elif görgü's Avatar

elif görgü

@elif-grg.bsky.social

gazeteci/journalist evrensel.net

302 Followers  |  145 Following  |  7 Posts  |  Joined: 17.11.2024  |  2.154

Latest posts by elif-grg.bsky.social on Bluesky

Preview
Arjantin seçimleri: Trump’ın kırbacı, Milei’nin ipleri - Evrensel Sitemizde zorunlu ve isteğe bağlı çerezler kullanıyoruz. Çerez Politikamız hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. "Kabul Et" butonuna tıklayarak isteğe bağlı çerezleri kabul edebilirsiniz. İsteğe bağlı çerezleri kabul etmediğinizde bazı özellikler devre dışı kalabilir.

Arjantin seçimleri: Trump’ın kırbacı, Milei’nin ipleri

"ABD’nin son düzlükte Milei’in cebine soktuğu 40 milyar doların ve Arjantin halkına gösterdiği kırbacın etkili olduğu konuşulan bu zafer, Milei’nin… https://www.evrensel...

27.10.2025 14:00 — 👍 1    🔁 1    💬 0    📌 1
Preview
Sahtecilik A.Ş.: Sahtecilik suçunun kriminolojik boyutu Türkiye kamuoyu birkaç haftadır sahte diplomalarla başlayan büyük bir sahtecilik zincirini konuşuyor. Gazeteciler tek tek olaylar ve iddianameler üzerinden devletin en kritik kurumlarından başlayarak her kademesine yayılmış dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik suçlarını ekranlara taşıyor. Anlaşıldığı kadarıyla bürokratların, memurların ve siyasetçilerin de yer aldığı bir suç ağı resmî veriler ve bilgiler üzerinde tahrifat yaparak çıkar ve para amaçlı organize suç öbekleri oluşturmuş durumda. Ne var ki, siber güvenlik açığı sorunu yeni değil. Hatırlanacağı üzere dijital ortamda saklanan kişisel verilerin çalınarak parayla satılması pandemi döneminde de gündeme gelmiş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu 85 milyon kişinin kimlik verilerinin çalınıp çalınmadığı sorusunu yanıtlarken, “Bu pandemi sürecindeki hatırlarsınız, sağlık sisteminden bir sızıntıdır. Onun haricinde yok” demişti. Ancak kişisel verilerin (TC kimlik, isim, iletişim, ikametgâh, vd.) çeşitli internet sitelerinde parayla satıldığı ortaya çıkmıştı. Dijital veri ve bilgilerin çalınması, sızdırılması ya da satılması basit bir güvenlik açığı ya da yazılım meselesi değil, kronik hale gelmiş yapısal bir sorun. Sahte diploma olayında görüldüğü üzere elektronik imzaların kopyalanması, kişisel ve kurumsal verilere dışarıdan bu ölçüde erişim ve resmî belgelerde tahrifat kolaylığı suçun ve suç ağının büyüklüğünü, dijital devlet projelerindeki yapısal sorunları gözler önüne seriyor. Sahtecilik suçları münferit olarak işlenmesinin yanı sıra örgütlü suçlar başta olmak üzere birçok suç türünün işlenmesine zemin hazırlayan öncül bir suç olarak değerlendirilir. Adalet Bakanlığı bünyesindeki Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün her yıl yayımladığı adalet istatistikleri incelendiğinde, sahtekârlık suçlarındaki ve sanıklarındaki artışın kritik seviyelere ulaştığı görülüyor. Sahtecilik suçunun adli boyutu Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 197 ile 212. maddeler arasında düzenlenen “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlığı, parada sahtecilik, kıymetli damgada sahtecilik, mühürde sahtecilik, mühür bozma, resmî belgede sahtecilik, resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, özel belgede sahtecilik, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarını kapsar. Ceza mahkemelerindeki suç türlerine göre açılan dosya endekslerinde “sahtecilik” suçları 2021’den 2022’ye yüzde 6, 2023’ten 2024’e yüzde 12 artmış durumdadır. 2024 yılında TCK uyarınca ceza mahkemelerinde kovuşturma evresinde “Kamu Güvenine Karşı Suçlar”da karara bağlanan dosya, sanık ve suç sayılarına baktığımızda tablo şöyle: Resmi belgede sahtecilik suçunda 24 bin 552 dosyada 33 bin 203 sanık yargılanırken, 8 bin 944 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. Mühür bozma suçunda 16 bin 093 dosyada 15 bin 891 sanık yargılanırken, 5 bin 865 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. Özel belgede sahtecilik suçunda 3 bin 654 dosyada 6 bin 663 sanık yargılanırken, 927 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. 2024 yılında “Kamu Güvenine Karşı Suçlar”da toplam 52 bin 631 dosyada 65 bin 172 sanık yargılanırken, 18 bin 598 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. 