Özlem

Düşman gelse ulkeyi ateşe verirdi, dogayi tahrip eder, tarimi bitirir, zeytinlikleri yokeder, hayvanlari katlederdi. Öz kaynaklara, kamu mallarina, hatta özel mülkiyete el koyardi. Yeni dogan bebekleri katleder, gencleri, umut veren liderleri tutsak alirdi. Allahtan düşman işgali altinda degiliz.

Ülke cayir cagir yaniyor, zeytinler kesiliyor, seçilmis insanlar tutsak, zam ustune zam geliyorken iceriginde zerre hakarat bulunmayan, aksine müslumanlara Gazze'de yapilanlara dikkat ceken bir karikatur uzerinden nefret kusuyorlar!

once taş devrine, oradan da magara devrine atladik

Ne hassas kalplermis. Gazze'de çocuklar öldürülürken hic kirilmamislardi oysa.

Agaçlari kesiyolar, hayvanlari öldürüyolar, ormanlari yakiyolar, çocuklara tecavüz ediyolar, kadinlari öldürüyolar.

Zorba "adalet"!

Ne guzel dunya, istedigin hikayeyi yaziyosun, sonra kimse de sorgulayamiyor

Diktatörler, eğer halka ‘Diktatörüm, size diktatörlük vaat ediyorum’ deseydi, hiçbir diktatör başa gelemezdi.

Lutfen cenneti, cehenimi, vicdanlilar mi degiller mi gibi söylemleri birakin. Bu insanlarin bu tur kaygilari yok. Halk da artik somut, gercikligi bu dunyada karsilik bulacak seyler istiyor. Haklarimiz cennete cehenneme kalacaksa, zaten orda kendi basimizin çaresine bakicaz. Bize dunyadan ses verin.

Çeyrek yüzyildir iktidarda oldugunuzun farkinda misiniz?!

Evrene de mesaj gönderseydiniz

Halka ve devlete kim düşman diye sormadan edemiyor insan

Bogazici'ni dunyadaki en iyi universiteler siralamasinda 139. siradan 500.siraya gerilettiler. Temennileri listeden cikarmak.

Cem Küçük’ün ortağı olduğu Fil Ayakkabı Şirketi’nin iki yıldır vergi ödemediği anlaşıldı.

Şirketin sermayesi kurulduktan sonra 1,2 milyon TL’den 5 milyon TL’ye çıktı.

Bu sahislarin omru hayatlari boyunca acacagi her isletmeye, satacagi her urune daimi boykot

2025’in ilk dört ayında 96 kadın katledildi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2025’in ilk 4 ayında 96 kadın katledildi. Bu kadınların 58’i ailedeki kişiler tarafından öldürülürken, 10 kadın ise ayrıldıkları erkekler tarafından katledildi. Cumhuriyet Gazetesine konuşan platform temsilcilerinden Vahide Şevval Argunşah, kadınların en çok “aile” olarak tanımlanan alanlarda, en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldüğünü belirtti. “6284 sayılı kanun eksiksiz uygulanmalıdır” Argunşah, “Bu durum, kadınların güvende olması gereken yerlerin onlar için ölümcül hale geldiğini gösteriyor. Aileyi idealize eden politikalar, kadınların bireysel hak ve özgürlüklerini gözetmediğinde, şiddeti görünmez kılabiliyor. Oysa kadın cinayetlerini önlemek için toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan politikalar üretilmeli; 6284 sayılı kanun başta olmak üzere, koruma ve önleme mekanizmaları eksiksiz uygulanmalıdır” dedi. “Cinayetler münferit değil” Argunşah, 5 Mayıs’ta İstanbul Şişli’de ayrıldığı Rüstem Elibol tarafından katledilen Bahar Aksu cinayetini de hatırlattı. Aksu’nun şiddet geçmişi olan bir ilişkiden ayrılarak hayatını yeniden kurmak istediğini belirten Argunşah, şunları söyledi; “Ancak onu öldüren erkek, boşanmayı kabul etmeyen, Bahar’ın kararını sindiremeyen bir zihniyeti temsil ediyordu. Bahar Aksu yalnız değildir; tıpkı onun gibi yüzlerce kadın, ayrılma kararından sonra dahi korunmadığı için yaşamını kaybediyor. Bu cinayetler münferit değil; sistemli ve önlenebilir.” Cinayet öncesi keşif yapıldığı ortaya çıktı 34 yaşındaki Bahar Aksu, çalıştığı otelin önünde ayrıldığı Rüstem Elibol (37) ve yanındaki üç kişi tarafından silahla vurularak öldürüldü. İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü’nün yürüttüğü soruşturmada, Elibol ve diğer şüphelilerin cinayetten üç gün önce İstanbul’a gelerek otelde konakladığı ve Aksu’nun daha önce kaçırılmak istendiği adreste keşif yaptıkları belirlendi. Rüstem Elibol, S.Y. (33), S.S. (35) ve A.B. (44) emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilerek tutuklandı. (Haber Merkezi)

