pinaria

sidikli kontes gibi paçamızdan akıyor aslında..

bu platformu sevdim.. her zaman olduğu gibi kendi kendime konuşuyorum..

istemesi gereken ölümsüzlük değil, kısa bir can çekişmeydi elbette ama hazretin rahle-i tedrisatı için erkendi..

bir sürü badire atlatınca anlamış fani hayatın kıymetini! kestirme yol 😀

aldı mı beni bir gıpta? Gılgamış gibi istemeyle doluyum çünkü..

aylar var ki Gide'den tek satır okumadığımı bilse hal-i pürmelalimi daha çabuk anlayabilirdi..

canım kedinin derdi gücü masadaki çakmağımı yere atıp onunla oynamak.. o ebediyen yaşamalı.. ben ebediyen uyumalıyım..

sanat hayatsa, artık Marat için değil, onun cansız bedeninin suretine hayranlıkla bakan bizler için var..

kazağımın kolu, Marat'nın ölümünde küvetten sarkan kolu gibi çamaşır sepetinden dışarı sarkmış..

ara sıra uzaklarda, kurtuluş müjdesi gibi parıldayan ölüm ihtimali..

hocam, Aeneis?

yapay zekayı iyi çalıştırdım ki, gözü her biçimde gördü.. gece ve gündüz, açılan ve kapanan, dört bir yana bakan ama kendini göremeyen göz..

ben bu sarkacın salınıp durduğu iki yönden 'can sıkıntısı' olanına razıyım..

psikoloğa matemini anlatıp şifa istiyor; sonra bana matemini anlatıp rahatlamak istiyor.. psikolog kaybettiği insanı tanımıyor ama benim sevdiğim biri.. sonra beni alıyor mu bir sızı!

yaşlanan, hasta olan, sürekli ölüme doğru yol alan bir bedenin içinde hapsolan ruhunla..

yaşam ve sevinç nasıl bir arada olabilir ki?

bu hesabı takip et, tüm yaşama sevincinden kurtul!

ya da geriye hayatım kalmamalı..

zihnim spin attığında sığınacak limanım kalmadı.. geri kalan hayatımı ayık olmadan geçirmeliyim..

çıkıp bir binanın en yüksek katına
ırkını kaybetmiş bir hayvan gibi
"yalnız bırakın beni uleeeen'' diye
ulumak istiyorum!(*)

neden?

Bodrum'un fırtınalarını seviyorum.. balıkçılar adı gibi bilir zamanlarını.. canım Cevat Şakir de denizi onlardan öğrenmiştir.. ama öğretmek konusunda naçar kalmış.. cehalet cok dirayetlidir çünkü!

viski ne güzel gitti yahu..

kalıpla bile kusursuz daireyi elde edemiyorum.. tanrılar tepemizde pineklemiyor.. leonardo'nun, caravaggio'nun, rembrandt'ın bedenine girip aramızda dolaşıyor!

deli miyim neyim? e elbette!

bilmeden ahkam kesmenin sonucundan pratik kurtuluş..

yanılmak ayıp değil ki.. bunu yapmak kadar..

eleştiriniz kötü fotoğrafa i zaman.. mesela bu tanrının yarattığı bir canlının fotoğrafı:

tanrının yaratma gücünden bahsedince işin içine yoktan var etmek de giriyor.. sanatın tanrıyla bir ilgisi yok halbuki.. sadece "fotoğraf sanat değildir" gibi bir iddia daha amacına uygun olabilir o zaman..

yoktan var etmek olarak düşünürsek, sanat hakkında yanılırız..