2023 yılı verilerine baktığımızda ise rakamlar şöyle: Resmî belgede sahtecilik suçunda 25 bin 024 dosyada 34 bin 043 sanık yargılanırken, 8 bin 720 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. Mühür bozma suçunda 16 bin 255 dosyada 15 bin 798 sanık yargılanırken, 5 bin 886 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. Özel belgede sahtecilik suçunda 3 bin 863 dosyada 5 bin 966 sanık yargılanırken, 1024 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. 2023’te “Kamu güvenine karşı suçlar”da toplam 53 bin 533 dosyada 65 bin 447 sanık yargılanırken, 18 bin 635 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. Sadece son iki yılda 106 bin 164 sahtecilik suç dosyasında 130 bin 619 sanık yargılanırken, 37 bin 233 sanığa mahkûmiyet kararı verildi. 2022 yılı ve öncesindeki raporlarda sahtecilik kendi içinde alt başlıklara ayrılmadığı için detaylı bilgiye ulaşmak zor. Emniyet Genel Müdürlüğünün “Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele 2021 Raporu”na göre 2021 yılında belgede sahtecilik suçlarına yönelik 10’u planlı olmak üzere toplam 1.735 operasyon gerçekleştirilirken, belgede sahtecilik suçuyla mücadele çalışmaları kapsamında sahte belge basımı amacıyla kullanılan dört matbaa deşifre edildi. Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumunun istatistiklerine göre 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında 18 bin 434 hükümlü bulunurken, bir önceki yıl son itibarıyla hükümlü sayısı 14 bin 971 idi. Bunlar sadece yargıya intikal eden resmi veriler olup, üstü örtülen veya yakalanamayan pek çok suç vardır. Diploma skandalında olduğu üzere isimler sızdırılmasaydı yıllara yayılmış sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının ne kadar kökleştiği ve yayıldığı anlaşılmayacaktı. Sahtecilik suçunun toplumsal boyutu Resmî belgelerle, elektronik imzalarla, sahte damgalarla yapılan usulsüzlükler, yolsuzluklar ve sahtecilikler sıradan adi suçlar olmanın ötesinde, iktidar partisi mensuplarına ya da onlara yakın siyasi ve ekonomik güç odaklarına kariyer, unvan, makam sağlayarak imtiyazlarla ve kayırmalarla sınıfsal eşitsizliği derinleştiren, toplumsal adalet duygusunu örseleyen bir suç türüdür. Kamu kurumlarına sızarak sahte e-imzayla diploma, sürücü belgesi düzenleyen suç örgütlerine ilişkin iddiaların YSK’ye kadar uzanması gençlerin geleceğinin çalınması anlamına geliyor. Petrokimya sektöründe çalışan bir kadın işçi Evrensel’e verdiği görüşte çocuğunun sınava girdiğini ama puanı yüksek gelmediği için endişeli olduklarını, çocuğunun yokluk çekmemesi için bir an önce hayata atılmasını istediğini söylemiş ve şunu eklemişti: “Şimdi çocuğum biraz para biriktirmek için fabrikada işe başladı.” Emekçilerin çocuklarının yoksulluk ve geçim sıkıntısıyla mücadele ederken alın teriyle ve özveriyle hayat kurmaya çalıştığı koşullarda bu tip sahtecilik suçları bir hukuk sorunu olmanın ötesinde bu çocukların hayallerinin ve geleceklerinin çalınmasına denk düşmektedir. Sahtecilik suçunun kriminolojik boyutu Aitor Jiménez ve J.C. Oleson, “The Crimes of Digital Capitalism” başlıklı yazılarında veri suçlarının hızla kurumsal bir organize suç biçimine dönüştüğünü, bu anlamda bir tür devlet-şirket suçuna tekabül ettiklerini öne sürüyor. Yazarlara göre veri suçları tek bir suç faaliyetine karşılık gelmez; kurumsal hâkimiyet veya veri gücü elde etmeyi amaçlayan, yetki veya gizlilik yasalarının ihlali de dahil çok sayıda suçtan oluşan bir kurumsal suç biçimidir. Öte yandan veri suçları “siber suç” da değildir. Bu kurumsal suç işleme davranışı, ağın içinde ve dışında gerçekleşir; ağ, her halükârda maddi gerçeklikten ayrı bir dijital alan değil, onun dijitalleştirilmiş bir uzantısıdır. Jiménez ve Oleson’a göre veri suçları büyük toplumsal zarara neden olan ciddi suçlardır. Günümüzün Batılılaşmış hukuk dünya görüşüne göre veri hakları insan onurunun ayrılmaz bir parçasıdır ve bu nedenle veri gizliliğinin ihlali, insan hakları ihlali olarak değerlendirilmeli ve ele alınmalıdır. Veri suçları, yurttaşların haklarını ve demokratik değerleri tehdit eden kurumsal organize suçlardır.[1] ^ Jiménez, Aitor and Oleson, J.C. (2022) "The Crimes of Digital Capitalism," Mitchell Hamline Law Review:Vol. 48: Iss. 4, Article 5.