AKP iktidarının “aile yılı” ilan ettiği 2025 yılının ilk dört ayında 96 kadın katledildi https://www.evrensel...

Ben rakibinden bu kadar korkan, kontrolünü kaybeden ve panikle aynı anda bütün tuşlara basan başka siyasetçi ne gördüm ne duydum. Beni hapse de atsan, sosyal medya hesaplarımı da engellesen unuttuğun bir şey var; bu ülkede milyonlarca Ekrem var.
#İmamoğluHerYerde

Eyvah!

Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının x hesabı yasaklanıyor. Kendine muhalif diyen bazı mavi tikliler tepki olarak profil resmini İmamoğlu yapmayı öneriyor. Zahmet olmazsa önce o mavi tiklerinizi geri mi alsanız? Çok mu aşıksınız o mavi tiklere?

Muhalefet kendi Cumhurbaşkanı adayının hesabını açtırabilecek gücü dahi yoksa hiç öyle biz iktidara geliyoruz masalları anlatmasın. İmamoğlu'nun sesini başka hesaplardan duyurmak bir çözüm değil yapılanı kabulleniştir. Tıpkı kayyum gibi. Tıpkı Taksim yerine Kadıköy'de toplanmak gibi..

Bunlar ihale ustune ihale alsin diye gençler hapise yollaniyor, kadinlar ölduruluyor, hayvanlar öldürüluyor, insanlar her gun eriyen 3 kurus maasa köle gibi calistiriliyor, tapulara diplomalara el konuyor, ve hala bunlarla demokrasi duzleminde mucadele edebilecegimizi saniyoruz

Özgür Özel'e saldıran ve iki evladını katleden Selçuk Tengioğlu'nun 5 sene önceki sokak röportajı:

"İstanbul Bayrampaşa'da 2004 yılında Yasin Hayal'le (Hrant Dink'in katili) beraber yatıyordum.

Çok güzel, değerli insanlar vardı."

Met Gala'yı gölgede bırakan tören: Medya ödülleri 'Külliye'de dağıtıldı - Diken 06/05/2025 - Anadolu Basın Federasyonu'nun '10'uncu Anadolu Medya Ödülleri', Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde verildi. Yılın internet haber sitesi ödülü 'yeniakit.com.tr'ye verildi.

Met Gala'yı gölgede bırakan tören: Medya ödülleri 'Külliye'de dağıtıldı

📌 ‘Yılın internet haber sitesi ödülü’ nefret söylemi ve yanlış bilgi yayma liderliği de bulunan Yeni Akit'e verildi

www.diken.com.tr/met-galayi-g...

Muhalefete “telef olur” demek, millet iradesine tehdittir! Bu söylem Anayasa’yı, seçme-seçilme hakkını ve demokrasi ilkesini ayaklar altına almaktır. Rakibini yok sayan bu dil, faşizan ve hukuk dışıdır! Hukuku tanımayanı halk da tanımaz!

