararı verdi https://www.evrensel...

Boykot çağrısı nedeniyle işten atılan Eruslu işçisi haklarını alacak Antep- Boykot paylaşımı yaptığı gerekçesiyle işten çıkarılan Eruslu işçisi Cüneyt Tişkaya, fabrika yönetimiyle yaptığı görüşmede anlaşmaya vardı. İşten çıkış kodu değiştirilecek ve bir hafta içinde kıdem ve ihbar tazminatları ödenecek. Gazetemizin duyurduğu kısa bir süre önce boykot çağrısı yaptığı için Eruslu'dan işten Cüneyt Tişkaya, fabrika yönetimi ile yaptığı görüşme sonucunda sorunun çözümü konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi. İşten çıkış kodumun değiştirilmesi ve bir hafta içinde kıdem ve ihbar tazminatı haklarımın ödenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını söyleyen işçi, süreçte yanında olan BİRTEK-SEN'e de teşekkür etti. (Evrensel)

Boykot çağırısı nedeniyle tazminatsız şekilde işten atılan Eruslu işçisi Cüneyt Tişkaya, fabrika yönetimiyle yaptığı görüşme sonrası haklarını alacak https://www.evrensel...

Ev hapsini ve adli kontrolü normalleştirme.

Bir Abdi Ağa gidecek, bir Abdi Ağa gelecek. Ama İnce Memed'in yerine de mutlaka başka İnce Memed'ler gelecek. #YaşarKemal