Sahtecilik A.Ş.: Sahtecilik suçunun kriminolojik boyutu

✒️ Kansu Yıldırım yazdı https://www.evrensel...

15.08.2025 05:59 — 👍 1    🔁 1    💬 0    📌 0
Preview
Dünyanın 1 Mayıs’ı -1 | Sömürü çarkları işçilerin kanıyla yağlanırken… Hazırlayan: Elif Görgü Hayat pahalılığı, enflasyon, düşen ücretler, güvencesizleşen işler, kötüleşen çalışma koşulları, afete dönüşen doğa olayları; örgütlenme özgürlüğüne ve demokratik haklara yönelik artan baskılar, gericileşen ve otoriterleşen iktidarlar, Ukrayna’da sonsuz bir savaşa, Gazze’de soykırıma dönüşen ve giderek yaygınlaşan savaş ve silahlanma politikaları... Dünya işçi sınıfı, çalışma ve yaşam koşullarını dünyanın her yerinde giderek daha fazla birbirine benzeten ekonomik ve siyasal süreçlerin yaşandığı bir dönemde 1 Mayıs 2025’i karşılamaya hazırlanıyor. Dosyamızda Afrika’dan İskandinavya’ya, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya 10’dan fazla ülkeden muhabirlerimiz, siyasi parti temsilcileri ve gazeteciler 1 Mayıs 2025’e giderken ülkelerindeki sınıf mücadelesinin durumunu, işçilerin acil taleplerini ve 1 Mayıs’ı nasıl karşılayacaklarını aktaracaklar. Tablo sınıf üzerindeki baskı artar, baskı araçları şiddetlenirken sömürü çarklarının daha fazla çatışma ve savaş üretmek için döneceğine işaret ediyor. Açılışı Brezilya, İtalya, Burkina Faso ve İngiltere ile yapıyoruz. Burkina Faso: Cunta faşistleşiyor, işçiler birleşiyor PCRV* Burkina Faso’da işçi sınıfı, emekçiler ve gençlik, 1 Mayıs’ı zor ve karmaşık bir ortamda karşılamaya hazırlanıyor. Bu duruma, terörist silahlı gruplar ve başta Fransa olmak üzere emperyalist güçler tarafından halkımıza dayatılan gerici iç savaş damgasını vurmaktadır. Ayrıca tekrarlanan askeri darbelerle sonuçlanan siyasi istikrarsızlık da söz konusudur. Ülke bir yıldan kısa bir süre içinde iki askeri darbe gördü (Koruma ve Restorasyon Hareketi I ve II tarafından). Gerici iç savaş, işçi sınıfı ve halk için kıtlık, sağlık hizmetlerinin yetersizliği, temel sosyal hizmetlerin yok edilmesi gibi dramatik ekonomik, sosyal ve insani sonuçlar doğurdu. Yeni sömürgeci devlet, zor durumdaki halkları korumakta ve toprak bütünlüğünü savunmakta başarısız olarak tamamen iflas etmiştir. Terör saldırıları 10 binden fazla ölüme, 2 milyondan fazla insanın ülke içinde yerinden edilmesine yol açtı. Uluslararası durumun etkileri Emperyalist sistem, çağımızın tüm çelişkilerini şiddetlendiren derin ve çok taraflı bir kriz içinde. Bu kriz Afrika kıtasını, özellikle de Batı Afrika alt bölgesini de etkiliyor. Uluslararası emperyalizme, özellikle de Fransız emperyalizmine boyun eğmiş yeni sömürge devletler iflas ediyor. Emperyalistler arası rekabet, Batı Afrika alt bölgesi ülkelerinde pazarların fethi ve muazzam maden ve tarım kaynaklarının yağmalanmasında da açıkça görülmektedir. Zor durumda olan Fransız emperyalizmi, diğer emperyalist güçlerin (ABD, Almanya, Japonya vb.) ve Rusya, Çin, Türkiye, İran, Hindistan ve Brezilya gibi yeni adayların sert rekabetiyle karşı karşıya. Bölgelerin kontrolü için emperyalist güçler arasındaki bu çelişkiler gerici iç savaşların kaynağı oluyor. Ekonomik ve jeostratejik çıkarlarına hizmet etmek üzere silahlı terörist grupları ve yeni sömürgeci orduları finanse edip silahlandırıyorlar. Burkina Faso’da eylül 2022 darbesinden sonra ortaya çıkan askeri cunta, stratejik bir müttefik olarak Rusya’ya yöneliyor. Rusya, Burkina Faso’ya terörle mücadelede yardım etme kisvesi altında başkent Ouagadougou yakınlarında bir askeri üs kurdu. Ekonomi cephesinde de Rus şirketleriyle altın madenlerinin işletilmesine olanak tanıyan madencilik sözleşmeleri imzalandı. Ancak Fransız emperyalizmi, emperyalizmin baskın biçimi olmaya devam etmektedir. Başta bankacılık olmak üzere birçok ekonomik ve finansal sektörde hâlâ varlığını sürdürüyor. Türkiye gibi ülkeler bayındırlık ve inşaat sektörü ile silahlanma (insansız hava araçları) sektörlerinde yer alıyorlar. Krizin sonuçlarından biri de borçların geri ödenmesi için Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası tarafından neoliberal tedbirlerin uygulanması. Burkina Faso, IMF’nin iyi bir öğrencisi; işçilerden ve halktan alınan vergiler hayat pahalılığını daha da ağırlaştırıyor ve eğitim ve sağlık bütçelerini ciddi ölçüde azaltıyor. Ülkenin maden kaynakları, maden ruhsatı verilmesi yoluyla çok uluslu şirketlere satılıyor. Askeri rejimin demagojik ve sözde milliyetçi egemenlik söylemine rağmen, Burkina Faso’da emperyalist egemenliğin pekiştiğine tanık oluyoruz. İktidar terör estiriyor Burkina Faso’da Yüzbaşı İbrahim Traoré liderliğindeki çok kırılgan askeri cunta faşistleşiyor. Cunta vatandaşları kaçırmakta ve sendikacıları, gazetecileri ve aktivistleri keyfi olarak tutuklamaktadır. Demokratik özgürlüklere yönelik çok sayıda saldırı oluyor. Gösteriler yasaklanıyor, dernekler kapatılıyor. Vatandaşları sindirmek ve terörize etmek için ölüm tehditleri yükseltiliyor. Ayrıca, cezasızlıkla vatandaşları avlayan ve iktidardakilerden tek bir kelime dahi duymadan adam kaçırma eylemleri gerçekleştiren ölüm timleri ortaya çıkmış durumda. Bu barbarca baskıya rağmen, kuzeydeki Ouahigouya, ülkenin doğusundaki Nouna ve Diapaga’da yaşayanlar gibi insanlar daha fazla güvenlik, sağlık ve gıda için mücadeleyi sürdürüyor. Bu mücadeleler, halkın direniş ve mücadele ruhunun bozulmadığını göstermektedir. 