Emniyetin polis müdahalesine çekim yasağı: Danıştay ikinci kez iptal etti Ankara – Danıştay 10. Dairesi, gazeteci ve insan hakları savunucusu Evin Barış Altıntaş'ın açtığı davada, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2021 yılında yayımladığı ve kamuya açık alanlarda polis müdahalesi sırasında ses ve görüntü kaydını yasaklayan genelgeyi ikinci kez iptal etti. Genelge, daha önce Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Diyarbakır Barosu davalarında da iptal edilmişti. Evin Barış Altıntaş'a hukuki destek sunan MLSA Hukuk Biriminin hazırladığı dava dilekçesinde söz konusu genelgenin Anayasa'ya aykırı olduğunu, ifade ve basın özgürlüğünü keyfi biçimde sınırlandırdığı belirtilerek, genelgenin iptali istendi. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ise Danıştay'a gönderdikleri savunmada, genelgenin sadece iç düzenleme niteliğinde olduğunu, kişisel verilerin korunmasını hedeflediğini savundu. MLSA'nın haberine göre, Danıştay, genelgenin polis müdahalesi sırasında ses ve görüntü kaydı alınmasını engelleyen bir düzenleme içerdiğini ve bunun ifade özgürlüğü ile haber alma hakkını sınırladığını belirtti. Kararda, Anayasa’nın 13. maddesine atıfla, “temel hak ve özgürlüklerin yalnızca kanunla sınırlandırılabileceği” vurgulandı. Bu kapsamda, yürütme organının bir genelgeyle basın özgürlüğünü sınırlamasının hukuka aykırı olduğuna hükmedildi. Danıştay kararında ayrıca, söz konusu genelgenin idarenin iç işleyişine yönelik değil, kamuya açık alanda üçüncü kişileri doğrudan etkileyen bir düzenleme olduğuna dikkat çekildi. Bu yönüyle de “kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem” niteliğinde olduğu ve yargı denetimine tabi tutulabileceği ifade edildi. Daha önce verilen iptal kararı da hatırlatıldı Mahkeme, aynı genelgeye ilişkin daha önce açılan bir başka davada verilen iptal kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onanarak kesinleştiğini de hatırlattı. Danıştay, kararında şöyle denildi; “Basının kamuoyunu bilgilendirme görevi, kamu yararını gözeten haber ve fikirlerin özgürce dolaşımını gerektirir. Bu nedenle ifade ve basın özgürlüğüne yönelik sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak yasayla getirilebilir. Dava konusu genelgeyle yapılan sınırlama ise bu ilkelere aykırıdır.” Mahkeme, söz konusu genelgeyi oybirliğiyle iptal ederken, davacıya yargılama gideri ve vekâlet ücreti olarak toplam 56 bin 444 TL ödenmesine karar verdi. Kararın ardından emniyetin ses ve görüntü kaydı yasağını dayandırdığı düzenleme tümüyle geçersiz hale geldi. İkinci iptal kararı ne anlama geliyor? Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 27 Nisan 2021 tarihli 2021/19 sayılı genelgesi daha önce Diyarbakır Barosu ve TGS tarafından açılan davalarda da iptal edilmişti. Ancak her başvurucunun davası ayrı dosya olarak görüldüğü için, Danıştay aynı genelge hakkında farklı tarihlerde ve farklı gerekçelerle çok sayıda iptal kararı verdi. Bu son kararın önceki kararlardan farkı, duruşmalı olarak görülmesi ve bireysel başvuru temelinde iptal edilmesi. Böylece söz konusu düzenlemenin yalnızca kurumsal başvuruculara değil, doğrudan bireylerin haklarına da aykırı olduğu yargı kararıyla tescillenmiş oldu. Ne olmuştu? Emniyet Genel Müdürlüğü 2021 yılında yayımladığı genelgeyle, polislerin görev sırasında ses ve görüntüsünün kaydedilmesini yasaklamış, bunu kişisel verilerin korunması gerekçesiyle savunmuştu. Ancak düzenleme, ifade ve basın özgürlüğüne doğrudan müdahale olarak değerlendirilmiş ve geniş kesimlerce tepkiyle karşılanmıştı. Danıştay, bugüne dek verdiği tüm kararlarda bu genelgenin Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu sonucuna vardı. (MA)

Danıştay, kamuya açık alanlarda yapılan polis müdahalesinin görüntüsünü ve sesini kaydetmeye yasak getiren genelgeyi ikinci kez iptal etti https://www.evrensel...

Narsistik iktidar bozuklugu

Hepiniz yargilanacaksiniz! O zaman halkina dusman bir polis olmanin utancini iliklerinize kadar yasayacaksiniz!

Cehenneme kanal yapin siz. Orada birbiriniz atesiyle harlanirken ihtiyaciniz olacak