eren

Anlatılmayan senin hikayendir Kendi gerçekliğimiz "yeterince gerçek" değil mi?

2024 yılında 300 milyondan fazla kişi uluslararası #göçmen statüsündeydi. Özneliği, benliği, gerçek deneyimleri ve hikayesi yok olan; kendi gerçekliği bürokratik ve #politik aparatlar aracılığıyla paramparça edilmiş insanlar…

#blog #sinema #eleştiri

Yaşayan taşlar, yiten anlam Müzelerde tam olarak neyi koruyoruz?

Tarihi mirasın yaşayan dokulardan koparılması, sadece fiziksel bir yer değiştirme değil; anlamsal bir kolonizasyondur. Gerçekten mirası korumak istiyorsak, hangi bilgi türlerini değerli gördüğümüzü, kimin sesini duyduğumuzu ve neyi korurken neyi kaybettiğimizi sorgulamalıyız. #müze #arkeoloji

Galápagos üzerine dört hayaletle konuşma Akıl bizi diğer canlılardan üstün mü kılar, yoksa kendi sonumuzun mimarı mı yapar?

"Şunu kabul etmek lazım ki, hayvanlar aleminin insanoğlu hariç tüm yaratıkları, sağkalım taktiklerini iyileştirmek adına bunca zamandır inanılmaz derecede az aşama kaydetti."

Sokak kimindir, sürü kiminle kurulur? Toplumun kenarına itilen insanlarla hayvanların birbirini bulduğu, aidiyetin ve birlikteliğin yeniden tarif edildiği bir yer var mı?

Toplumun kenarına itilen insanlarla hayvanların birbirini bulduğu, aidiyetin ve birlikteliğin yeniden tarif edildiği bir yer var mı?

#sokakhayvanları #mülteciler #kent

Dayan Rosinante Ekonomik baskı altında çöken orta sınıf hayalleriyle, tıpkı Don Kişot'un yorgun atı Rosinante gibi, biz de kendi dayanma gücümüzü arıyoruz.

Mutlu sonla biten işçi filmlerine aşina değiliz pek. Ancak insanın zor zamanlarda bile bir anlam bulma çabasına, umudun o küçük kıvılcımına ihtiyacı oluyor.

#işsizlik #sinema

En ince hastalık: Şairlik "Şairlere iyi davranınız, şairler ince ruhludur" diyen İzzet Yasar, metodolojik bir şekilde kendi şiirsel duyarlılıklarını yok etti. Bilinçli yalnızlaşma yolculuğu, 15 kişilik cenaze töreniyle bitti.

"Şairlere iyi davranınız, şairler ince ruhludur" diyen İzzet Yasar, metodolojik bir şekilde kendi şiirsel duyarlılıklarını yok etti. Bilinçli yalnızlaşma yolculuğu, 15 kişilik cenaze töreniyle bitti.

#şiir #şair #edebiyat #blog

Göründüğün kadar mı varsın? Milyonlarca insanın sıkış tepiş yaşadığı şehirlerde gerçekten var olduğumuza dair sosyal kanıtlar üretmek zorundayız. Aksi halde varlık kaybı yaşayabiliriz.

Milyonlarca insanın sıkış tepiş yaşadığı şehirlerde gerçekten var olduğumuza dair sosyal kanıtlar üretmek zorundayız. Aksi halde varlık kaybı yaşayabiliriz.

#çizgiroman #sosyalmedya #varlık #varoluş #eleştiri #blog

Ölüme Yazgılı Şehir: İdeolojik vakumda insan Bizi yüzyıllar boyunca yönlendiren ideolojiler kaybolursa, ne olur? Strugatski Kardeşler’in Ölüme Yazgılı Şehir romanı, ideolojik boşlukta insan olmanın ne anlama geldiğini sorguluyor.

Ölüme Yazgılı Şehir, dünyada mı, başka bir gezegende mi, yoksa tamamen sentetik bir ortamda mı olduğunu kimsenin tam olarak bilemediği, Deney adı verilen sürecin parçası olmaya gelmiş insanlardan oluşuyor.
#bilimkurgu #ideoloji #ütopya #distopya

Yürüyen adam ve gündelik hayatın şiiri Yürümek, yaşamın ritmine ayak sesleriyle katılmaktır. Onun gücü, sıradanın içindeki olağanüstülüğü görünür kılması.