1 Mayıs 2025 öncesinde işçiler, sendika merkezlerinin çağrısı üzerine ülkenin çeşitli bölgelerinde hazırlık toplantıları düzenleyerek harekete geçtiler. Devrimci bir sınıf sendikası olan Burkina Genel Emek Konfederasyonu (CGTB), seferberliği güçlendirmek, siyasi bilinç düzeyini ve demokratik özgürlükler ile sosyal hakları savunma mücadelesinde inisiyatif ve fedakarlık ruhunu yükseltmek için ülkenin tüm bölgelerinde mitingler düzenledi. 1 Mayıs için birlik 1 Mayıs, ülkenin 6 merkezi sendika organının yanı sıra özerk sendikaları bir araya getiren Sendikal Eylem Birliği (UAS) aracılığıyla birlik içinde örgütleniyor. Bu birlikte tüm ekonomik ve sosyal sektörler (madencilik, sağlık, eğitim, tarım vb.) temsil edilmektedir. Tüm ekonomik ve sosyal sektörler (madencilik, sağlık, eğitim, tarım, inşaat ve bayındırlık işleri, bira fabrikaları vb.), insan hakları hareketleri aktif olarak 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Ancak askeri cuntanın faşistleşmesiyle birlikte savaş ve güvenlik bahanesiyle sokak gösterilerinin engellenmesi riski ortaya çıktı. Yine de sendikalar varlıklarını hissettirmek ve taleplerini dile getirmek için her zaman farklı yollar bulmuşlardır. Bu yılın ana sloganları ise: Vatandaşların keyfi olarak tutuklanmasına ve kaçırılmasına hayır! Demokratik özgürlüklerin tasfiyesine hayır! Örgütlenme özgürlüğü, halk için gösteri özgürlüğü! Ölüm mangaları ve faşist milisler dağıtılsın! Hayat pahalılığına hayır! Ekmek ve özgürlük! * Yukarı Volta Devrimci Komünist Partisi Brezilya: Açlık, sefalet ve mücadele Fernando Alves PCR* Brezilya’da ücretler çok düşük. Örneğin asgari ücret 1518 R$ (261 ABD doları). Sendika müzakerelerini destekleyen Sendikalar Arası İstatistik ve Sosyoekonomik Araştırmalar Dairesinin (DIEESE) tahmini, dört kişilik bir aile için asgari ücretin 7 bin 229 R$ (1244 ABD doları) olması gerektiği yönünde. Ücret artışları ise yüzde 2.5 ile sınırlı. İşçiler haftada 6 ve hatta 7 gün çalıştırılıyor. Patronlar ve hükümetler tarafından hakların geri alınmasıyla, dünyanın her yerinde olduğu gibi, çalışma daha güvencesiz hale getiriliyor. Kamu sektöründe işçiler özelleştirme politikaları, kamu hizmetlerinin tasfiyesi, dondurulmuş maaşlar ve mesleki değersizleştirme ile karşı karşıya. Sınıf mücadelesinin senaryosu, bir avuç zenginin ayrıcalıklarını arttırmak için üretilen her şeyin tadını çıkardığı, ülkede üretilen zenginliğin yoğunlaşmasını daha da arttıran, burjuvazi arasındaki çelişkilerin keskinleştiği bir senaryodur. Bu arada proletarya mümkün olan en kötü koşullarda yaşamını sürdürüyor. Nüfusun çoğunluğunun sağlık, eğitim, barınma gibi temel hakları garanti altında değil. Emekçiler gıda güvensizliği içinde yaşıyor çünkü ertesi gün ne yiyeceklerini bilmiyorlar. Brezilya dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olmasına rağmen gıda fiyatları arttığı ve temel gıda sepetindeki ürünler giderek pahalılaştığı için açlık ve sefalet her yerde. Milyonerlerin taleplerini karşılamaya devam etmek için Lula Hükümeti, yönetilebilirlik ve “mali uyum” adına parlamento içindeki ve dışındaki en muhafazakar kesimlerle uzlaşma politikasını sürdürüyor. Sonuç olarak Brezilya emperyalist ülkelere, yani ABD, Çin, Rusya ve Avrupa Birliği’ne bağımlı bir ülke olmaya devam ediyor. Gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) neredeyse yüzde 50’si kamu borcunun faizini ödemek için hortumlanıyor, bankalar ve büyük uluslararası tekeller ekonomi politikasını dikte ediyor. Bu koşullarda bu yılki 1 Mayıs’ın ana talepleri şöyle: Asgari ücretin yüzde 100 arttırılması, iş gününün günde 6 saate indirilmesi, bu çalışma rejimine tabi işçiler için 6x1 çalışma programına son verilmesi, gıda fiyatlarının düşürülmesi ve dondurulması, çalışma ve sosyal güvenlik reformlarının yürürlükten kaldırılması, kadınlar için eşit ücret ve haklar, 1964 askeri diktatörlüğünün ve 18 Ocak 2023 darbe girişiminin generallerinin, işkencecilerinin ve katillerinin cezalandırılması. Sendika merkezleri, son yıllarda 1 Mayıs’a damgasını vuran sınıf karakterini, ilkelerini ve tarihsel mücadeleciliğini ortadan kaldırmaya çalışan reformist ve sağcı grupların hakimiyetinde olmasına rağmen, hareketlerimiz ve örgütlerimiz işçi mücadelesinin mirasını, Paris Komünü’nü, 1917 Devrimi’nin kazanımlarını ve öğretilerini ve tüm halk mücadelelerini, isyanları ve devrimleri kurtarıyor, sosyalizm için propaganda yapıyor. Bunlar Brezilya’da ve tüm dünyada devrimci çalışmanın ilerlemesi ve tüm insanlar için onurlu bir yaşam için önemli görevlerdir. Sınıf temelli bir 1 Mayıs mücadelesi için! Yaşasın proletarya enternasyonalizmi! * Brezilya Devrimci Komünist Partisi İngiltere’de silahlanma artıyor, ücretler düşüyor Arif Bektaş Muhafazakar Parti iktidarının ardından geçtiğimiz temmuz ayında işbaşına gelen İşçi Partisi iktidarı, vaatlerinin tersine, işçilere enflasyonun altında ücret artışları dayatıyor. Birçok iş kolunda işçi sayısında azaltmaya gidilerek, işçilerin daha fazla çalışması ve aynı ücreti alması isteniyor. Bazı fabrikaların “kâr yapamadıkları” gerekçesiyle kapatılmak istenmesi son bir yıl içinde işçilerin karşılaştığı bir başka sorun. Bu nedenle İngiltere’de işçiler bu yıl 1 Mayıs’a işini koruma ya da düşük ücretlere karşı mücadele ile giriyor. Bir ‘kirli oyun’ örneği Birmingham’da 350 temizlik işçisi 11 Mart’tan bu yana grevde. Sebebi İşçi Partili belediyenin, geri dönüşüm bölümünde çalışan 150 işçiyi, sokaklarda çöp toplama bölümüne almaya çalışması oldu. Aynı zamanda, 4 kişilik çöp kamyonlarında 3 kişi çalıştırılmak istendi. Böylelikle yeni işe başlamışlar gibi yılda 8 bin sterlin ya da daha az bir ücret almaları dayatıldı. Bu duruma karşı işçiler grev oylaması yaptı ve Birmingham sokaklarında 11 Mart’tan bu yana çöp dağları oluştu. Adına rağmen işçi düşmanı ve sermaye dostu bir parti olan İşçi Partisi, diğer partiler gibi işçileri sokakları kirliliğe terk etmekle suçluyor. İşçiler ise 1 Mayıs’a grevle girmeye hazırlanıyor. ‘Kâr benim zarar senin’ İngiltere’de patronlar adeta “Kâr benim zarar senin” dayatmasında bulunuyor. Bu durum, tüm şirketlerin açıktan temel politikası haline geldi. Özelleştirmenin ilk başladığı ülkelerden biri olan İngiltere’de devlete ait ne varsa 1970’lerden itibaren satıldı. Bunlardan biri de British Steel, yanı Britanya Çelik. British Steel, dünyanın en çok üretim yapan çelik fabrikalarının başında geliyordu. En büyük üretim kapasiteli Stunthorpe Fabrikası Çinli bir patrona ve Galler’deki Port Talbot da Hintli bir patrona satıldı. Bu patronlar, başka ülkelerde işçi ücretlerinin daha düşük olması nedeniyle bu fabrikaları kapatıp, ucuz iş gücünün olduğu ülkelere üretimi kaydırmak istiyor ve sahibi oldukları fabrikaları kapatma kararı aldılar. İşçiler buna itiraz etti ve son bir yıl içinde en az 10 kez grev ve eylemler yaptılar. İşçiler ve sendikalar, bu fabrikaların tekrar devlet tarafından kontrol edilmesi ve fabrikaların üretime devam etmesini istiyor. İşçi Partisi hükümeti başta buna yanaşmazken, işçilerin baskısı sonucu Scunthorpe’a hükümet müdahale etmek zorunda kaldı. Bu iki fabrikada, toplam 5 bine yakın işçi çalışırken, yan sanayi ve işçi aileleri de düşünüldüğünde en az 2 milyon insan etkilenecek. Bu nedenle halkın da işçilere ciddi desteği var. Mücadele sürüyor. Silaha var işçiye yok Birçok kesimin büyük umutlarla beklediği İşçi Partisi iktidarı, iktidar olur olmaz asıl rolü olan sermaye ve savaş politikaları hattına girmekten bir adım geri durmadı. Silahlanmaya görülmemiş düzeyde para ayrılıyor ve gelecek 5 yıl için bu planın devam etmesi bekleniyor. Ukrayna’ya silah desteği ve İsrail’e tam arka çıkmanın yanı sıra, denizaltı ve nükleer silahların yenilenmesine milyarlarca sterlin harcanacak. Son araştırmalara göre yaklaşık 15 milyon kişi yoksulluk içinde yaşıyor. Ayrıca çalışmasına rağmen yoksul olanların sayısı da hızla artıyor. İşçilere enflasyon oranında bile zam yapılmazken, hayat pahalılığı karşısında işçilerin alım gücü de sürekli düşüyor. Hükümet sosyal yardımlara da saldırıyor. Engelli yardımı, çocuk yardımı ve işsizlere verilen yardımlarda büyük kesintilere gidiyor. Birçok sendika yer yer grev ve eylemlerle karşılık verirken, ülkenin birçok yerinde irili ufaklı kazanımlar da oldu. Bu yıl 1 Mayıs, her yıl olduğu gibi birkaç şehirde yapılacak yürüyüş ve toplantılarla kutlanacak. Londra’da her yıl olduğu gibi Marx Hatıratı Kütüphanesi önünde toplanılarak Trafalgar Meydanı’na yürüyüş gerçekleşecek. Sendikalar, onca saldırıya rağmen her yıl olduğu gibi bu yıl da yürüyüşe sembolik olarak katılacak. Resmi tatil olmayan 1 Mayıs bazı şehirlerde de hafta sonu kutlanacak. İtalya: Yeni koşullarla karşı karşıya bir dönem Scintilla Gazetesi Yayın Kurulu İtalyan işçi sınıfı 1 Mayıs’a giderek artan bir baskı altında giriyor. Ülkemizde ekonomi genel olarak durgun, sanayi sektörü ise sürekli gerileme içinde. Otomotiv, çelik endüstrisi, temel kimya, TLC, tekstil sektörü, moda, ahşap, makine, gıda ürünleri, ciddi bir kriz yaşıyor. Büyük şirketlerde ve taşeronlarda iş durdurmalar ve işten çıkarmalar birbirini izliyor. Sübvansiyonlar azalıyor ve yüz binlerce işçi ve aileleri yoksulluğa sürükleniyor. Patronlar sendikaların ücret artışı taleplerini reddediyor ve fabrikalarda sömürüyü yoğunlaştırıyor, iş temposunu ve iş yükünü arttırıyor. Sınıf mücadelesine karşı yasa hazırlığı! Georgia Meloni Hükümeti sömürüyü ve güvencesizliği arttıran ve iş gücü piyasasını daha da serbestleştiren önlemler almaya devam ediyor. İşçi sınıfı ve halk kitlelerinin mücadelelerini kriminalize etmek ve bastırmak için yakında bir “güvenlik yasası” çıkarılacak. Sınıf mücadelesi bu zor koşullarda gelişiyor. Geçtiğimiz kasım ayında ulusal bir genel grev yapıldı. Metal işçileri, nakliye işçileri, lojistik işçileri gibi saldırı altındaki sektörler 8 saatlik genel grevler yapmaya devam ediyor. Birçok fabrikada onlarca ve onlarca saatlik grevler, oturma eylemleri ile zorlu mücadeleler gelişiyor. “Güvenlik yasası”na karşı ve Filistin ile dayanışma gösterileri devam ediyor ve birçok genç insanın katılımı dikkat çekiyor. Birçok kentte yürüyüşler 1 Mayıs’ta Roma, Milano, Bologna, Palermo gibi pek çok şehirde gösteriler düzenlenecek, büyük sendikalar ve diğer sınıf temelli sendikaların çağrısıyla toplantılar, mitingler, konserler gerçekleştirilecek. En yaygın sloganlar ise şunlar: “İşten çıkarmaları durdurun”, “Ücretleri arttırın”, “Güvenli bir iş için” “Askeri harcamalara ve yeniden silahlanmaya hayır, sosyal harcamalara evet”, “Baskıya hayır”, “Kahrolsun Meloni Hükümeti!”. Bu gösterilere, işçilerin seferberliğini ve eylem birliğini teşvik ederek, birlik ve mücadelenin çimentosu olan ortak sınıf çıkarları olduğunu açıkça ortaya koyarak, sınıf düşmanının kim olduğunu ve iş birlikçilerinin kim olduğunu; ulusal ve uluslararası düzeyde burjuva kurumlarının rolünün ne olduğunu açıkça ayırt ederek katılacağız. İşçi sınıfının yeni koşullarla yüzleşmek zorunda olduğu bir döneme giriyoruz. Sınıfın, barışçıl gelişmeye ilişkin eski yanılsamaları terk etmek ve kapitalist sınıfla daha şiddetli çatışmalara hazırlanmak için kendisini yeniden örgütlemesi gerekiyor. Yarın: ABD, Almanya, Yunanistan ve Pakistan