Yürüyen Adam’ın “maceraları” yol kenarına bırakılmış içi çiçek dolu pet şişeyi fark etmek. Kaldırıma süs olsun diye yapılmış yusufçuk mozaiğini görmek. Küçük seslere kulak kesilmek.

#yürümek #kent #ankara

Yazarak silinmek Kendi defterlerimdeki küçücük yazılar, beni Robert Walser'ın ve onun Jakob Von Gunten karakterinin hiçleşme sanatına götürdü.

Benjamenta Enstitüsü, görünürde bir hizmetçi okulu olsa da aslında öğrencilerini birer sıfır olarak mezun etmeyi amaçlıyor. Bu bekleme odasında otoriteyle özdeşleşme, onu rasyonalize etme ve öğrencinin şahsi özelliklerini yok etme amacı güdülüyor.

“Kim demiş en uçtaki kareye ulaşan piyonun muhakkak başka bir taş olacağını?
Saçmalık, kimi zaman onu piyon olarak bırakmak çok daha yararlıdır, bırak kalsın uçurumun kıyısında diğer piyonlara bir örnek olarak…”

Ölüme Yazgılı Şehir - Arkadi ve Boris Strugatski

“Kim demiş kendi taşlarının rakibinin taşlarından daha az tehlikeli olduklarını? Saçmalık; kendi taşların, rakibinin taşlarından çok daha tehlikelidir. Kim demiş şahı korumak ve mat tehlikesinden uzak tutmak gerektiğini? Saçmalık, gerektiği anda bir at yahut piyonla değişilmeyecek şah yoktur.”

“Büyük strateji ustası büyüktü çünkü şunu anlıyordu (belki de doğuştan biliyordu): Kurallara göre oynamasını bilen değildir kazanan, gerektiği anda bütün kuralları reddetmesini, rakibinin bilmediği kendi kurallarını oyuna sürmesini bilen ve gerektiğinde onları da reddeden kişidir.”

Ortak varoluş, ortak yara Tarih bize yaralar ve felaketlerden daha fazlasını verene kadar şair Joë Bousquet’nin sözü geçerli olmaya devam edecek: Yaralarım benden önce vardı. Ben onları bedenimde cisimleştirmek için doğmuşum.

Tarih bize yaralar ve felaketlerden daha fazlasını verene kadar şair Joë Bousquet’nin sözü geçerli olmaya devam edecek: Yaralarım benden önce vardı. Ben onları bedenimde cisimleştirmek için doğmuşum.
#blog #sinema #eleştiri #kolektif #bellek #hafıza

Siyaseti rüyasız uykusundan uyandırmak mümkün mü? Hayal gücünü siyasal alana geri çağırmak, bugünün en radikal eylemlerinden biri olabilir. Oynayarak değiştirmek mümkün. Ama önce hayal etmeyi tekrar öğrenmemiz gerekiyor.

Bugün Javier Milei, Donald Trump ya da Giorgia Meloni gibi sağcılar, kendilerini siyasetin kurallarını tanımayan oyunbozanlar olarak gösteriyorlar. Bizimse oyunbozanlığı onların elinden kurtaracak, özgürce oynamayı tekrar saygın hale getirecek hayal gücüne ihtiyacımız var. #blog #siyaset #sol #sağ

Oluşturdukları listeye bi göz atıp ne idüğü belirsiz haber hesaplarını toplu bloklamanızı öneririm. Muhtemelen takip ettiğiniz, güvendiğiniz hesaplar vardır içinde ama acımayınız. Manifesto niye acımamanız gerektiğini de anlatıyor.

Film: Unrest Yapım yılı: 2022 / Yönetmeni: Cyril Schäublin

21. yy’ın çeyreğini bitirdik. Karamsarız. Üretim ilişkilerinden kalan zamanımızı gönüllü olarak tüketime teslim ediyoruz. #Anarşist bir toplumu hayal etmek bize ütopik geliyor. En azından başka bir zamanın mümkün olup olmadığını düşünmek için vahşi saatimizi dinleyebiliriz. #film #eleştiri #blog

Kitap: Ressamın İsyanı Basım yılı: 2023 / Yazarı: Gündüz Vassaf / Yayınevi: Everest Yayınları

Gündüz Vassaf, romanın başına düştüğü notta “demlenerek okunmasını” rica etmiş. Ama ne kadar demlenirse demlensin, okuyucunun elinde sadece entelektüel sofralarda anlatılacak anekdotlardan ibaret, altı çizilmiş cümleler kalıyor.

#blog #kitap #eleştiri #roman