#Dosya | Dünyanın 1 Mayıs’ı: Sömürü çarkları işçilerin kanıyla yağlanırken…

Afrika’dan İskandinavya’ya, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya dünya işçi sınıfı 1 Mayıs 2025'i hangi sorunlar ve… https://www.evrensel...

28.04.2025 02:30 — 👍 7    🔁 1    💬 0    📌 0

Twitter'da erişim engeli getirilen Ekmek ve Gül hesabını burada takip edelim, ettirelim 🌸

11.04.2025 22:12 — 👍 6    🔁 8    💬 0    📌 0

Twitter'da erişim engeli getirilen Ekmek ve Gül hesabını burada takip edelim, ettirelim 🌸

11.04.2025 22:12 — 👍 6    🔁 8    💬 0    📌 0
Preview
Metin Göktepe’nin doğum gününde ödüller sahiplerini buluyor Görevini yaparken gözaltında katledilen Evrensel muhabiri Metin Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan’da, onun anısını yaşatmak ve genç gazetecileri gerçekleri esas alan haberciliğe özendirmek amacıyla verilen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri bugün sahiplerini buluyor. İlk kez 1998 yılında verilen ve bu yıl 28. kez düzenlenen ödül töreni, bugün saat 16.00’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılacak. Bu yılki ödülleri belirleyen jüri; Ayça Söylemez, Bahadır Özgür, Demet Bilge Erkasap, Ender Öndeş, Fatih Polat, Mehveş Evin, Nazım Alpman ve Sibel Oral’dan oluştu. Yazılı Haber Ödülü MESEM dosyasına Osman Çaklı, Gazete Duvar’da yayımlanan “MESEM’de biten hayatlar” başlıklı dosyasıyla Yazılı Haber Ödülü’nü kazandı. Haberde, çocukların mesleki eğitim merkezleri (MESEM) kapsamında ağır işlerde düşük ücretle çalıştırıldığı, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği anlatılıyor. Jüri, yazılı haber kategorisinde iki Jüri Özel Ödülü verilmesini de kararlaştırdı: Seda Karabatanoğlu ve Zeynep Yüncüler, P24’te yayımlanan “Kiralık rahimler: Türkiye-Gürcistan-Kuzey Kıbrıs üçgeninde büyüyen taşıyıcı annelik pazarı” başlıklı haberleriyle ödüle değer görüldü. Haberde, taşıyıcı annelik pazarının hızla büyüdüğü ve yasal boşlukların ciddi suistimallere yol açtığı aktarılıyor. Mehmet Baran Kılıç, Politik Yol’da yayımlanan “AK Partili belediyede koltuğunu kaybeden soluğu Boğaziçi'nde alıyor” başlıklı haber dizisinde, iktidarla kayyımla yönetilen Boğaziçi Üniversitesi arasındaki ilişkileri inceledi. Görüntülü Haber Ödülü: “Konuşulmayan yoksulluk” Vedat Yalvaç ve Cüneyit Işık, Halk TV’de yayımlanan “Konuşulmayan yoksulluk” dosyasıyla Görüntülü Haber Ödülü’nü kazandı. Haberde, toplumun farklı kesimlerinin karşı karşıya kaldığı yoksulluğun günlük yaşamdaki yansımalarına yer veriliyor. Burcu Özkaya, Medyascope’ta yayımlanan “5 insan 5 hikâye: Engelli vatandaşlar nasıl bir Hatay istiyor?​” başlıklı haberiyle Görüntülü Haber dalında Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Haberde, 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da yaşayan beş engelli yurttaşın yaşam mücadelesi aktarılıyor. Fotoğraf Ödülü: “İrade nöbeti” Medine Mamedoğlu, 12 Şubat 2025 tarihli “İrade nöbeti” başlıklı fotoğrafıyla Fotoğraf Ödülü’nü kazandı. Fotoğrafta, Abdullah Zeydan’a verilen hapis cezasının ardından Van halkının belediye binası önünde -10 derecede sabaha kadar süren nöbeti yer alıyor. Sertaç Kayar ise, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Diyarbakır’da çektiği “Karanlığı aydınlatan Beyaz Tülbentliler” fotoğrafıyla Jüri Özel Ödülü aldı. Yerel Gazetecilik Ödülü: “Besiciler ve mandalar” Burak Altınok, Yeşil Gazete’de yayımlanan “Çaycuma’nın ünlü mandaları da tescilli ürünü manda yoğurdu da yok oluyor” başlıklı haberiyle Yerel Gazetecilik Ödülü’nü kazandı. Haberde, manda yoğurdunun coğrafi işarete sahip olduğu Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde manda sayısının ve besiciliğin hızla azaldığına dikkat çekiliyor. Hozan Adar da DW Türkçe’de yayımlanan “Türkiye’nin elektriksiz köyü” başlıklı haberiyle Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü. Haberde, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Saydamlı Köyü Kilimli mezrasındaki 7 haneli köy halkının yıllardır elektriksiz yaşadığı aktarılıyor. Kazananlara ödülleri, Metin Göktepe’nin doğum günü olan bugün, 10 Nisan’da, düzenlenecek törenle takdim edilecek. (Medya Servisi)

🕊️ Metin Göktepe 57 yaşında.

Onun anısını yaşatmak ve genç gazetecileri gerçekleri esas alan haberciliğe özendirmek için verilen #MetinGöktepeGazetecilikÖdülleri bugün sahiplerini buluyor https://www.evrensel...

10.04.2025 11:13 — 👍 41    🔁 14    💬 0    📌 2
Preview
Gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı Gazeteci Murat Ağrıel ve BirGün yazarı Timur Soykan gözaltına alındı. Polis ekiplerinin her iki gazetecinin evinde arama yaptığı, telefon ve bilgisayarlarına el konulduğu öğrenildi. Gözaltı gerekçesine ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gözaltına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan gazeteci Şule Aydın, "Murat ve Timur gözaltına alınıyor. Şu an evlerinde arama yapılıyor. Yeter!" ifadelerini kullandı. Murat ve Timur gözaltına alınıyor. Şu an evlerinde arama yapılıyor. Yeter! — Şule Aydın (@aydinsule1) April 10, 2025 (Medya Servisi)

Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel gözaltına alındı https://www.evrensel...

10.04.2025 04:36 — 👍 45    🔁 23    💬 2    📌 13
Post image Post image 09.04.2025 15:50 — 👍 2    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

Sokaktan yükselen "Genel grev, genel direniş" sloganı Evrensel'in pazar sayfalarında... İşçiler, öğrenciler, akademisyenler, hukukçular tartışıyor.. #EvrenselPazar

Tüm yazılar şurda 👇
pazar.evrensel.net

06.04.2025 07:35 — 👍 3    🔁 1    💬 0    📌 0
Preview
Tutuklu öğrencilerin ailelerinden çağrı: Çocuklarımızın kitaplarını verin İstanbul’da protesto eylemlerin tutuklanan 299 öğrenci günlerdir cezaevinde tutuluyor. Sınavlarının yaklaştığını söyleyen aileler, çocuklarına ders kitaplarının ulaştırılmasını talep ediyor. Tutuklu öğrencilerin aileleri yaklaşan sınavlardan dolayı endişeli. Yarından itibaren birçok okulda vize haftası başlayacak ancak cezaevindeki öğrenciler sınavlara hazırlanabilmiş değil. Tutuklanan çocukları için Anne Baba Dayanışma Ağı'nı kuran ebeveynler endişelerini şu şekilde dile getirdi: "Yarın üniversitelerde vizeler başlıyor. Çocuklarımız cezaevi koşullarında sınavlarına hazırlanmaya çalışıyor. Ders kaynakları hala cezaevi eğitim komisyonunda bekletiliyor. Kaynaklar bir an önce çocuklarımıza ulaştırılsın. Çocuklarımız serbest bırakılsın." April 6, 2025 (Haber Merkezi)

Protesto eylemlerinde tutuklanan öğrencilerin aileleri, çocuklarının ders kitaplarının cezaevi eğitim komisyonunda tutulduğunu belirterek; “Yarın vizeler başlıyor, çocuklarımızın… https://www.evrensel...

06.04.2025 12:19 — 👍 25    🔁 8    💬 0    📌 2
Preview
İsrail'in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 13 Filistinli hayatını kaybetti İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 13 kişi hayatını kaybetti. Hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre İsrail ordusu, Han Yunus kentinde bir evi ve Filistinlilerin sığındığı bir çadırı hedef aldı. Saldırı sonucu en az 10 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı. İsrail'in, Han Yunus kentindeki mülteci kampında bir evi hedef alması sonucu bir kız çocuğu hayatını kaybetti, olayda yaralananlar da oldu. Han Yunus’un güneyinde İsrail insansız hava aracının (İHA) çiftçileri hedef alması sonucu 2 Filistinli yaşamını yitirdi. İsrail, Refah kentinin kuzey bölgelerini yoğun topçu atışıyla hedef alırken, savaş uçaklarıyla da Refah’ın kuzeyindeki binaları bombalamayı sürdürdü. İsrail'in son 24 saatte Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 46'ya ulaştı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı. İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 1309 Filistinli hayatını kaybetti, 3 bin 184 kişi yaralandı. (AA)

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu 13 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı https://www.evrensel...

06.04.2025 08:00 — 👍 13    🔁 2    💬 0    📌 0
Post image

Sokaktan yükselen "Genel grev, genel direniş" sloganı Evrensel'in pazar sayfalarında... İşçiler, öğrenciler, akademisyenler, hukukçular tartışıyor.. #EvrenselPazar

Tüm yazılar şurda 👇
pazar.evrensel.net

06.04.2025 07:35 — 👍 3    🔁 1    💬 0    📌 0
Preview
Batan mülteci botundaki kayıp 4 yaşındaki çocuğu arama çalışmaları 3'üncü gününde Çanakkale – Ayvacık ilçesi açıklarında mülteci botunun batması sonucu 9 kişinin hayatını kaybettiği faciada kaybolan 4 yaşındaki çocuğu arama çalışmaları 3'üncü gününde de devam ediyor. Olay, 3 Nisan'da saat 06.00 sıralarında Ayvacık ilçesi Yeşilliman açıklarında meydana geldi. Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmeye çalışan mültecilerin bulunduğu bot, henüz belirlenemeyen nedenle battı. Mültecilerin ihbarıyla olay yerine çok sayıda Sahil Güvenlik ve jandarma ekibi sevk edildi. Çalışmalarda 9 mültecinin cansız bedenine ulaşılırken, 25 mülteci sağ olarak kurtarıldı. Kurtarılanlar, Çanakkale ve Balıkesir'deki hastanelerde tedaviye alındı. Olayın ardından kaybolan 4 yaşındaki çocuğu arama çalışmaları 3'üncü gününde de devam ediyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait uçak ve helikopterle havadan, Sahil Güvenlik botları, İzmir'den gelen Sualtı Deniz Polisi, Çanakkale Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Deniz Şube Bot Ekibi ve Su Altı Grup Amirliği'ne bağlı dalgıçlarla denizden, jandarma komandolar karadan arama çalışmalarını sürdürüyor. (DHA)

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında mülteci botunun batması sonucu 9 kişinin hayatını kaybettiği olayda kaybolan 4 yaşındaki çocuğu arama çalışmaları 3'üncü gününde devam… https://www.evrensel...

05.04.2025 12:56 — 👍 17    🔁 6    💬 1    📌 0
Preview
Sırbistanlı öğrencilerini direnişi 2025 Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi Sırbistan’ın Novi Sad kentinde, tren istasyonunda beton gölgeliğin çökmesiyle ölen 15 kişi için Kasım ayından bu yana eylemler düzenleniyor. Protestolar, devletin sorumluluk almaması ve polis şiddetiyle karşılık vermesi sonucu büyüyerek ülke çapında bir harekete dönüşmüştü. Ülke genelinde gerçekleşen öğrenci direnişi 2025 Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi Sessiz protestolar bir süre devam ederken eylemlerin ülke geneline yayılması ise Belgrad Üniversitesi’nde öğrencilerin Kasım ortasında üniversiteyi işgali ile başladı. Belgrad’daki Dramatik Sanatlar Fakültesi (FDU) öğrencileri 22 Kasım’da sessiz bir protesto düzenlediklerinde saldırıya uğradılar. Bunun üzerine FDU öğrencileri, polis ve savcılık tüm saldırganları tespit edip adalete teslim edene kadar fakültelerini işgal etmeye ve bloke etmeye karar verdiler. Ancak ilerleyen süreçte öğrenciler; taleplerini Novi Sad’daki tren istasyonunun yeniden inşasıyla ilgili tüm kamu belgelerinin yetkililer tarafından yayınlanması ve böylece kazadan kimin sorumlu olduğunun açıklığa kavuşturulması, tutuklanan tüm öğrenci ve aktivistlerin cezai kovuşturmanın durdurularak serbest bırakılması şeklinde genişletti. Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildiler Artdog İstanbul’un haberine göre öğrencilerin kararlı direnişi, büyük bir uluslararası yankı da uyandırdı. Sırbistan’ın tanınmış yazarlarından ve oyun yazarlarından biri olan Siniša Kovacević, avukat Dijana Stojković ile birlikte Sırp öğrencileri Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Kovacević, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Nobel Komitesi’nin bu adaylığı resmi olarak kabul ettiğini şu sözlerle açıkladı: “Nobel Komitesi, avukat Sayın Dijana Stojković ve benim, Sırp öğrencileri Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterme talebimizi kabul etti. Onlar bunu fazlasıyla hak ediyor.” January 31, 2025 (Haber Merkezi)

Sırbistan’ın Novi Sad kentinde, tren istasyonunda 15 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine adalet ve demokrasi talepleriyle ülke genelinde gerçekleşen öğrenci direnişi 2025 Nobel Barış… https://www.evrensel...

04.04.2025 14:03 — 👍 45    🔁 12    💬 0    📌 1
Preview
Ege Denizi’nde mültecileri taşıyan bot battı: 6 kişi yaşamını yitirdi Ege Denizi'ndeki Midilli Adası açıklarında düzensiz yollarla gök eden mültecileri taşıyan botun batması sonucu 6 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Yunan Devlet Televizyonu ERT'in haberine göre, bu sabah Afganistan ve Suriye kökenli mültecileri taşıyan bir bot Midilli açıklarında battı. Helikopterlerle yapılan arama çalışmasında, denizde 6 mültecinin cansız bedeni tespit edildi. Kazadan kurtulan 23 kişiden edinilen bilgilere göre, botta toplam 31 kişi bulunuyordu. Yunan Sahil Güvenlik birimleri kayıpları arama çalışmalarını sürdürüyor. (Haber Merkezi)

Ege Denizi'ndeki Midilli Adası açıklarında mültecileri taşıyan botun batması sonucu 6 kişi hayatını kaybetti https://www.evrensel...

03.04.2025 08:57 — 👍 6    🔁 3    💬 0    📌 0
Preview
Oscar ödüllü Filistinli yönetmene önce İsrailli yerleşimciler saldırdı sonra askerler götürdü! Özgür Özel'den #boykot listesi Özgür Özel, Saraçhane'den DİSK'e seslendi: Genel grev yap İzmir’de irade gasbına karşı protestolar sürüyor: “Emeğimizi, hakkımızı, geleceğimizi savunacağız” Geçtiğimiz mart ayında En İyi Belgesel Oscar’ını kazanan “No Other Land” filminin eş yönetmenlerinden Filistinli Hamdan Ballal, Batı Şeria’da silahlı yerleşimciler tarafından saldırıya uğradıktan sonra İsrailli askerler tarafından kaçırılarak gözaltına alındı. Filmin İsrailli yönetmenlerinden Yuval Abraham X’te şu paylaşımı yaptı: “Bir grup yerleşimci az önce filmimizin eş yönetmeni Hamdan Ballal’ı linç etti. Onu dövdüler ve başından ve karnından yaralandı, kanaması var. Askerler, çağırdığı ambulansı bastı ve onu götürdü. O zamandan beri kendisinden bir iz yok.” Saldırıya tanık olanlar, Batı Şeria’daki köylerin yıkımını belgeleyen ve filmin İsrail ve Filistinli dört yönetmeninden biri olan Hamdan Ballal’ın, El Halil kentinin güneyindeki Masafer Yatta bölgesindeki Susya’da yaklaşık 15 kişilik silahlı bir faşist yerleşimci grup tarafından kuşatıldığını ve saldırıya uğradığı aktardı. Guardian’ın haberine göre Yahudi Şiddetsizlik Merkezi aktivistlerinden Joseph, “Filistinlilere taş atmaya başladılar ve Hamdan’ın evinin yakınındaki bir su deposunu tahrip ettiler” dedi. Görgü tanıkları, askeri üniforma giymiş diğer yerleşimcilerle birlikte bir grup askerin olay yerine geldiğini, Hamdan’ı evine kadar kovaladıklarını ve askere teslim ettiklerini söyledi.Guardian'a konuşan bir başka tanık Raviv, “Yerleşimciler arabasını taşlarla parçaladı ve lastiklerinden birini kesti. Tüm camlar ve ön camlar kırılmıştı.” Saldırıyı filme alan aktivist grubun üyeleri daha sonra eve girdiler ve yerde kan gördüler, bir aile üyesi kanın Hamdan’ın kafasına vurulduğunda döküldüğünü söyledi. Geçtiğimiz şubat ayında belgeselin bir diğer Filistinli yönetmeni Basel Adra da maskeli İsrailli yerleşimciler tarafından kuşatılmış ve saldırıya uğramıştı. (Dış Haberler)

Oscar ödüllü Filistinli yönetmen Hamdan Ballal evinde İsrailli faşist grupların saldırısına uğradı. Ardından İsrailli askerler tarafından kaçırıldı https://www.evrensel...

24.03.2025 21:18 — 👍 12    🔁 10    💬 0    📌 0
Preview
İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Saraçhane'de büyük buluşma İstanbul — İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Saraçhane'de toplanan yurttaşların sayısı artıyor. Sabah saatlerinden itibaren mahallelerde oy kullanan yurttaşlar CHP İstanbul İl Örgütü Başkanı Özgür Çelik'in çağrısıyla Saraçhane'de toplanmaya başladı. Yenikapı'da gerçekleştirilen Newroz'dan çıkan pek çok yurttaş da belediye binası önüne geldi. Saraçhane'de kurulan sandıklarda da CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte binlerce kişi oy kullandı. Saat 17.00'de sandıkların kapanmasıyla bir araya gelen yurttaşlar "Hükümet istifa", "Hak, hukuk, adalet" sloganlarıyla belediye binası önünde toplanmaya devam ediyor. 18.00'de Pertevniyal Lisesi'nin önünde toplanan Emek Partisi (EMEP) de alana giriş yaptı. Yürüyüş sırasında "Genel grev, genel direniş" ve "Faşizme ölüm, halka hürriyet" sloganlarına yüzlerce yurttaş eşlik etti. (Evrensel)

Saraçhane buluşmasında üniversite öğrencileri adına konuşan Burak:

"Tüm üniversiteleri akademik boykota çağırıyoruz. Akademik boykotu hep birlikte örelim, bizi geleceksizliğe mahkum edenlere… https://www.evrensel...

23.03.2025 18:09 — 👍 15    🔁 7    💬 0    📌 1
Post image

Çayırhan maden işçileri özelleştirmeye karşı maden önünde direnişte

Özelleştirmeye karşı çalıştıkları madene yürüyen Çayırhan işçilerinin önüne kurulan jandarma barikatı kalktı. İşçiler maden önünde… https://www.evrensel...

27.02.2025 09:46 — 👍 1    🔁 1    💬 0    📌 0

hayatını adayanlardan, güzel abilerdendi... devri daim olmalı...

23.01.2025 11:12 — 👍 2    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

HTŞ yönetimi Suriye'yi yağmaya açıyor: Limanlar ve fabrikalar satılacak… https://www.evrensel...

23.01.2025 08:34 — 👍 3    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

İsrail, Yemen'de Uluslararası Sana Havalimanı'na saldırdı: 3 kişi öldü https://www.evrensel...

26.12.2024 19:03 — 👍 3    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen gazeteci Özlem Gürses için ev hapsi kararı verildi https://www.evrensel...

21.12.2024 15:45 — 👍 4    🔁 3    💬 0    📌 0
Video thumbnail

#YeniYıl için anlamlı bir hediye mi arıyorsunuz?

Sevdiklerinize Evrensel e-gazete aboneliği #hediye edin, yeni yıl hediyeniz gerçek olsun...

https://abone.evrens...

18.12.2024 16:54 — 👍 8    🔁 4    💬 1    📌 0
Post image

“Haklı mücadelemizde istediğimizi alıncaya kadar davamızdan vazgeçmeyeceğiz”

Çayırhan maden işçileri, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü kutladı https://www.evrensel...

04.12.2024 17:35 — 👍 7    🔁 3    💬 0    📌 0
Post image

Halep kent merkezinin büyük bölümünü ele geçiren cihatçılar Hama'ya ilerliyor.

Suriye ordusu Hama'daki mevzilerini düzenledi, kuzeydeki stratejik kasabalara büyük askeri takviyeler gönderdi https://www.evrensel...

01.12.2024 12:07 — 👍 3    🔁 2    💬 0    📌 0
Post image

İngiltere çapında Filistin halkı ile dayanışma için dün bir saat iş bırakıldı.

Birçok okul ve üniversitede de eylemler yapıldı.

Ticaret Bakanlığı önündeki eylemde “İsrail’e ambargo uygula” sloganları atıldı https://www.evrensel...

29.11.2024 08:43 — 👍 9    🔁 5    💬 0    📌 0

"Asla yalnız yürümeyeceksin"

28.11.2024 07:18 — 👍 1    🔁 0    💬 0    📌 0
Post image

İsrail ile ateşkes anlaşması Arap basınında nasıl karşılandı?

Lübnan’da zafer havası, Gazze’de endişe https://www.evrensel...

27.11.2024 12:15 — 👍 0    🔁 1    💬 0    📌 0
Post image

Evrensel'in haber ve köşe yazılarını tek tıkla BlueSky'da paylaşabilirsiniz

25.11.2024 07:55 — 👍 29    🔁 8    💬 0    📌 1

@elif-grg is following 20 prominent accounts